Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV’de “Özel Röportaj” programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, “Kandil’den çok net destek mesajları geliyor, sizi rahatsız ediyor mu?” sorusuna "Kandil'den Millet İttifakı'nı desteklemeye yönelik bir açıklama kimin işine yarar? Bizi mi destekliyorlar, onları mı destekliyorlar? Akıl var, mantık var. Terör örgütü kalkıp da ben seni destekliyorum diyorsa aslında bu karşı tarafı destekliyorum demektir." dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Erzurum mitinginde taşlı saldırıya uğramasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Elinde taş olan kişiler bunu güvenlik güçlerinin gözetiminde yapıyorlar. Bütün bu olayların temel sorumlusu sarayda oturan kişidir. Toplumu bu kadar germenin mantığı var mı? Bu seçim sürecinde bir kez dahi adını ağzıma almadım." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Yarış ilk turda biter. Seçim meydanları güzel. Meydanlar demokrasi istiyor, ekonominin düzelmesini istiyor. Çıkış istiyor, umut istiyor, bahar istiyor. Sorunsuz hiçbir alanımız yok, saray hariç. Onun dışında her kesim sorunlardan çıkmak, kurtulmak istiyor.
ERZURUM'DA YAŞANANLAR
"Elinde Türk bayrağı olan 7- 8 yaşındaki bir çocuğa kim taş atabilir? Kimlerin teşvik ettiğini, kimlerin yaptığını biliyoruz. Erzurum'un eski adı Doğu'nun Paris'i. Artık kutuplaşmadan bıkmadı mı. Nedir bu alıp veremediğiniz. Gideceğiz diye canı yanıyor. Bunu yapanlar insan değildir. Taş atanları değil, onlara taş attıranları istiyorum. Kim talimat verdi, asıl onlar lazım. Taş atanlar belli zaten görüntüleri var. Polis neden müdahale etmedi? Polise dokunma talimatını kim verdi?
Elinde taş olan kişiler bunu güvenlik güçlerinin gözetiminde yapıyorlar. Bütün bu olayların temel sorumlusu sarayda oturan kişidir. Toplumu bu kadar germenin mantığı var mı? Bu seçim sürecinde bir kez dahi adını ağzıma almadım."
"DEVLET SAHİPSİZ KALDI"
"Hayatımda hiç duymadığım yalanları bu dönemde duydum. Bu kadar karalamaların olduğu bir seçim hatırlamıyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı devletin sigortasıdır. Son başvurulan ve sorunların çözüldüğü makamdır. Bırakmışsınız orayı, devlet sahipsiz kaldı, asıl beka sorunu budur. Bunu yapanlar insan değildir. Bindirilmiş kıtalar gibi. Zaten sayıları da fazla değildi. Tahrik edenler kim, orayı yönetenler.
Kim gözaltına alındı? Herhalde gidecekler, CHP il başkanını gözaltına alacaklar. Bütün bunlara rağmen tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, lütfen ama lütfen sakin olun. Seçime gidiyoruz, savaşa gitmiyoruz."
"MUHARREM İNCE'YE TEKLİF YAPILDI"
"İnce'ye teklif yapıldı. Ayrıntılara girmek istemem ama medyada da yer aldı. İnce ile görüşmemizden sonra Engin Altay'ı Muharrem beye gönderdim."
HELALLEŞME AÇIKLAMASI
"Geçmişe yönelik yapacağımız sorgulama kul hakkı yiyenler, yolsuzluk yapanlar ile ilgilidir. Bununla ilgili tavrım son derece net. Kim olursa olsun babam bile olsa yolsuzluk yapmış ve ben göz yummuşsam ben devleti yönetemem."
'TERÖR ÖRGÜTÜ' AÇIKLAMASI
"Kandil'den Millet İttifakı'nı desteklemeye yönelik bir açıklama kimin işine yarar? Bizi mi destekliyorlar, onları mı destekliyorlar? Akıl var, mantık var. Terör örgütü kalkıp da ben seni destekliyorum diyorsa aslında bu karşı tarafı destekliyorum demektir.
'Terör örgütünün adını niye seslendirmiyorsun' diyorlar. Açın MSB'nin, TSK'nın sitesini "bölücü terör örgütü" ifadesini kullanırlar.
Bunlar kendi çocuklarını paralı askere gönderdiler, ben göndermedim. Şimdi onlar mı vatansever ben mi? Suriye'de 34 askerimiz şehit edildi, Putin'in kapısında nefes aldı. Yahu şehit edilen bizim askerlerimizi, senin orada ne işin var? Gitti, koridorda bekletti, kronometreyi çalıştırdı. Hani dünya lideriydin!"
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana "Arap dünyasına karışmayın" denmiştir. Ortadoğu bir bataklık. Söyledik, uyardık, yapma dedik. Büyük Ortadoğu'nun eşbaşkanıyım dedi. Buyur başkan, ne yapıyorsun sen! Düne kadar hakaret ettikleri adamımların kapısına gittiler para dilenmeye. Türkiye'yi dilenci durumuna düşürmeye kimin hakkı var?
