Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında normalleşme adımları atılıyor. Bu kapsamda Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed El Nahyan bugün Türkiye'ye geldi. İki ülke arasından 'yeni dönemin başlangıcı' olarak görülen ziyarette iki ülke arasında farklı alanlardaki anlaşmalara imza atıldı.
10 MİLYAR DOLARLIK FON
Abu Dabi Kalkınma Holdingi (ADQ) Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Hasan Al Suwaidi, Türkiye ile BAE arasında yapılan anlaşmalar kapsamında 10 milyar dolarlık bir fonun tahsis edildiğini açıkladı. Suwadi, "Görüşmeler neticesinde Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’de yatırım yapmak üzere 10 milyar dolarlık bir fon ayırmış ve tahsis etmiştir." dedi.
TÜRKİYE'YE DOĞRUDAN YATIRIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan arasında imzalanan anlaşma, Türkiye'de 3 GW'a kadar olan mevcut ve yeni yenilenebilir projelere yatırımlar da dahil olmak üzere enerji, petrokimya, teknoloji, ulaşım, alt yapı, sağlık, finansal hizmetler, gıda ve tarım alanlarında Türkiye'ye doğrudan yatırım ve iş birliklerini kapsıyor.
İKİ MERKEZ BANKASI ARASINDA MUTABAKAT
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası arasında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı imzalandı.
ADQ İLE TÜRKİYE VARLIK FONU ARASINDA MUTABAKAT
ADQ ile Türkiye Varlık Fonu arasında ilk olarak genel iş birliğine yönelik bir mutabakat muhtırasında anlaşılacak. ADQ ile Türkiye Varlık Fonu ayrıca Türkiye’deki teknoloji firmalarına yatırım yapmak üzere teknoloji odaklı bir girişim fonunun kurulmasına yönelik bir mutabakat muhtırasını da planlar içerisinde.
Söz konusu yatırım anlaşmaları Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) devlet yatırım fonu olan Abu Dabi Kalkınma Holdingi (ADQ) ile Türkiye Varlık Fonu ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından imza altına alındı.
Abu Dabi Liman Şirketi ile imzalanacak bir diğer iş birliği anlaşması da liman ve lojistik yatırımlarına ilişkin olacak.
BORSA İSTANBUL DA İŞ BİRLİĞİNDE
Abu Dabi Menkul Kıymetler Borsası ile Borsa İstanbul tarafından da iki ülke borsaları arasındaki iş birliğine yönelik bir mutabakat muhtırası taraflar arasındaki bir diğer anlaşma olacak.
ADQ, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile de stratejik iş birliği anlaşması imzalayacak. Söz konusu anlaşma Türkiye’de 3 GW’ye kadar olan mevcut ve yeni yenilenebilir projelere yatırımlar da dahil olmak üzere enerji, petrokimya, teknoloji, ulaşım, altyapı, sağlık, finansal hizmetler, gıda ve tarım alanlarında Türkiye’ye doğrudan yatırım ve iş birliklerini kapsayacak.
ADQ’nun ayrıca Kalyon Holding’le enerji, altyapı ve ulaştırma alanlarında, CCN Group’la da sağlık alanında iş birliği anlaşması imzalayacağı öğrenildi.
9 SENE SONRA İLK YÜZ YÜZE GÖRÜŞME
Öte yandan ziyaret, Al Nahyan ile Erdoğan’ın Şubat 2012’den sonra ilk yüz yüze görüşmesi olacak. İki isim 31 Ağustos’ta da telefonla görüşmüştü.
TÜRKİYE BAE'Yİ 15 TEMMUZ'U FİNANSE ETMEKLE SUÇLAMIŞTI
Türkiye ile BAE arasında 2016 senesinde karşılıklı ziyaretlerle bir diyalog kapısı açıldı ancak Temmuz 2016 darbe girişiminde Abu Dabi'nin rol oynadığı ve darbecileri desteklediğine ilişkin iddialar ilişkilerin yeniden soğumasına neden oldu.
Türk medyasında BAE ve MBZ hakkında son derece ağır suçlamalar yer alırken, BAE'nin de bazı Türk muhalif medya organlarını desteklediği iddia edildi. Ankara'da BAE liderliğinin Türkiye'ye karşı karalama kampanyası yürüttüğü de sıklıkla dile getirildi.
BAE'nin darbe girişimindeki rolü ile ilgili en somut girişim 2020 Ağustos'unda yapıldı. MBZ'nin önde gelen danışmanlarından Muhammed Dahlan hakkında 15 Temmuz darbe girişimini finanse etmek, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek gibi çok ciddi suçlamalardan dolayı Uluslararası Polis Teşkilatı'ndan (Interpol) "kırmızı bülten" talebinde bulunuldu.
Bu dönemde bölgesel çatışma alanlarındaki karşıtlık da tepe noktasına çıktı. Bu süreçte özellikle Libya'da karşıt grupları destekleyen Türkiye ve BAE, zaman zaman askeri olarak da karşı karşıya geldiler. Türk birliklerinin kontrolündeki Vatiyye Hava Üssü'ne 2020'de düzenlenen hava saldırısının BAE tarafından organize edilerek uygulandığı Türk basınında sıkça yer almıştı. Ankara'daki resmi kaynaklar, saldırıyla ilgili açıkça konuşmamakla birlikte BAE'yi işaret etmişlerdi.
BAE'nin bu süreçte Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini geliştirmesi ve bölgesel güçlerle birlikte askeri tatbikatlar gerçekleştirmesi Ankara'da rahatsızlık yaratan bir başka unsur olmuştu.