Kilis’te bir dizi program gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son olarak Suriyeli mültecilerle buluştu. Basına kapalı yapılan toplantıya faklı kesimlerden 50’ye yakın Suriyeli mülteci katıldı. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur Suriyeli mültecilerin tercümanlığını yaptı, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun sözlerini onlara aktardı.
“BİZE ORADA BİR YAŞAM İMKANI SAĞLANDIĞINDA ELBETTE GİDERİZ”
Toplantıda konuşan Suriyeli mülteciler, Türkiye’deki hayat pahalılığından yakınarak; “Türkiye çok pahalı, Suriye çok ucuz, bunu engelleyin” taleplerini Kılıçdaroğlu’na iletti. Suriyeli mülteciler Zafer Partisi’nin söylemlerinden yakınarak; “Biz buraya gelmek istemedik, zorunluluktan, yaşam koşullarımız orada ortadan kalktığı için buraya geldik. Bize orada bir yaşam imkanı sağlandığında elbette gideriz” diye konuştukları bildirildi.
“BİZİ OTOBÜSLERE KOYUP GÖNDERECEK MİSİNİZ”
Zafer Partisi’nin söylemlerinden rahatsızlık duyan bir Suriyeli mülteci Kılıçdaroğlu’na; “Bizi otobüslere koyup gönderecek misiniz” diye sordu. Kılıçdaroğlu'nun, “Öyle bir şey yok. Orada sizlere bir hayat kuracağız” yanıtını verdiği öğrenildi.
Kılıçdaroğlu, son olarak partisinin Suriyeli mülteciler hakkında hazırladığı planları anlattı. Kılıçdaroğlu, mülteci sorununa ilişkin Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nda yaptığı konuşmada bahsettiği çözüm yöntemini tekrarladı. Kılıçdaroğlu, Kilis ziyaretinin ilk programında şöyle konuşmuştu:
“SURİYE’NİN MEŞRU YÖNETİMİNİ GÖRÜŞÜEREK, KARŞILIKLI BÜYÜKELÇİLİKLERİ AÇACAĞIZ”
“Millet İttifakı olarak iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi Suriye’nin meşru yönetimi ile görüşmektir, karşılıklı büyükelçilikleri açmaktır. Çünkü bir sorunu çözecekseniz sorunun muhatabı ile konuşmanız lazım. Kavga ederek çözemezsiniz. Karşılıklı, büyükelçiliklerimizi açacağız. Ama bu, hemen sorunun çözüldüğü anlamına gelmez.
“HERKESİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ SAĞLANACAK”
Buradan gidenlerin can ve mal güvenliklerinin sağlanması lazım. Yeniden savaş ortamında kendilerini bulmamaları gerekiyor. Bunun için de meşru hükümetle oturulacak. Protokol yapılacak. BM gerekirse devreye konulacak. Herkesin can ve mal güvenliği sağlanacak. Yeter mi? Bir şey daha yapmamız lazım.
“HEM BİZ KAZANACAĞIZ HEM SURİYELİLER KAZANACAK. BÖLGE KAZANACAK”
Bizim; Gaziantepli, Kilisli çok sayıda iş insanının o bölgede fabrikaları vardı. O fabrikaların yeniden açılmasını isteyeceğiz, yeniden üretim yapmalarını isteyeceğiz. Hem biz kazanacağız hem Suriyeliler kazanacak. Bölge kazanacak. Hiç kimsenin de unutmaması gerekir. Bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’dir ve Türkiye dominant olarak bölgede bütün ekonomik gelişmeleri yönlendirebilir.
“GİDEN İNSANIN; EVİ OLACAK, YOLU OLACAK, OKULU OLACAK, İŞİ OLACAK”
Böylece buradan giden insanın; evi olacak, yolu olacak, okulu olacak, işi olacak. Arzu ediyorsa, ülkemize turist olarak gelebilir. Daha önce bütün lokantalar, bütün sınır boyumuzda doluydu. İnsanlar düğünlerini bile Hatay’da yaparlardı. Antep’te yaparlardı. Kilis’te yaparlardı. Aynı atmosferi yeniden sağlamak zorundayız.
“İKİ YIL İÇİNDE BİZ BUNLARI YAPACAĞIZ”
Bir; ırkçılık yapmıyoruz, herkesin kimliğine saygımız var. İki; Türkiye’nin itibarını düşünüyoruz, öyle insanları bindirdik otobüse zorla gönderdik, onu da yapmıyoruz. Üç, göndereceğimiz insanın can ve mal güvenliğini sağlıyoruz. Dört, göndereceğimiz insan orada para kazanacak. Bizim fabrikalarda çalışacaklar, ücretlerini alacaklar. Böylece herkesin memnun olduğu bir düzen inşa edeceğiz. İki yıl içinde biz bunları yapacağız. Bunun çok kolay olmadığının ben de farkındayım. Çünkü bölgede bizim dışımızda başka unsurlar da var. Amerika da var orada, Rusya da. Ama biz Suriye’nin içiyle değil kendi sınır boylarımızda, bize Suriye’den gelen kardeşlerimizle daha çok ilgileniyoruz ve kendi ülkelerine gönderiyoruz.”