En sonunda baktılar olmuyor, uyuşturucu baronlarının paralarını Türkiye'ye getirdiler. Sekiz kez kanun çıkardılar, 'Paranı getir kovuşturma yapılmayacak' diye.
"BİZİM GÖRÜŞÜMÜZ DE NET"
Terör bir insanlık suçudur, nereden ve kimden gelirse gelsin. Terörle mücadele bir devletin en meşru görevidir. Devlet devlet gibi çalışsaydı, pek çok şey çok daha erken çözülürdü. Dışişleri Bakanlığını devre dışı bıraktılar. Yahu rüşvet alan adamın büyükelçilikte ne işi var. İsmini söylüyorum, dava bile açamıyorlar. Siz bunu Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etsin diye büyükelçi yapıyorsunuz. Bizim bir partiye söz verme şansımız yok zaten. Bütün görüşlerimiz mutabakat metninde var zaten. Boşu boşuna gereksiz bir tartışma gidiyor, yok masanın altı, yok masanın üstü. Bizim görüşümüz de net, HDP'nin dahil olduğu üçüncü ittifakın görüşü de net.
Bize destek veriyorlar, biz bu destekten memnunuz. Şu bize destek vermesin, o bize destek versin, ölye bir şey yok. Herkesin oyunu istiyoruz. TBMM yerel yönetimler kanunu kabul etmiş. Mecliste kabul edilen yasaya karşı çık diyorlar. DSP ve MHP'nin olduğu bir dönemde çıkan bir kanun. AB'ye tam üyelik sürecinde bu kanun kabul edildiğine göre Türkiye'nin yararına olduğu düşünülerek TBMM'de kabul edildi.
Devletin yetkilileri var. Dışişleri, Adalet İçişleri bakanlıkları var. Alırlar bakarlar kanuna, bu ülkenin yararına mı diye.
"ARTIK TÜRKİYE'NİN KRİZLERE GİRMEYECEĞİ BİR YAPIYI OLUŞTURACAĞIZ"
Türkiye niye krizlere giriyor? Liyakatlı kadroları olmadığı için. Şu sorulmalı bana. Merkez Bankası'nın başına güven veren bir isim atayacak mısınız? Artık Türkiye'nin krizlere girmeyeceği bir yapıyı oluşturacağız."
Hayatı boyunca tek bir ekonomi makalesi yazmamış kişi Merkez Bankası'na faizi indir talimatı veriyor. Kimsin sen ya! Devletteki bütün liyakatlı kadroları çıkardılar ve devlet krizden çıkamıyor. Kamu bankalarının başına gelenlere bakın Allah aşkına! Devletin bankaları bir siyasi iktidarın sopası olarak kullanılabilir mi? İletişim Başkanlığı kendi görevini yapmıyor. Başkanlıkta çalışanların tamamı devlet memuru ama tamamı siyasallaşmış, AK Parti'ye çalışıyorlar.
Kimlerle çalıştığını biliyoruz, yurt dışına paraları nasıl gönderdiklerini, hangi şirketlerle, hackerlarla anlaştıklarını da biliyoruz. Bu ülkenin hala namuslu, görevini yapan devlet memurları var ve bu gidişten rahatsızlar.
"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI YALAN ÜRETME MAKİNASI ŞU ANDA"
Bunlar bu gidişin düzelmesi için elbette ki gelip bilgi veriyorlar. Devlete sadık, devletini seven, gidişten rahatsız olan ve bunun düzelmesini isteyen bürokrasi var bu ülkede. Bürokrasi tümüyle ele geçirilmiş değil. Erzurum'a saldırıya bile kendileri yaptılar diyenlerden her şey beklenir. İletişim Başkanlığı yalan üretme makinası şu anda.
Senin hacker'larla ne işin var! Devletin kurumunun yurt dışındaki hacker'larla ne işi var Allah aşkına! Başka ülkelerin istihbarat örgütlerinin kucağına düştüler. Sorumlu bir kişi olarak kendilerini uyardım.
Yayınlasınlar, ellerinden tutan mı var? Yarım saat içinde sahte olduğu ortaya çıkıyor zaten. Deniz Kuvvetlerinin gemisi AK Parti'nin seçim otobüsü oldu. Akıl alacak şey değil. Ne işiniz var sizin orada. Bu milli bir meseledir.
Bir taraftan bunu yapıyorsun, bir taraftan Tank Palet'i Katar'a satıyorsun.
17-25'in tamamı doğrudur. Davalar açıldı, kasetlerin tümünün mahkemeye gelmesini, incelensin istedim. Getirtmediler, korktular. 17-25'i anlatıyorum, daha sonra benim sesimi kullanarak başka bir şey yaptılar, depp fake. O konuşmaların tamamı yüzde yüz doğrudur.
YARDIMCILARIN GÖREV DAĞILIMI
Eskiden Bakanlar Kurulu yok muydu? Karara alınıyor muydu, alınıyordu. Biz yedi kişi bir araya oturacağız, niye karar alamayalım? Bu konuyu henüz daha altı lider oturup konuşmadık. Sorumluluk nasıl paylaşılacak, onu oturup konuşacağız kendi aramızda. Önce şu seçimi bir alalım, memlekete bahar havası gelsin.
