Sinan Oğan ikinci turda kimi destekleyeceğini açıkladı

Türkiye 28 Mayıs'ta sandığa gitmeye hazırlanırken Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 5,17 oy alan ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ikinci tur kararını açıkladı. 'Herhangi pazarlık, angajman olmaksızın' kırmızı çizgilerini ifade ettiklerini belirten Oğan, Cumhur İttifakı adayı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı. Oğan, ''Bize oy veren seçmenleri de sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemelerini talep ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 49,50 oy, Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 44,89 oy aldığı Cumhurbaşkanlığı yarışında kazanan çıkmayınca seçim ikinci tura kaldı.

14 Mayıs'taki seçimde yüzde 5,17 oy alarak ikinci turda kritik rol oynayan ATA İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan'ı mı yoksa Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu'nu mu destekleyeceği merak konusuydu.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ bugün katıldığı canlı yayında Oğan'ın adayı olduğu ATA İttifakı'nın dağıldığını açıkladı. Öte yandan Kılıçdaroğlu bugün saat 15.00'te ATA İttifakı'nın eski bileşenlerinden olan Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz ile görüşme gerçekleştirdi. Öz yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini bildirmişti.

Kararının açıklayan Oğan konuşmasında, "Her iki aday ile görüşmelerimiz devlet adamı ve karşılıklı nezaketle gerçekleşmiştir. Bu müzakere ve istişareler tabandan gelen mesajlar neticesinde seçimlerin ikinci turunda Cumhur İttifakı adayı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğimizi beyan ediyorum. Bize oy veren seçmenleri de sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemelerini talep ediyorum" dedi.

'SAYIN GENEL BAŞKANLARINA, PARTİ YÖNETİCİLERİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM'

Sinan Oğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Hepinizin bildiği üzere, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri öngördüğümüz üzere ikinci tura kalmıştır. ATA İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak birinci turda yüzde 5.2 oy oranında oy alarak seçimlerin ikinci turu üzerinde etkili bir noktaya ulaştık.

Öncelikle Türk milletinin her bir ferdine seçimlerde göstermiş oldukları vakur tavır, yüksek katılım ve bize olan teveccühlerine teşekkür ederim. Ayrıca; ATA İttifakı bileşeni partilere, sayın genel başkanlarına, parti yöneticilerine, teşkilatlarına ve seçmen tabanlarına teşekkür ediyorum.

Resmi olarak ittifak içerisinde yer almasalar da Türkiye İttifakı Partisi üzerinden desteklerini esirgemeyen ve ilk günden beri bizimle beraber olan siyasi partilerimize sayın genel başkanlarına, parti yöneticilerine, teşkilatlarına ve seçmen tabanlarına teşekkür ediyorum.

Yaklaşık 10 yıldır bizimle beraber yol yürüyen, bizi en zor zamanlarımızda bile yanlız bırakmayan yol arkadaşlarıma ve Türkiye’nin her bir köşesinde ilmek ilmek teşkilatlanan, gece gündüz çalışan “Sinan Oğan Gönüllüleri”ne teşekkürü borç biliyorum.

Yine bizimle aynı teşkilatlanma yapısı içerisinde olmasa da bizimle farklı dünya görüşü içerisinde bulunmasına rağmen bize inanan, bize güvenen ve gelecek Türkiye’sinde bizim olmamızı isteyerek bize oy veren, destek olan tüm vatandaşlarımıza sevgi, saygı ve teşekkürlerimi iletiyorum.

Bize 111 bin 506 imza vererek bizi bu sürecin bir parçası haline getiren her bir imzacı vatandaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum.

Açtığımız seçim hesabına karınca kararınca destek olan, gittiğimiz yerlerde masraflarımıza ortak olan ve genel olarak bizi bu manada destekleyen herkese teşekkürlerimi borç bilirim.

"CÜMLELERİMİZ İÇİN TEHDİTLER ALDIK"

Afişleri, pankartları, broşürleri halkımız internet sitemizden indirerek evlerine, işyerlerine, araçlarına, caddelere, sokaklara astılar. Her çabaları kıymetliydi bizim için. Gittiğimiz illerde, ilçelerde kendiliğinden toplandı kalabalıklar, sofralarına davet ettiler, işyerlerine buyur ettiler. Özellikle gençlerimiz sevgi seli oldular, aktılar. Her adımları önemliydi bizim için.

