MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemi değerlendirdi.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
''Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Toplantımızı yurt içinden ve yurtdışından takip eden aziz vatandaşlarımıza, varlık ve birlik mücadelesi veren kardeşlerimize en kalbi selamlarımı iletiyorum. Öyle ateşler vardır ki yalnızca düştüğü yeri yakmaz.
Öyle acılar vardır ki yalnızca ortaya çıktı yerde duramaz. Cuma akşamı Bartın'ın Amasra ilçesinde milletimizin yüreğine ateş düşmüş, yerin yüzlerce metre altına inen madencilerimiz hepimize acıların en acısını yaşatmışlardır.
Üzüntümüz tarifsiz ve tanımsızdır. Devlet tüm imkanlarıyla seferber olmuş, felaket tablosu kontrol altına alınmış, arama-kurtarma çalışmaları icra edilmiştir. Yangını söndürme çalışmaları da aralıksız sürdürülmüştür. Elbette malum patlamaya yol açan kusur, ihmal ve eksik olarak değerlendirilecek ne varsa gün yüzüne çıkarılacaktır.
Maden ocağındaki patlamayı bahane ederek el ovuşturan kim ya da kimler varsa bize göre samimi değildir. Acı üzerinde istismar yapmanın mert ve sorumlu bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Bunlar tespit edilirse muhakkak hesabı sorulacaktır. Amasra'yı konuşuyorken Soma felaketini hatırlatmak maksatlı ve hastalıklı bir yaklaşımdır.
Biz kardeşlerimizin bulunup çıkarılmasını bekliyorken provokasyona heveslenenler hem alçak hem de ahlaksızdır. Henüz patlama yeni olmuşken, henüz işçilerimiz toprak altından bile çıkarılmamışken Sayıştay'ın raporlarını birden bire servis edenlerin önü-arkası iyice araştırılmalıdır.
Belirli bir süreyle görevini yapan denetçiler her şeyi biliyor da bir tek söz konusu müessese sorumluları ne yapacaklarını bilmiyor? Olacak iş midir? Biz Sayıştay raporlarının değerini elbette inkar etmiyoruz, es geçmiyoruz. Sayıştay raporlarının art niyetlerle siyasi muhalefet haline getirilmesini oldukça manidar buluyoruz.
Yerin üstünde ahkam kesenlerin, yerin altında kömürün karasına göğüs geren kardeşlerimizin muhatap olduğu gerçekler kuşkusuz bambaşkadır. Ocaklarda çalışırken aynen uyulması gereken yönelgeler bilinmiyor mu? Hangi vicdan sahibi maden ocaklarında bile bile , göre göre felaketlere göz yumabilir?
Gün acılarımızı paylaşma ve azaltma günüdür. Fırsatçılık yapanların kanında leke vardır. Felaketler üzerinden cepheleşme üretmeye çalışılması insafsızlıktır, izansızlıktır.
Amasra'daki patlama hepimizi yakmıştır. Zillet partilerinin bu felaketi siyaset malzemesi yaparak gürültü kirliliğe yol açmaları utanmaz bakışın nerelere kadar tutunduğunu da ortaya çıkarmaktadır.
Her ihtimal değerlendirilecek. Mesele bundan sonra aynı acılarla karşılaşmamaktır. Mesele güç birliğiyle Amasra'nın gözyaşlarını silmektir.
Türkiye güçlü bir devlettir, Yeter ki bir olalım, dayanışma içinde bulunalım. Yeter ki tek yürek halinde mücadele edelim. Maden işçilerimizi Allah'tan rahmetler diliyorum. Başımız sağ olsun diyorum, Rabbim hepimizi kazalardan, belalardan, hastalıklardan esirgesin duamızı cümlemizle paylaşıyorum.
2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti'nin 1. yüzyılının nihai eşiğidir. 2023 yılı Türkiye'nin müjdesi ve bu hedefin tarihi mesajıdır. Yönetim hayatımızda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle gerçekleşen reform gücüne güç katmıştır. Kuru üzümden pekmez çıkarmak için masalara oturan yükseldikçe yükselen Türkiye bahtiyarlığını göremezler.