EKONOMİ VAATLERİ
Durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız. Komisyonu namuslu bürokratlardan oluşturacağız. Altı liderin önüne Türkiye'nin gerçek ekonomik durumu nedir, koyacaklar. Merkez Bankası'nın durumu nedir, bilen var mı? 128 milyar dolar arka kapıdan satıldı. Kur korumalı mevduatın bu ülkenin sırtına getireceği yük nedir? Bütün bunların hepsini saptayacağız.
İki, stratejik planlama teşkilatı kuracağız. Bir devlet eğer planlama yapmazsa, o devlet devlet değil. Koskoca devleti plansız bıraktılar. Altı liderin önünde öncelikleri bürokratlar belirleyip getirecek. Ondan sonra siyasi tercih yapılacak. İstişare bizim temel hedeflerimizden birisidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığını ayıracağız. Mutabakat metninde var. Birinci kuralımız şu, devlet saydam olacak. Devlet, vatandaşından gizli bir şey yapmamalı, güvenlik hariç. Vatandaştan toplanan verginin nerelere ne kadar harcandığını oturup bildirecek. Bunu bildirmeyen ülkede demokrasi yok demektir. Ulusal vergi konseyi kuracağız. Konsey vergilerin nereye harcandığını her yıl açıklayacak.
Bu aynı zamanda demokrasinin güçlenmesine yol açacak.
AK Parti'nin penceresinden bunların hiçbiri gerçekleşemez. Ben 27,5 yıl bu devlette çalıştım. Hesap uzmanı olmak kolay değildir. Hesap uzmanlığını kazandım. Benim 27,5 yılım bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır bunlarla geçti.
"BESLEDİĞİ ÇETELER ZENGİNLEŞİYOR, UYUŞTURUCU BARONLARI ZENGİNLEŞİYOR AMA HALK FAKİRLEŞİYOR"
Siz kaynağı doğru ve yerinde kullanırsanız bir sorun yok. Daha önce en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,5 katıydı, şimdi 1,4 katı. Niye öyle oldu, niye memur fakirleşti? Bir şey gerçekleşiyor Türkiye'de. Geniş kitlelerden alınan vergiler bir avuç kişiye aktarılıyor, bizim beşli çete dediğimiz. Hani siz milliyetçiydiniz. Türk lirası yerlerde sürünüyor, ne oldu! Hani ekonomisttin! Zaten ekonomist olmadığı da ortaya çıktı. Kendisi zenginleşiyor, yakın çevresi zenginleşiyor, beslediği çeteler zenginleşiyor, uyuşturucu baronları zenginleşiyor ama halk fakirleşiyor.
Yahu bu ülkede halk soğana muhtaç olur muydu! Oturmuşlar ekonomi tartışılmasın diye efendim falan terör örgütü, yopk masanın altı. Bırak bunları kardeşim. Terörist varsa ve yakalamıyorsan zaten suç işliyorsun.
Faili meçhul düşmanlar, ne olduğu belli olmayan düşmanlar. Ondan sonra bunun üzerinden siyaset yürütüyorlar. Akıllarını yitirdiler. Kaybedeceklerini biliyorlar, kaybedecekler. Milletin tahammülü kalmadı.
İHRAÇ EDİLEN KHK'LILAR
Af çıkarılacaksa TBMM kabul edecek, benim TBMM adına konuşma hakkım var mı! Benim söylediğim şu, adalet istiyorsanız yargıya güveneceksiniz. Kişiyi kamudan atmışsınız, FETÖ'cü ya da başka bir nedenle. Gitti savcıya, savcı dosyaya baktı, takipsizlik kararı verildi. Görevine iade edilmesi lazım, yasalar böyle. Hayır ben seni göreve iade etmeyeceğim diyor.
Savcı ciddi buluyor, soruşturma açıyor. Mahkemeye gidiyor, beraat ediyor. Ne yaparsınız, göreve iade edersiniz. Bunlar göreve iade etmiyorlar. Ben onların tamamını görevlerine iade edeceğim. Mahkeme kararını uygulamayacaksam, bu mahkemeleri tanımıyorum demektir. İşine geleni uygulayacak, işine gelmeyeni uygulamayacaksın. Hukuk devletinde çifte standart olmaz. AYM kararını uygulamayan hakim 'ben anayasayı takmam' diyor. Gücü nereden alıyor, saraydan alıyor. Sen kim oluyorsun da AYM kararını uygulamıyorsun! Uygulamak zorundasın, anayasa gayet açık söylüyor, idareyi bağlar ve herkes uygulamak zorunda diyor.
"BU YÜZ KARASI BİR OLAYDIR"
Bu ülkede o kadar garip şeyler oldu ki, Hayatı boyunca tek bir Yargıtay kararının altında imzası olmayan, Yargıtay tarafından AYM üyeliğine seçildi. Bu yüz karası bir olaydır. Böyle bir yargı olmaz."