Sesimizi televizyonlardan, gazetelerden duyuramadık. Sosyal medya açılan tek kapımız oldu, cümlelerimiz için. Tehditler aldık, saldırıya uğradık, istedikleri şekilde davranmadığımız için hakkımızda yalan haberler çıkardılar, bağlamından koparılan cümlelerle adeta kirli pazarlıkların bir parçası gibi gösterdiler, sosyal medya lincine uğradık. Gönüllülerimiz koştu yardımımıza. Gece gündüz uyumadık, yorulduk, bitkin düştük, yılmadık, yıkılmadık.

Biz yaklaşık 3 yıl önce “Eğer bir Türk milliyetçisi aday olmazsa, Türk milliyetçilerini adaysız bırakmayacağız” diyerek yola çıktık. Bu süreç içerisinde Tüm Türkiye’de “Sinan Oğan Gönüllüleri” üzerinden örgütlenmeye ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanmaya başladık. Son ana kadar da “üzerinde uzlaşılan bir Türk milliyetçisi aday” formülünü de bekledik. Ve dedik ki, eğer böyle bir aday çıkarsa biz çekileceğiz ve kayıtsız şartsız bu adayı destekleyeceğiz. Ancak dediğimiz şartlara haiz bir aday çıkmadığı için biz çalışmalarımıza hız verdik. Bu sürecin sonlarına doğru ise ATA İttifakı’nın kuruluşu gerçekleşti ve biz 11 Mart’ta ittifakın adayı olarak ilan edildik. Türk milliyetçilerinin ve Atatürkçülerin adayı olarak seçime girdik.

"BİR DİP DALGAYI BİR AYDA DEĞİL ÜÇ YILDA HAZIRLADIK"

Maalesef ki, bir çok kesim bizim son bir ayda çıkıp yüzde 5.2 oy almamızı şaşırarak izliyor. Oysa bilmedikleri, görmezden geldikleri, ciddiye almadıkları durum şuydu; Biz 3 yıldır bu çalışmayı sürdürüyorduk, bir dip dalgayı bir ayda değil, üç yılda hazırladık. O sebeple de seçmenlerimizi küçümseyen, onları tesadüfi oylar olarak gören, bize değil başka adreslere yazmaya çalışanların bizim çalışmalarımızı daha dikkatli izlemelerini tavsiye ediyoruz. Hem bizim 3 yıldır sürdürdüğümüz çalışmalar hem de son 11 Mart’tan itibaren ATA İttifakı bileşenleri ile yaptığımız güç birliği bu başarıyı getirmiştir.

Normal şartlarda bizim almayı beklediğimiz oy oranı yüzde 9-16 bandında bir rakamdı. Bunu en başından beri kademeli olarak ifade ettik. Bir dip dalganın geldiğini, tüm anketlerin yanılacağını ve seçimin sürprizini bizim yapacağımızı ifade ettik. Ancak seçimin son düzlüğünde Sayın Muharrem İnce’ye yönelik başlatılan ve aşağılık usullere de el atılan linç kültürünün hedefine ulaşmasıyla bu defa son üç gün bize dönük başlattıkları “yargısız infaz” çalışması seçmenlerimizden bir kısmının ürkmesine sebep olmuştur.

"SEÇİMLERE OLDUKÇA ZOR ŞARTLARDA GİRDİK"

Yeri gelmişken belirtelim ki, linç kültürünü ülkemiz demokrasisi açısından son derece tehlikeli bulmaktayım. Sizden olmayanı aşağılamak, sizinle aynı düşünmeyene hakaret etmek ve türlü türlü metotlarla insanların yarıştan çekilmesini sağlamaya çalışmak demokrasimize darbedir. Bizim bu kitleyi seçim öncesi uyarmamız, “yapmayın, etmeyin bizim kitlemize hakaret etmeyin, ikinci turda bizim kitlemizin oyun ihtiyacınız olacak” dememize rağmen bu basit uyarı bile futbol tabirlerine malzeme edilmeye kalkışıldı. Oysa şimdi tam da dediğimiz noktadayız. Zira, çekilmemiz durumunda seçimlerin ilk turda biteceği gerçeği artık herkes tarafından görülmüştür. Seçimlere oldukça zor şartlarda girdik.

