MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin gündeminde Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri operasyonu, Türkiye ile Batı ülkelerinin bu süreçteki tavrı ve altı muhalefet partisinin ortak hazırlayıp imzaladığı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni' vardı. MHP lideri, metni "Altı parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türk milleti yoktur, inanç yoktur, irade yoktur, milli birlik ve beraberliğe atıf bile yoktur. Bu, Türkiye'nin güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi, taslak beyannamesidir. 48 sayfalık metnin içeriği tam takırdır" sözleriyle eleştirdi.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'PUTİN, RUS RULETİ OYNUYOR'
"Rusya'nın sekizinci güne giren saldırısı sürmektedir. Ne var ki BM, suya sabuna dokunan hiçbir irade gösterememiştir. Ekonomik ve finansal yaptırım kararlarıyla oyalanmışlardır. Fakat bu ekonomik yaptırımların balistik füzelerle nasıl boy ölçüşeceği merak edilmektedir. Ukrayna'nın işgaliyle devletler arası ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığı anlaşılmıştır. Putin'in 19. Yüzyıl jeopolitiğini canlandırma girişimi tehlikeli bir Rus Ruleti oynamaktır. Daha düne kadar Karadeniz bir Türk gölüydü. Tarihe bakarsak Türk milleti karşısında konuşmaya hiçbir milletin cüreti yetmez. Tarihi gerçekler konuşmaya başlarsa dize gelmeyen millet kalmaz.
'FİLLER TEPİŞİRKEN ÇİMENLER EZİLMİŞTİR'
Donbass'ı Ukrayna'dan almaya çalışmak bölücülüktür. Ukrayna krizinin bir ucunda Rusya varken, diğer ucunda NATO vardır. Deyim yerindeyse filler tepişirken çimenler ezilmiştir. Masumların feryat figan sesleri, yollara dökülen suçsuz insanların dramı, tuzu kuruların beyanat üzerine beyanatları güçlülerin gösterisidir. Putin'in NATO'nun genişleme politikasından rahatsızlığı sır değildir. 2008'de Ukrayna'yı NATO üyesi yapma kararının askıda kalması, bölge gerginliğini tırmandırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bu kapsamda Ukrayna'yı bu hale getiren Rusya'nın yanında Batı ülkeleri de değil midir? ABD ile AB ülkeleri küresel sahnenin ön tarafında yaptırım kararı açıklanırken Rusya'yla mutabakat zemini hazırlamadıklarını ispat edemezler. Ekonomik yaptırımların artırılması, uçaklara yasak getirilmesi Rusya'ya engel olamamıştır. Batı devamlı top çevirmiş, durumu kurtardığını sanıp Ukrayna'yı Rusya'nın kucağına bırakmıştır.
'RUSYA KONSEYDE PASİFİZE EDİLMELİ'
Ukrayna'nın zalim işgali ve buna gösterilen cılız tepkiler, yeni dünya düzeni hakkında bilgi vermektedir. İnsanlığın bu zamanında nükleer savaş ihtimaline vurgu yapılması insan haklarının mahfıdır. Felakettir, akıl kaybıdır, demokrasi ayıbıdır. Bu işgal, devletler arası yeni usulü göstermiştir. Rusya'nın BM Konseyi'nde kendisi hakkında alınan kararı veto edebilmesi çarpıklıktır. Dünyanın kaderi 5 devletin keyfine emanet edilemez. Rusya'nın BM Konseyi'nde pasifize edilmesi ve farklı ülkelerin dönüşümlü olarak katılması gerekir.
MHP olarak bu konuda yapılması gerekenleri şöyle sıraladık:
-Ukrayna'nın siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalıdır.
-Acilen ateşkes ilan edilmelidir.
-Rusya askeri unsurlarını geri çekilmelidir.
-NATO, doğuya genişleme politikasından vazgeçmelidir.
-Tek yol diplomasi ve diyalogdur. Müzakereyle çözülmelidir.
'RUSYA İLE SADECE TÜRKİYE MASAYA OTURABİLİR'
Rusya ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye'dir. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır. Ukrayna'yı işgal eden Putin haksızdır. Bu cezasız kalmamalıdır ama bu durum Rusya'yla ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz sırtımızı kimseye yaslamayız. Kalıcı ve köklü barışın yanındayız.
