İYİ Parti lideri Meral Akşener, Şanlıurfa'da partisinin İl Kongresi'nde katıldı. 'Ağam olasan, paşam olasan, başbakanım olasan' dövizleriyle karşılanan Akşener, 13’üncü cumhurbaşkanının Millet İttifakı'nın adayı olacağının altını çizerek Kuran'ı Kerim'in yakılmasına göz yuman İsveç'e tepki gösterdi.
Kongreye katılan partililere hitap eden Akşener, “Dün İsveç’te büyükelçiliğin önünde bir grup vandal, şerefsiz, ahlaksız, kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’i yakmaya çalıştı. Bunun önlenmesi için Cumhurbaşkanlığı kabinesi çalışmak zorundadır. Kuran’ı Kerim’i orada yakmaya çalışmak ve İsveç hükümetinin buna izin vermesini en yüksek şekilde kınıyorum ve bunu yapanları ahlaksız ve şerefsiz ilan ediyorum. İsveç hükümetinin bu konuda gereğini yapması gerektiğini ve yapmaması durumunda gerekli cezayı alması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
'BİZE SALON VERİLMİYORDU'
Daha önce kendilerine salon verilmediğini, otoparklarda toplandığını söyleyen Akşener, "Türkiye’nin o kadim devlet anlayışının yok edildiği, kerim devlet anlayışının ise tamamen ortadan kalktığı bir ucube sistemle karşı karşıya kaldık. O beraber çalıştığımız 2017, bugün karşınızda olmamı sağlayan dönemdir. 43 il gezmişim, o illerin çoğunda salon bulamadık. Kendi şehrimizde yaptığımız toplantı basıldı. Kütahya’da salon bulamadık. Yani paramızla bulamadık. Bir başka şehirde salon bulduk, salon son anda iptal edildi; biz otoparkta toplandık. Siz bu ülkenin kaderini değiştirenlersiniz. Bu ülkenin yarınlara umutla bakmayı sağlayanlarsınız” diye konuştu.
'MAYISLAR BİZİMDİR'
Akşener, şöyle devam etti:
"Bir seçim ilanı yapıldı, sözel olarak yapıldı. Resmisi olur mu bilemem. Elindeki geniş imkanla bu kararlı alma imkanına sahip. Diyor ki; 73 yıl sonra bu zihniyetten kurtulacağız. İnsan 100 sayfa tarih okur be. Yıl 1946 Demokrat Parti seçime girer, o seçim de açık oy gizli tasniftir. Buna rağmen Demokrat Parti, Meclis’te grup kurar. Sonra 1947’de kongrede bir karar alır. Bir Hürriyet Misakı yayınlarlar. Derler ki Cumhurbaşkanı var olan partinin genel başkanı olamaz.
Demokratik seçimlerde açık oy gizli tasnif olamaz. Ya bunu düzelteceksiniz ya da biz sine-i millete döneceğiz. Celal Bayar ve İnönü bir araya gelirler. İkisi yakın arkadaştır. İnönü der ki; Celal Bey, anayasa değişikliği şu anda çok zor. Der ki; ben partinin tüzüğünü değiştireyim, Meclis’in iç tüzüğünü değiştirelim, sonra anayasayı değiştiririz. İnönü partiden ayrılır, sadece cumhurbaşkanı olur; ilerleyen süreçte Demokrat Parti tek başına iktidar olur.
Biz bugün 1950’yi hatırlamıyoruz. Bugün 14 Mayıs’ta 1946’yı hatırlıyoruz. Siyasi tarihini bilmeyen, bizi bilmeyen muhteremler övüne övüne bugün 73 yıl sonrasını kendiniz yaşatıyorsunuz. Biz onu değiştireceğiz. O yüzden diyoruz ki, mayıslar bizimdir; yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat.”