Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Erdoğan'ın gündeminin ana maddesi Afganistan'daki Taliban hakimiyetiydi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Taliban ile ilk görüşmenin yapıldığını ve 3,5 saat sürdüğünü söyledi. Erdoğan, gerekirse tekrar Taliban ile görüşebileceklerinin de altını çizdi.
"TALİBAN BİZE HAVALİMANININ İŞLETİLMESİNİ TEKLİF ETTİ"
Erdoğan, ayrıca Taliban'dan Türkiye'ye Kabil Havalimanı'nın işletilmesi hakkında teklif getirdiğini açıkladı. Erdoğan, "Taliban'ın Kabil Havalimanı'nın işletilmesi konusunda bize teklifleri var. Diyorlar ki güvenliği biz sağlayalım, işletmeyi siz yapın. Ama şu an verilmiş bir kararımız yok" dedi.
"BALKAN COĞRAFYASININ KİLİT ÜLKESİ"
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Bosna Hersek çok kültürlü yapısıyla güvenlik, istikrar ve kalkınmasına büyük önem verdiğimiz Balkan coğrafyasının kilit bir ülkesidir. Ziyaretimizde iş birliğimizi daha da ilerletebilmek için birlikte atabileceğimiz adımları da görüşme fırsatını bulacağız.
Bosna Hersek ziyaretim sonrası 28 Ağustos cumartesi günü Karadağ'ı ziyaret edeceğiz.
"AFGANİSTAN'DA ÖNCELİĞİMİZ VATANDAŞIN TAHLİYESİ"
(Afganistan'da 31 Ağustos tahliyesi) Dün Kabil'de gerçekleştirilen o felaketi, o kapsamlı terör saldırısını milletçe kınıyoruz. Taliban'dan da ölenler söz konusu. Böyle bir felaketi DAEŞ üstlendi. DAEŞ'in bu adımı atmış olması bölgede ve dünyada nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ortaya koyuyor. Afgan halkına milletçe geçmiş olsun diyoruz. Afganistan'da güvenliğin ne kadar önemli olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Bizim Afganistan'da önceliğimiz vatandaşlarımızın tahliyesidir. Afganistan'dan ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili gerekli planlamaları titizlikle yaptık. Tahliyeleri havalimanındaki olağanüstü şartlarda u ana kadar başarıyla gerçekleştirdik. Afganistan'da görev yapan TSK personelimizin tahliyesi de devam ediyor. Bu süreç boyunca Afgan halkının barışına, huzura, istikrarına çok önemli katkılar sağladık. 20 yıldır Türkiye devletiyle ve yatırımcılarıyla hep Afganistan'da yer aldı. Biz tahliyeleri en kısa zamanda ve en hızlı şekilde tamamlayacağız. İlgili birimlerimiz en ufak bir rehavete kapılmadan bu adımları atıyor.
"TALİBAN İLE GÖRÜŞTÜK, YİNE GÖRÜŞÜRÜZ"
(Taliban ile temas devam ediyor mu?) Kimlerin nasıl, ne tür noktada eleştiriler yaptığını bilemem. Herkesi eleştiri hakkı mahfuzdur. İstediği eleştiriyi yapabilir. Bizim de kiminle, nerede, ne zaman görüşmeler yapacağımız için kimseden izin alma lüksümüz yoktur. Biz şu anda Büyükelçiliğimizi Kabil Havalimanı'nda askeri bölümün içine taşıdık. Görüşmelerin ilkini de Taliban ile ilgili olarak 3,5 saat süren bir görüşmeyi arkadaşlarımız sürdürdüler. Gerekirse burada yine bu tür görüşmeleri yapma fırsatımız olacak. Süreci sağlıklı yürütmenin gayreti içerisindeyiz. Diplomasi budur. Bunu da Dışişleri yürütür, siyasiler yürütür. Şu anda da arkadaşlarımız bunu kararlılıkla sürdürmektedir.
"GÖÇ OLAYINDA ÇOK HASSASIZ"
Herkes Afganistan'ı terk ederken, biz orada kaldık. Göç baskısının en yakın olduğu ülke Türkiye. Türkiye'deki Afgan göçmen sayısı 300 bin. Bay Kemal ve izinden gidenler 1,5 milyon diyorlar. Bir şaklaban da bulmuşlar, onunla beraber sürdürüyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil. Bizler göç olayında çok hassasız.
"TALİBAN 'GÜVENLİĞİ BİZ SAĞLAYALIM, SİZ İŞLETİN' DEDİ"
(1 Eylül'den sonra Türkiye'nin Afganistan'daki tutumu ne olacak?) Öncelikle Afganistan'daki tabloyu görmemiz lazım. Afganistan'da yönetim boşluğu söz konusu. Taliban'ın Kabil Havalimanı'nın işletilmesi konusunda bize teklifleri var. Diyorlar ki güvenliği biz sağlayalım, işletmeyi siz yapın. Ama şu an verilmiş bir kararımız yok. Biz şu anda askerimizi, sivil vatandaşlarımızı ülkemize getiriyoruz. Afgan halkı bizim asırlarca kardeşimiz olmuş, din, dil noktasında bizimle aynı dünyayı paylaşmış olan insanlardır.
"BUNLARIN HAYATLARI YALAN"
Muhalefetin bu tür yalanlarda geri dönüp özür dilediğini duydunuz mu? Bunların her şeyi yalan. Şimdi bakın, Merkez Bankası ile ilgili ciddi yalanlar uydurdular. Döviz rezervi bakın nerelere çıktı? Her şey ortada. Peki bir özür dilemesi söz konusu mu? Bunların hayatları yalan. Bulmuşlar bir kadın, yalan makinesi. Koymuşlar televizyona, ona yalan söyletiyorlar ve onunla sanki güç buluyorlar. BBC'nin yalan söylemesini normal karşılarım da bunların yalan söylemesini beklemezdim. Bu iktidar, bu devlet sel felaketinden tut, yangın felaketine kadar dünyanın hiçbir yerinde icra edilmemiş operasyonlar icra etti. Bir lehte açıklamalarını duydunuz mu? AFAD'ın yardım toplamasına karşı çıktılar. Bunlar böyle kepaze bir takım. Eğer AFAD'a yardım yapmak isteyenler göğüslerini gere gere yardım yapabilirler."