'TÜRKİYE UKRAYNA'DA BELLİ BİR DURUŞ SERGİLEMİŞTİR'
Bu işgalle Batının da iki yüzlülüğü belli olmuştur. AB Komisyonu'nun Ukrayna için onlar bizden demesi ne demektir? Türkiye'nin alınmaması sizden değiliz diye demek midir? Bu ırkçılıktır. Batı ülkeleri 8 yıldır Rusya ve Ukrayna'yı birbirine kışkırtırken insan hakları savunucuları ne hikmetse ortadan kaybolmuştur. Türkiye, Ukrayna krizinde belli bir duruş sergilemiştir.
'DEMOKRASİ GÜVENCESİ NATO DEĞİL MİLLETTİR'
Ne var ki zille ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur. Neredeyse krizden Türkiye'yi sorumlu tutacaklardır. Bu çirkin muhalefet zihniyeti iktidarı düşürmek adına vatanı düşürmeye hazır olduğunu göstermiştir. CHP ve İYİ Parti bir ağızdan S-400'ü eleştirmiş, Kılıçdaroğlu, NATO'yu demokrasi güvencesi olarak tanımlamıştır. Demokrasi güvencesi NATO değil milletin tertemiz iradesidir. Türkiye sözüne güvenilir bir ülkedir. S-400 ihtiyaç duyulduğunda kullanılacak bir silahtır. Kime kullanacağız diyor? Kılıçdaroğlu hayal alemindesin. Düşman her kimse, S-400'ün hedefi orasıdır.
'ZİLLET İTTİFAKININ MONTRÖ HATIRLATMASI SİYASİ TUZAKTIR'
Türkiye Cumhuriyeti hür ve bağımsız bir ülkedir. Kılıçdaroğlu bunun farkında değildir. Ön sıralarda CHP olmak üzere Montrö'yü kasıtlı olarak yanlış yorumlayanlar, Kanal İstanbul darbe aldı diyenler... Zillet İttifakı’nın Montrö hatırlatması siyasi tuzaktır. Montrö, boğazdan geçisi düzenlemektedir. Zilletin Montrö hatırlatması gerçekten uzak, sözleşmenin gayesine uymamaktadır. Zillet ittifakı Allah muhafaza sırtımıza hançer vurmanın peşindedir. Siyaset yapmak başka, milli ve tarihi meselelerde ortak bir bakışa sahip olmak başkadır.
'GÜÇLENDİRİLMİŞ İSTİKRARSIZLIK BİLDİRİSİ'
Altı parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türk milleti yoktur, inanç yoktur, irade yoktur, milli birlik ve beraberliğe atıf bile yoktur. Bu, Türkiye'nin güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi, taslak beyannamesidir. 48 sayfalık metnin içeriği tam takırdır. Bu metni tarihi yapan tek şey 28 Şubat zihniyetine bağlı, yeni hiçbir şey söylememesi, çözüm sunmamasıdır.
'CUMHURBAŞKANININ NASIL SEÇİLECEĞİNİN ÜSTÜ KAPATILMIŞTIR'
Cumhurbaşkanının 7 senede bir seçileceği söylenirken nasıl seçileceğinin üstü sinsice kapatılmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle olan mutlak millet ve irade anlayışı, istikrarsız hükümetler dönemine dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle seçim ittifakı sayesinde ne oy aldığı fark etmeden her parti zaten Meclis'te temsil edilir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ortaya konulanlar 15 Temmuz'un yaralarını sarmış, terörle mücadele etmiş, Rusya-Ukrayna krizinde de rüştünü ispat etmiştir.
Parlamenter sistemi kötü bir makyajla tekrar sunan 28 Şubat metnine karşı yaptığımız anayasayı 2023'te de yeni anayasayla taçlandıracağız. Açıklanan metin dünün Türkiye'sine özlemdir. Beyhude bir oyalanma, yükselen Türkiye'nin önünü kesmektir. İnanıyorum ki Türk milleti buna fırsat vermeyecektir."