İSA UĞUR ERDOĞAN | KARAR
DİSK'e bağlı Dev Yapı-İş. Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası'na (DİSK/ Dev Yapı-İş) bir hafta önce yaşandığı belirtilerek Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bulunan Kuzey Star Tersanesi'nde çalışan bir işçinin gönderdiği görüntülerde zehirlenen işçileri kurtarma çalışmaları görülüyor.
Karbondioksit gazının açık kalması sonucu zehirlendiği belirtilen 8 işçinin, Pendik Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldığı ve durumlarının iyi olduğu haberi alınırken 15 Eylül'de gerçekleşen olayın yaşanış biçimi ve kurtarma çalışması soru işaretleri barındırıyor.
Görüntülerde gemideki çalışma alanına inen üç işçi yerde baygın halde bulunan iki işçiyi kurtarma vincine alıyor. İki işçi bir yerde yatan işçiyi vince alırken su birikintisi içinde olan diğer işçiyi de bir kişi kurtarma vincine alınıyor. Ancak kurtarma vincine bineceği anda gazın etkisi donanımsız şekilde aşağıya indirilen işçide de görülüyor. Arkadaşları vince almaya çalışsa da sadece vücudunun bir bölümü vince çekilebilen işçi vinçle birlikte yukarı çıkarılıyor. Vincin yükselmesi ile birlikte işçinin hareketsiz kaldığı görülüyor.
'TAM BİR FELAKET'
DİSK/ Dev Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, kurtarmaya giden üç kişiden ikisinde uygun koruma araç ve gereçlerinin olduğunu fakat üçüncü işçide bulunmadığının altını çizerek, "Muhtemelen çalışma arkadaşları yerde yatan işçiler. Kıyafetlerinden bu anlaşılıyor" dedi.
"Kurtarma çalışmasının kendisi de uygun bir çalışma değil" diyen Karabulut, "İşçilerin sedyeyle taşınması lazım, sedye yok. Karga tulumba yük sepetinin içine atıyorlar. Tam bir felaket" ifadelerini kullandı.
'MAKİNE ARIZALANSA ÜRETİMİ DURDURURLARDI AMA İŞÇİ UMURLARINDA DEĞİL'
Kurtarma çalışması esnasında işin devam ettirilmesine tepki gösteren Karabulut, "Videodan gördüğümüz kadarıyla aşağıda kimyasal bir zehirlenme yaşanmış. Ama iki işçinin de herhangi bir koruyucu ekipmanı yok. Kurtarmaya gelen işçinin de koruyucu ekipmanı yok. Bundan bile kar ediyor patronlar. Çünkü bizim hayatımız çok ucuz. Dışarıda birçok işçi var. Yarın başka bir işçi gelip orada çalışır. O kadar pervasızlık var ki işi bile durdurmamışlar. Böyle acil bir vaka var, alarm verilip işin durdurulması lazım. Belki orada bir makine arızalansa üretimi durdururlardı. Ama işçi bayılmış, belki de yaşamını yitirmiş onların umurunda değil. Böyle bir dipsiz kuyunun içinde mücadele ediyoruz" diyerek yaşanan durumu özetledi.
'İŞÇİLER AÇISINDAN CEHENNNEM BURALAR'
Karabulut, tersane ve inşaat sektörlerinin iç içe geçmiş olduğunu belirterek, "Büyük gemiler inşa ediliyor bu bölgelerde. İşçiye üretim baskısı, üretim hızı dayatılıyor. bir denetim yada takip yok. İnşaatta da mesela şaft kuyusunda cenazeyi iki gün sonra görüyoruz. Aile ulaşmıyor, araştırıyor. O şekilde cenaze ortaya çıkıyor. İşçiler açısından cehennem buralar. İş yetiştirmeye ve kara odaklanmış bir zihniyet var patronlar açısından. En az maliyetle, en fazla işi üretmek için yoğun bir çalışma baskısı var. Burada da o kadar duyarsızlık var ki yukarıda çalışan işçi aşağıda ne olduğundan bile haberi yok" diye konuştu.
'KORSANVARİ ÇALIŞIYORLAR'
Uzun yıllar tersane işçisi olarak çalışan DİSK'e bağlı Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı, Ardiyecilik ve Antrepoculuk İşçileri Sendikası (Limter-İş) Genel Sekreteri Hakkı Demiral ise zehirlenmelere karşı gerekli tedbirlerin maliyetten kaçınmak için alınmadığını söyledi.
Hakkı Demiral şu şekilde konuştu:
"Tersanenin gaz kontrolü yapan bir ekip kurması lazım. İş başlangıcı ve gün içerisinde gaz kaçağı var mı kontrol edilerek rapor edilmeli. Ama böyle bir raporlama yok. Çalışanın inisiyatifine bırakılmış. Çalışan da orada kendi işini görüyor. Oradaki kaçağı kontrol etme bilgisine de sahip değil, becerisine de sahip değil. Kaynak makinesini işini bitirdikten sonra alıp başka bir gaz devresine takıyor. Ama bunu kontrol eden, işveren tarafından görevlendirilmiş, yetkilendirilmiş kişilerin olması lazım. Ama maliyetten kaçarak üç kişi tutacağına böyle korsanvari çalışıyorlar."
'İŞÇİLERİN YAŞAMASI TAMAMEN TESADÜF'
İkincisi müdahale esnasında mutlaka donanımlı bir tesisatla girilmesi lazım. Karbon filtreli, oksijen tüpüyle girmesi gerekiyorken müdahalede de korsanvari bir yöntem var. Maskesi olmayan arkadaş, işçiyi çıkarırken baygınlık geçiriyor. Yukarıya kaldırılırken sepetin kapıları kapatılmıyor. Eğer vinç sallamış olsaydı, onları patates çuvalı gibi yere sererdi ve hiçbir tanesinin kurtulma şansı yoktu. Tamamıyla standartlara aykırı yasa dışı bir çalışma. Bunların denetlenmesi lazım. Gaz devrelerine uygun mudur değil midir, sertifikası var mıdır, test edilmiş midir, uygun bir çalışma sistemi oluşturulmuş mudur bunların denetlenmesi lazım. Hiçbiri yapılmıyor. İşçilerin bu anlamda yaşaması tamamen bir tesadüf."
SON 8 YILDA 226 TERSANE İŞÇİSİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Tersanelerde gerekli iş güvenliği alınmadığı için zehirlenme, elektrik çarpması, yüksekten düşme gibi birçok olayda işçiler yaşamını yitiriyor, en iyi olasılıkla yaralı kurtuluyor. İSİG Meclisi'nin raporuna göre son sekiz yılda tersane/gemi sektöründe en az 226 işçi önlenebilir nedenlerle çalışırken yaşamını kaybetti.