"PLANA SADIK KALIP, BİRÇOK HEDEFİMİZE ULAŞTIK"

Seçimlere oldukça zor şartlarda girdik. Eşit ve adil olmayan şartlarda yarıştık. Ne maddi olarak gerekli imkanlarımız vardı, ne de medyada gösterilmiyorduk. Ne hükumet imkanları ne de belediye imkanlarımız yoktu. Ayrıca devlet katkısından da mahrumduk. Buna rağmen büyük bir mücadele örneği sergiledik. Bu mücadelede özellikle de sosyal medya kullanıcılarının yeri ayrıdır. Bizim medya ambargosunu kırmamıza sebep olan gönüllü sosyal medya kullanıcılarına sonsuz teşekkürlerimi bildiriyorum.

Biz ilk günden beri ortaya bir hedef ve plan koyduk. Plana sadık kaldık, bir çok temel hedeflerimize ulaştık. Elbette bu ülkeyi yönetmek, Büyük Türkiye ve Kutlu Turan yolunda ilerlemek hedefimiz devam ediyor. İnşallah gelecek yıllarda bu hedeflerimize ulaşacağız. Buradaki temel kuralımız şudur: Plana sadık kal.”

"TÜRKLÜK GİBİ KAVRAMLARDA FARKINDALIK OLUŞTURDUK"

Sosyal medya adresimizde daha önce yayınlamıştık ama bir kez daha burada değinmekte fayda var: Bu seçimleri toplumun önüne koyduğumuz amaç ve hedefler açısından değerlendirdiğimizde;

➡️ Türk Milliyetçiliğini ve Atatürkçülüğü ülkenin ana gündemlerinden birisi haline getirdik,

➡️ HDP üzerinden oluşturulan “kilit parti” söylemlerini yıkarak Türk milliyetçilerini kilit konumuna yükselttik,

➡️ İki ittifak arasında serpiştirilmiş, ikinci plana itilmiş ve adeta “yedek” olarak görülen Türk Milliyetçisi seçmenini yeniden siyasetin merkezine yerleştirdik,

➡️ Türkiye'de güçlü bir Milliyetçi Seçmen kitlesinin görülmesine katkı sağladık, bu söylem milliyetçi kitlenin genişlemesini sağladı,

➡️ Seçimlerin ikinci tura kalmasını sağlamakla beraber, ikinci turun ana gündemini de belirleme yetisine sahip olduk,

➡️ İkinci tura kalan adayların bizim söylemlerimize sarılmalarını sağladık, bizi “dikkate almak istemeyen”, “saymaya gerek görmeyen” siyasetin bu başlattığımız hareketi saydığını gördük,

➡️ Sığınmacılar konusunda yeterli farkındalığı oluşturduk, bu konuda her iki ittifakada da bir geri dönüş takviminin oluşturulmasına katkıda bulunduk,

➡️ PKK, FETÖ vb gibi her türlü terör örgütüyle mücadele konusunda takındığımız ilkeli ve kararlı tavrın siyasetin ana akımında da yer bulmasını sağladık, Türk siyasetini esir almalarına engel olduk,

➡️ Anayasanın değiştirilemez ilkeleri, Türklük gibi konularda farkındalık oluşturduk.

➡️ Yürüttüğümüz ilkeli ve kaliteli siyaset tarzı toplumumuzun büyük takdir ve desteğini görerek siyaset yapma tarzımızla farkındalık oluşturduk.

Biz bu çerçevede çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Ünlü Türk şairi Ahmet Cevat bir şiirinde şöyle der:
Soranlara ben bu yurdun; anlatayım nesiyim
Ben çiğnenen bir ülkenin "hak" bağıran sesiyim!!!

Bu bağlamda biz de bu seçimlerde Türk Milliyetçilerinin ve Atatürkçülerinin hak sesi olmağa çalıştık ve başardık.

Bugün itibariyle bu seçimde görmezden gelinen ve hakkı yenilen Türk'ün hak bağıran sesi olma şerefini taşımaktayız.

"TÜRKİYE KRİTİK BİR DÖNEMEÇTEN GEÇMEKTEDİR"

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin sonuçlarının Türk siyaseti bakımından aşağıdaki önemli mesajları verdiği kanaatindeyiz:

1) 14 Mayıs seçimlerinde Türk seçmenleri hem Cumhur hem de Millet İttifakını Türk Milletinin hassasiyetlerine gerekli dikkati ve yaklaşımı göstermediği için ciddi biçimde uyarmıştır.

2) ATA İttifakı Türk Milletinin bu hassasiyetlerini korunması ve kollanması sürecinin yürütülmesinde kendi tabanı ve birleşenleri ile istişare ve müzakere sürecinin işletmiştir.

