Muş'un Malazgirt ilçesinde 11 yaşındaki Fatma K., sosyal medyada gördüğü 'kolonya yakma' videosunu denemek istedi. Fatma K., üzerine kolonya döküp elindeki çakmağı da ateşledi. Bir anda saçları ve kıyafetleri alevler aldı. Hastanede tedaviye alınan Fatma K.'nin göğüs ve boyun bölgesinde ikinci ve üçüncü dereceden yanıklar olduğu belirlendi.
"MAHRUM BIRAKILMA BELİRTİLERİ GÖSTERİYORLAR"
Cumhuriyet'ten Rengin Temoçin'in haberine göre, önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden psikiyatri uzmanı Dr. Eren Ezgi Gevher Avcı, "Sosyal medya ile temas kuran çocuklarda görülen sorunlar kişiden kişiye değişmekle birlikte, tıpkı bağımlılıklarda olduğu gibi mahrum bırakılma belirtileri gösterir. Sürekli bununla meşguldür ve gündelik başarıların yarattığı tatmin duygusu yetersiz gelir" dedi.
"DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMELİ"
Uzun süre sosyal medya kullanan çocuklarda dikkat ve konsantrasyonun bozulduğunu söyleyen Dr. Eren Ezgi Gevher Avcı, şöyle konuştu:
"Üretilen içerikler gündelik yaşamın gerçekliğinden kopuk olduğu için uygunsuz deneyimlere teşvik eder. Öte yandan çocuklar yaşına ve gelişimine uygun olmayan kişileri model alabilir. Bu konunun bireysel önlemlerin ötesinde, bilimsel ve pedagojik bir zeminde tartışılarak devlet politikası haline getirilmesi gerektiğini düşünüyorum."
"TOPLUMUN DA KUSUR VAR"
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Doç. Dr. Ahmet Ayar ise, "Çocuğun korunması ve sağlıklı gelişimi için anneye, babaya, topluma ve devlete ciddi görevler düşüyor. Bu talihsiz olayda sadece çocuğun anne ve babası yani ailesi değil toplumun ve devletin de kusuru mevcut" dedi.
"EĞİTİM DÜZENLEMESİ GEREKİYOR"
"Çocukların sosyal medyadan uzak durmaları gelişimleri açısından son derece yaşamsal" diyen Doç. Dr. Ahmet Ayar, şunları söyledi:
"İnsan yetiştirmek için toplumsal seferberlik şart. Bu anlamda anne, babaların çocuk üzerinde sahip oldukları velayet hakkından öte bir yükümlülük yüklediği konusunda devletin eğitim düzenlemesi gerekiyor. Eğitim dışında hem taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi hem de Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca çocuğun başı boş bırakılmasını sağlayan anne babalara karşı yargıcın, velayet hakkına müdahalesi, bu hakkı sınırlandırması veya bu hakkı onlardan alması dahi düşünülebilir."