Bunlar hüsrandan çıkıp hezimete boylayan aymazlardır. Bunlar çark gibi dönen ayarsızlardır. Ayarsızların zillet içinde oldukları da ayan beyan ortadadır. Türkiye, eski Türkiye değildir. Nereye ulaşmak istediğimizin bilincindeyiz. Çok çalışıyoruz, nefes alır gibi mücadele ediyoruz. Parti olarak on yıllardır 2023'ün düşünü kuruyorduk.
Yüzyılla sözleşmeyi 22 yıl önce yaparak önümüze büyük hedefler koymuştuk. Bütün illerimizi heyecanla dolaştık. Şimdi de köy köy geziyor, davasının onurunu bilmiş dava arkadaşlarımızla siyasi çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Siz değerli milletvekili arkadaşlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Hiçbir köyümüz bize uzak değildir. Köylerimiz misafirperverliğin mihveridir.
Görünen köylerimiz kılavuza ihtiyaç duymayacaktır. 2023'e doğru Aday Belli Karar Net temalı Konya mitingimizi yaptık. Hava tahminleri yağmur gösteriyordu ama mitingimiz sırasında yağmur yağmadı. Bu dava büyüktür, bu dava dualıdır. Pazar günü de bu defa Manisa'da olacağız.
İnanmak başarmanın yarısıdır. İnananlar için zafer kaderdir, davamıza inanıyoruz, başaracağımıza inanıyoruz, istikbalde devleşmiş Türkiye'nin doğacağına yürekten inanıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti nice kahramanlıklar, nice bedeller sonucunda tarihteki yerini almış bir medeniyet eseridir. İçimizden ve dışımızdan kuşatılmıştık tıpkı bugünkü gibi, düşmana ganimet olanların sesi çok çıkıyordu tıpkı bugünkü gibi, fakat kurucu kahramanlar ya İstiklal ya ölüm diyerek 7 düvele meydan okumuşlar, rest çekmişlerdir.
İpini sürüyerek ortalıkta boy gösterenlerin, Türkiye'nin temelini özümsemesi akla da vicdana da terstir. Türkiye'yi yabancı ülkelerde şikayet etmek, yabancıların karşısında el pençe divan durmak şerefli bir tavır değildir. New York'ta ergenler gibi video çekmek adamlık değildir, siyaset değildir, mertlik hiç değildir.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dersini tarihten değil Türkiye düşmanlarından aldığını göstermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu bu taç olmasaydı ne ABD'ye gidebilirdin ne de gittiğinde Türkiye'yi kötü gösterebilirdin. Tek kelimeyle diyorum ki; yazıklar olsun. Biz zillet deyince rahatsız oluyorlar. Bu Kılıçdaroğlu ve ittifakı hayırla nasıl yad edelim? CHP Genel Başkanı'nın neresi doğrudur?
Türkiye sahipsiz değildir, Türk milleti yarınsız ve çaresiz değildir. MHP dimdik ayaktadır, Cumhur İttifakı ezilenleri kucaklayandır. Muhterem milletvekilleri, BM Teşkilatı'nın yaptığı araştırmaya göre gıda yardımına muhtaç ülke sayısı 45'e ulaşmıştır.
Daha güvenli, daha adil bir dünyaya ulaşmak için adaletsizliklerle, küresel çapta mücadele etmek insani bir görevdir. Küresel adalet ve merhametin kurumsallaşması, empati duygusunun işlevsel olmasıyla bir insan, bir medeniyet hakkıdır.
Türkiye bu hakkı en fazla gözeten, saygı gösteren ülke mevkiine tırmanmıştır. Bir damla petrolü, bir metreküp gazı insan hayatından daha değerli gören bir sefil anlayış derhal terk edilmelidir.
Böylesi bir dünya nizamının kalbi selim olması, insana hürmet etmesi akıl karı mıdır? Türkiye insan onurunu esas olarak ikmal ettiği siyasetiyle sivrilmeye başlamıştır. Ukrayna limanlarından kalkan 345 gemi tahılı ihtiyaç sahibi ülkelere taşımıştır.
Açlık çeken milletlerim çığlığını duymuş ve duyurmuştur. Geçen hafta da vurguladığım gibi Türk Akım enerji güvenliğinin vazgeçilmez hale gelmiştir. Türkiye taraftır ama kalıcı bir barışın tarafıdır.''