Son zamanların en çok konuşulan konusu 'zincir marketlere' dair tartışmalar bitmiyor. İlk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, yeni yollar izleneceğinin ve fahiş fiyatların çözümünün bu şekilde çözüleceğini söylemesi ile başlayan kısır döngü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'üç harflilerden biri' olarak anılan BİM ve yöneticilerine 'FETÖCÜ' ithamı sonrası alevlenmişti.
BİM YÖNETİCİSİ: SÖYLECEKLERİM VAR
Eski Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç ise Bahçeli'nin sözlerine sert bir şekilde karşılık verdi. Aykaç, "Bizi FETÖ ile tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerim var" ifadelerini kullanarak, bunun bir 'algı operasyonu' olduğunu söylemişti.
Bu sözlerden kısa bir süre sonra ise Aykaç, Gıda Perakendecileri Derneği başkanlığından istifa etti.
MHP'Lİ İSİM AYKAÇ'A SESLENDİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, resmi sosyal medya hesabı Twitter'dan Aykaç'a hakaretlerde bulundu. Yalçın, Aykaç'a seslenerek, "BİM İcra Kurulu Üyesi sıfatını taşıyan Galip Aykaç nam ahlaksız ve edepsiz hortumcu, piyasa spekülasyonuyla ceplerini dolduran bazı süpermarketlerin kirli oyunlarının genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından ifşa edilmesinden ötürü salyalarını akıtmış" ifadelerini kullandı.
ÜÇ HARFLİ MARKETLER KAPATILMAYA BAŞLADI
Polemiklerin kesilmediği üç harfli marketler ile alaklı bir gelişme de Türkiye'nin bir çok yerinde bu marketlere saldırılar düzenlendi. Tüm bunların haricinde ise denetime giren bazı marketler kapatıldı.
KARAMOLLAOĞLU, ARALIK AYININ İLK BASIN TOPLANTISINDA KONUŞTU
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu ise, bugün saat 12.00'de aralık ayının ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Karamollaoğlu'nun basın toplantısında ilk gündem maddesi ise market krizi oldu. Saadet Partisi lideri, Türkiye'de üç harfli krizinin olduğunu bunun ise 'AKP, MHP ve RTE' olduğunu ifade etti.
Karamollaoğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Sözlerime başlarken, dün sabaha karşı Meclis'te cereyan eden bir hadise sırasında darp edilen İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs, hastaneye kaldırılmış ve tedaviye alınmıştı.
Bir kalp rahatsızlığı olduğu da söyleniyor. Durumunun iyi olduğu haberini aldım ancak bu darbı gerçekleştiren Milletvekilinin; "Meclis'te bunlar olur, olağan şeylerdir, ben özür dilemeyeceğim." demesini geldiğimiz noktanın ne kadar vahim olduğunu idrak etme bakımından dile getirmek istiyorum.
Evet, hatalar olabilir, Meclis'te kavga çıkabilir, bugüne kadar birçok defa bu hadiseler meydana gelmiştir fakat bunun neticesinde hastaneye birisi sevk edilmiş ve buna sebep olan Milletvekili de "Ben özür falan dilemem, pişmanlık duymam" derse; vay geldi halimize!
Yani Meclis, kavga mahali olarak görünüyor; bu da normal karşılanıyor. Hakikaten, Allah akıl fikir versin! Sadece milletvekillerine değil, bu vekillerin başındaki grup başkanlarına da, genel başkanlarına da Allah akıl fikir versin demekten başka çare bulamıyorum.
Zaman hızla akıyor, birtakım konular gündeme geliyor, birkaç gün içerisinde bir başka konuyla gündem tekrar değişiyor.
Ancak ülkemizin ve insanımızın gerçek problemleri gündemde kalmaya devam ediyor; zira ne yazık ki kalıcı çözümler üretilmiyor.
Gerçek gündemler konuşulmasın diye, her gün bir başka suni gündem üretiliyor ve adeta bir 'sis bombası' sürekli olarak gündemin orta yerine bırakılıyor.
Muhterem arkadaşlarım; işte bu haftanın sis bombası da "marketler zinciri" üzerinden kopartılan fırtına oldu.
Ekonomimiz alev almış, kriz her geçen gün daha da derinleşiyor; ama krizle mücadele etmesi gerekenler, krizi değil algıyı yönetmenin peşinde koşuyor.
"O ÜÇ HARFLİLER; AKP, MHP VE RTE"
Çok net ifade ediyorum; bu ülkedeki en büyük fırsatçı, bu iktidarın bizzat kendisidir! Evet, bu ülkenin bir "üç harfliler sorunu" vardır. O üç harfliler de AKP’dir, MHP’dir ve maalesef RTE’dir!"
Zincir marketin gerekliliğe vurgu yapan Erdoğan, şu an marketleri karşısına alıyor. Marketler taşlanıyor, mafya vari kişiler, iş adamlarına hakaretler yağdırıyor.
Hayat pahalılığını, zincir marketlere yıkıyorlar. Adı geçen marketlere hiç gitmeyen tuzu kurular şimdi boykot çağrısı yapıyorlar. İnsanlara doları boykot edin diyenler bunlar. Bugünkü hayat pahalılığının sebebi üç harfli marketler değil MHP'ye pranga ile bağlı olan AK Parti, VE Cumhur İttifakı'dır. Suçlu iktidardır, iktidarın yanlış politikalarıdır.
Birkaç marketle baş edemeyen bu iktidarın beceriksizliği endişe vericidir.