3) Seçmen bize de yürütme erki üzerinden Türk Milletinin bu hassasiyetlerini savunma görevi vermiştir.

Geldiğimiz noktada ikinci tura ilişkin tavrımızı açıklamadan önce, Türkiye`nin mevcut duruma ilişkin bazı görüşlerimizi dikkatinize sunmak istiyorum;

Küresel, bölgesel ve iç dinamikler göz önüne alındığında Türkiye kritik bir dönemeçten geçmektedir ve bu noktada 4 temel konuda acilen ele alınarak çözülmesi gerekenler büyük sorunlar olduğunu düşünüyoruz:

Bu temel konulardan birincisi Türkiye`de bulunan sığınmacı ve kaçaklar meselesidir. Sığınmacılar konusuun ülkemizde ilerleyen süreçlerde güvenlik, ekonomik, sosyal, iç politik ve jeopolitik faaliyetleri olabilecektir. Bu çerçevede konunun ele alınmasında fayda vardır.

Bu temel konulardan ikincisi ise Türkiye’deki deprem gerçeğidir. Deprem konusu da bir acil ulusal güvenlik meselesidir. Maraş depreminden çok daha büyük ve sarsıcı insani, ekonomik ve güvenlik sorunlar yaratabilecek depremler konusunda bir an önce kolları sıvamamız gerekmektedir. Bunun için uzun süredir önerdiğimiz Afet Bakanlığı kurulması tezimiz güncelliğini korumaktadır.

Bu temel konulardan üçüncüsü çeşitli iş ve dış dinamiklerin neden olduğu ve toplum derinden sarsan ekonomik sorunlardır. 28 Mayıs’ı seçimlerinin akabinde ülkece ekonomin gereklerine uygun öncelikli, hızlı ve sağlıklı kararlar alınması gerekmektedir.

Dördüncü temel konu ise ülkemize yönelik her türlü terör örgütlerine yönelik kesintisiz ve istikrarlı bir mücadelenin sürdürülmesidir. Bu mücadele sadece silahlı mücadele kısmında değil, hem de mali ve diğer boyutlarıyla bir bütün olarak ele alınmalıdır. Her kesin siyaset yapma hakkı teminat altına alınmakla beraber terörün siyasetteki uzantıları Türk siyasetinden temizlenmelidir.

"KISITLI İMKANLARLA KAMPANYA YÜRÜTMEYE ÇALIŞTIK"

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün koltuğuna oturacak kişini “terörle arasına mesafe koyamayan” HDP`nin belirlemesine engel olmaktı. Bugün geldiğimiz noktada bunu başarmak üzere olduğumuzu düşünüyorum.

Türk siyasetinde bozulan nezaketi geri getirmek ve Türk siyasetçisinin bozulan imajını ve halkta gerileyen güvenini geri kazanacak bir kampanya yürütmekti. Elimizden geldiğince devlet adamı yaklaşımıyla ve kısıtlı imkanlarla bir siyasi kampanya yürütmeye çalıştık. Seçim kampanyası boyunca benimsediğimiz tavrın ve buna yönelik aldığımız toplumsal tepkilere bakılırsa bu noktada da kendi ittifakımız ve kendi adıma önemli bir olumlu hava yarattığımızı düşünüyorum.

"FAİZ ODAKLI POLİTİKALAR YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"

“Cumhuriyetle hesaplaşma” tezleri tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Türk savunma sanayinde istikrarlı bir sürecin devam ettirilmesi mecburiyeti ortadadır. Başta Mavi Vatan tezimiz olmak üzere ülkemizin sürdürdüğü önemli dış politika hamlelerinin desteklenerek sürdürülmesi sağlanmalıdır. Eksikler tamamlanmalı ve daha güçlü bir Türkiye için her kes elini taşın altına koymalıdır. Türk Dünyası ile entegrasyon çalışmalarına hız verilmeli Türk Devletleri Teşkilatı daha da güçlendirilmelidir. Ekonomimizdeki faiz odaklı yürütülen politikalar yeniden gözden geçirilmeli ve ülkemizin daha güçlü ekonomik temele oturtulması sağlanmalıdır.

Yukarıda sayılan tüm hususların hayata geçirilmesi ülkemizin istikrarıyla doğrudan bağlantılıdır. Bu sebeple de yeni geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nde istikrarın temelinde parlamento ve cumhurbaşkanlığının aynı ittifak yönetiminde olması önem arzetmektedir. Millet İttifakı ise 20 yıldır iktidarda olan Cumhur ittifakı karşısında yeterli başarıyı gösterememiş, geleceğe dair tarafımızı ikna edecek bir perspektif sunamamış, her şeyden önemlisi parlamento çoğunluğunu sağlayamamış ve istikrar faktörünü ıskalamıştır.

