SEDA ÇAKIR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 13 Kasım 2021 tarihinde yaptığı “Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum” açıklaması ile siyasette ‘helalleşme’ tartışması başlatmıştı. Kılıçdaroğlu o tarihten bu yana ‘helalleşme’ çağrısı ve açıklamalarına devam etti, bugün de Türk siyasi tarihine ‘Postmodern darbe’ olarak geçen 28 Şubat’ın 25’inci yıl dönümünde İstanbul’da 28 Şubat mağduru kadınlarla ‘Helalleşme Buluşması’nda bir araya geldi.
(Fotoğraf: Anadolu Ajansı)
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da katıldığı program basına kapalı olarak yaklaşık 2 saat sürdü. Görüş, öneri ve eleştirilerin paylaşıldığı, Kılıçdaroğlu’na soruların yöneltildiği toplantı sonunda CHP Lideri, bir açıklama yaptı.
‘SİZLERİN KARŞISINA BİR 28 ŞUBAT MAĞDURU OLARAK OTURDUM’
Helalleşme çıkışı yaparken bu ülkeye bir miras bırakmak istediğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, helalleşme gereği medyaya haber vermeden çok sayıda ilde, çok sayıda ziyaretler gerçekleştirdiğini ve bu ziyaretlerin süreceğini paylaştı.
“Sizlerin karşısına bir 28 Şubat mağduru olarak oturdum, bu kardeşiniz de 28 Şubat’ta mağdur olan kişilerden birisi” diyen Kılıçdaroğlu, 28 Şubat olayları ile Roboski, Sivas ve Kahramanmaraş katliamlarına ilişkin açıklamalarda bulunarak, “Ahdim var bu ülkeyi barıştıracağım, inşallah bu ahdim benim mirasım olacak. Sonra keyifle ülkemin barışına, gelişmesine bakacağım” sözlerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Birkaç ay önce helalleşme dedim. Helalleşme derken hem şahsi, hem ana muhalefet lideri olarak kurumsal, hem de geleceğin iktidarı olarak yöneteceğimiz devlet adına konuştum. Artık umuyorum ki kastedilenin ne olduğunu herkes anladı. Amacımız bu milleti barıştırmaktır. Bu milleti ayrıştıranlar, kavga ettirenler kendilerine saraylar yaptırdılar. Kavgada taraf olanlara ise sefalet ve perişanlık kaldı. Ve sonuçta ülke maalesef geçmişe takılıp kaldı, hiçbirimiz önümüzü göremiyoruz.
Ülkemiz zenginleşmiyor, ülkemizin çocukları ailelerini terkedip geleceğini dışarıda arıyor. Son 10 yılda ülkeyi 700 bine yakın insan terketti. En parlak beyinlerimiz, geleceğimiz, evlatlarımız niçin geleceklerini dışarıda arasınlar, başka ülkelerde arasınlar? Bunu hepimizin düşünmesi lazım.
TÜRKİYE’YE BİR MİRAS BIRAKMAK İSTİYORUM
Helalleşme çıkışı yaparken söylemiştim; bize sadece iktidar olmak yetmiyor. Bu yaşımdan sonra neyleyim ben sarayları, uçakları, mütevazı bir hayat bana yetiyor, herhangi bir beklentim de yoktur. Aslında Türkiye’ye bir miras bırakmak istiyorum. Eğer ‘Bu çağrıyı neden yaptınız?’ diye sorarsanız Türkiye’ye bir miras bırakmak istiyorum. Barışmış bir millet benim en büyük başarım olacak inşallah. Barışan bir milleti istiyorum ve bunu sağlayacağım.
Helalleşme gereği medyaya haber vermeden çok sayıda ziyaret yaptım, değişik illerde. Bu konuda kimseye bir şey söylemedik ama bu süreçte kalbi kırılmış insanlarla buluştum, neleri düzelteceğimizi onlara anlattım. Liste o kadar uzun ki ayrıca bilmenizi isterim daha çok kişiyi de ziyaret edeceğim, onlarla oturacağım ve konuşacağım.
Bugün ağırlıklı olarak 28 Şubat mağdurları ve bu salonda sizlerle beraberim. Sizlerin karşısına bir 28 Şubat mağduru olarak oturdum, bu kardeşiniz de 28 Şubat’ta mağdur olan kişilerden birisi. Ben de fişlendim, mahkemeye gittim, dava açtım ve hakkımı aradım. 28 Şubat mağdurları ile barışmak zorundayız, barışacağız. 28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp, helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz elbette. Roboski ile helalleşeceğiz, Sivas, Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumları ile helalleşeceğiz. Mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleri ile helalleşeceğiz. Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz, bir solcu bir ülkücü diyerek katlettikleri gençlerimizin aileleri ile de helalleşeceğiz.
AHDİM VAR, BU ÜLKEYİ BARIŞTIRACAĞIM
Yaralarımızı sarmamız gerekiyor çünkü yaralar hala açık. Açık yaralar hepimizi fakir kılıyor. Bu ülkede yaşananlarla yüzleşmek, barışabilmek, yolumuza devam edebilmek demektir. Ahdim var, bu ülkeyi barıştıracağım, inşallah bu ahdim benim mirasım olacak. Sonra keyifle ülkemin barışına, gelişmesine bakacağım. Uzatılan bu eli geri çevirmediğiniz ve kalbinizi açtığınız için hepinize milletimizin huzurunda teşekkür ederim.”