Kira fiyatlarında da ev sahiplerini suçlamıştı aynı iktidar. Çözümü de %25 sınır koymakta bulmuştu. Peki devlet kurumları ve vakıflara ait lojmanlardan neden %100’e varan kira artışı isteniyor?
İktidar şimdilerde, başka yeni bir algının hamurunu da şekillendirme çabasında.
TÜİK’e göre %85’e varan enflasyon bu ay baz etkisiyle bir miktar düştü gibi gözüküyor.
Şimdi önümüzdeki 5 ay boyunca gıda fiyatları %5 artsa bile gıda enflasyonu baz etkisiyle 30 puan düşmüş gibi görünecek. İktidar %10’lardan %80'lere çıkardığı enflasyonu “bakın şimdi nasıl düşürdük” diye tafra atacak ama marketlerdeki fiyatlar artmaya devam edecek. Zaten herkes biliyor ki, TÜİK rakamları da gerçeği tam olarak yansıtmıyor.
ÇOCUKLAR BİLE ARTIK EKONOMİYİ KONUŞUYOR
Evet, Kasım ayında açıklanan yıllık tüketici enflasyonu düşüşe geçmiş gibi gözüküyor.
Ancak bilinmelidir ki bu durum, yükselişin zaten Kasım 2021'de başlamış olmasından kaynaklanıyor.
TÜİK'in 2 yıllık TÜFE enflasyonuna bakarsak, enflasyondaki artışın devam ettiğini görürüz.
Ama milletimiz artık yandaş televizyon ekranına değil; buzdolabındaki raflara, yandaş gazetelere değil sofrasının üstündeki tabağa bakıyor.
Beştepe’deki birkaç bin dönümlük arazide her şey yolunda olabilir; ama ülkemizin her bir sokağında, her bir mahallesinde, her şehirde ve semtte insanlar artık en temel ihtiyaç maddelerini alırken iki kere düşünmek zorunda kalıyor.
Market sıralarında, sokaklarda, okul kantinlerinde 8-10 yaşındaki çocuklar bile, hemen her hafta her şeye zam geldiğini konuşuyorlar.
Yani yavrularımız bile ekonomiyi konuşurken, iktidar ve ortakları her konuyu konuşmalarına rağmen; ekonomiyi bir türlü konuşma cesareti gösteremiyorlar!
"TÜRKİYE GÜNDEMİNE GİRMELİ"
Sayın Erdoğan, Türkiye'de olup biteni sosyal medyada göremiyor. Bir teklifimiz var. Kendi yandaşları her şeyden memnun. Türkiye'de herkesin memnun olduğunu zannediyor. Bundan kurtulabilmesi için sosyal medyadaki profilini kişiselleştirilmiş gündemden çıkartıp, Türkiye gündemine almalı. Bunu gerçekleştirirse o zaman Kanun Hükmünde Kararname mağdurlarından, enflasyondan, işsizlikten, değer kaybeden liradan, EYT'lilerden, akaryakıt zammından ve çok daha fazlasını bizzat kendisi görecektir.
2023 yılında seçim sonrası atılım yılına gireceğini söyleyebiliriz. Her türlü tahribatı, çok kısa sürede ortadan kaldırıp, kısa sürede atılım süreci başlatacağız. Bunu Millet İttifakı olarak diğer tabirle altılı masa olarak gerçekleştireceğimize inanıyorum.
Türkiye'yi krizden çıkarmak için 2023 yılı bir fırsattır. Bizim vizyonumuz; kardeşçe yaşanabilir bir Türkiye oluşturmaktır. Taban tabana zıt fikirleri savunup, kardeş olmaktır.
Geçmişte Cumhurbaşkanı, "İtibarda tasarruf olmaz" demişti. Biz itibar kazanmak için beş kuruş harcamayacağız. Burada israf ettiğimizi burada inşa edeceğiz. Eğitimden istihdama, kamudan atamalara kadar her türlü kıyas ortadan kaldırılacak. İş mutlaka ehline verilecektik. Milletin partisi konumundaki 85 milyona teklif götürülecektir. Mutlak adalet esastır. Temel ölçüt; hak ve hukuk olacaktır.
Kuvvetler ayrılığı olmadan adaletin tesisi bugünkü şartlarda imkansızdır. Biliyoruz ki bugünkü ekonomik sisteminin adı 'rant ekonomisi'. Halkın sahip olduğu bütün imkanlar elinden alınmaktadır. Milli kuruluşlar şaibeli bir şekilde yabancı tekellere satılmıştır. Tüm birikimlerimiz, milletin elinden çıkarılmış bulunmaktadır.
Emeklilerimizin yüzünü mutlaka güldüreceğiz. Huzurlu bir yaşam imkanına kavuşturulacaktır. Aylıklar ödenirken, süre dikkate alınıyor bugün. Bağlanan asgari aylıklar ile asgari düzey ilişkilendirilmiyor. Emeklilerimizin maaşlarına her yıl ekonomik büyümeden pay verilecek. Farklı emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik de giderilecek.
Şiddet mağdurlarının, mağduriyetlerini kaldırmak adına gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılacak. Aile yapısını koruma ve güçlendirmek için her türlü tedbiri almakta kararlıyız.
Engellilerinin önündeki bütün engelleri kaldırmakta kararlıyız. Bu en önemli hedeflerimizden birisidir.
Rant odaklı değil, insan odaklı çözümler üreteceğiz. 'Çalıyor ama çalışıyor' anlayışına son verecek, çalmadan da çalışılabileceğini göstereceğiz
Asgari ücreti, açlık sınırında tutmayacağız. 'Karnın doysun yeter' anlayışını tarihe gömeceğiz.