Bize yönelik “pazarlık” iddialarını ileri sürenlerin bizi tanımadıkları çok net ortadadır. Biz hiçbir zeminde pazarlık yapmadık, kimseden bir görev talep etmedik. Bizim yaklaşımımız tamamıyla ilkeler çerçevesinde olmuştur.

Atatürkçü ve milliyetçi ilkelerim ve inancım her zaman siyasette rehberim olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milleti’nin bekası, refahı ve bölünmez bütünlüğü siyasetimizin temellerini teşkil etmiştir. Kararımız şahsımıza değil milletimize yönelik kazanımlar temelinde olmuştur. Bu çerçevede sürdürdüğümüz müzakereler aşağıdaki ilkeler çerçevesinde neticelenmiştir;

Her türlü terör örgütlerine (PKK, FETÖ, Hizbullah vs.) karşı kesintisiz, istikrarlı ve kararlı bir mücadele devam ettirilecektir.

Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi olan “Sığınmacılar ve Kaçaklar” meselesinde artık bir “Takvim” mevcuttur ve bu takvim en kısa zamanda işlemeye başlayacaktır. Ülkemizdeki sığınmacıların bir takvim çerçevesinde ülkelerine güven içerisinde geri gönderilmesi için tüm şartlar zorlanacaktır.

Sınırlarımızdan kaçak geçişlerin önlenmesi için tedbirler en üst seviyeye çıkarılacaktır.

Anayasanın ilk dört maddesinin değişmezliği ve Madde 66’da yer alan Türklüğün Anayasa’dan çıkarılma girişiminin karşısında ortak anlayış birliğinin mevcudiyeti görülmüştür.

Türkiye’nin hem kökleriyle yeniden buluşması hem de kardeşleriyle yeni bir küresel güç merkezi oluşturulması bakımından tarihi bir adım olarak kurulan Türk Devletleri Teşkilatı’nın, her alanda geliştirilmesi ve güçlendirilmesi sağlanacaktır.

Yukarıda anlatılanlar bağlamında 28 Mayıs 2023 tarihli cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu kritik öneme sahiptir. İkinci turda seçimde nasıl bir tutum alınması noktasında tabanımız, destekleyenlerimiz, ATA İttifakı birleşenleri ile müzakereler yaptık. Gerek ben gerekse İttifakımızın değerli genel başkanları, 28 Mayıs 2023’te yapılacak ikinci tur seçimlerinde aday olarak katılacak Cumhur İttifakı’nın adayı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Millet İttifakı’nın adayı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük. Her iki adayla görüşmede bizim kamuoyunca bilinen önceliklerimizi müzakere ettik. Sonra da konuyu tekrar ATA İttifakı birleşenleri ile müzakere ettik.

Burada altını özellikle çizmek istiyorum, herhangi bir pazarlık, angajman, taahhüt belirtmeksizin, herhangi bir talepte bulunmaksızın, ilkelerimizi, savunduğumuz değerleri, kırmızı çizgilerimizi ifade ettik. Her iki aday ile de bütün konuşma ve görüşmelerimiz devlet adamına yakışır şekilde, karşılıklı nezaket ve saygı çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu vesileyle kendilerine teşekkür ediyorum.


''CUMHUR İTTİFAKI ADAYI ERDOĞAN'I DESTEKLEYECEĞİZ''

Bu müzakere ve istişareler ve tabandan gelen mesajlar sonucunda ikinci turda Cumhur İttifakının adayı sayın Recep Tayyip Erdoğan`ı destekleyeceğimi beyan ediyorum. Bize ilk turda oy veren seçmenlerimizi de ikinci turda sayın Erdoğan`ı desteklemeğe davet ediyorum.

Bu kararımızı alırken her türlü istişareyi yaptığımızı, kararımızın ülkemiz ve milletimiz için en doğru karar olduğuna inandığımız için bu yönde karar aldığımızın bilinmesinde fayda var. Atatürkçü ve Milliyetçi ilkelerimiz çerçevesinde hiçbir kişisel beklenti içerisinde olmadan aldığımız bu kararın Yüce Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (41)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

Özdağ'dan Kılıçdaroğlu'na ikinci tur desteği

Güncel Haberleri