Hem iktidarın hem muhalefetin ‘tarihi seçim’ vurgusu yaptığı 14 Mayıs’a 25 gün kaldı. Geri sayım başlarken siyasetin sert dilinin de etkisiyle sandık güvenliğine dönük endişe oluştu. Toplumun geniş bir kesimi ‘Nasıl sorumluluk alabilirim’ arayışına girerken ‘Türkiye Gönüllüleri’ hareketi oluşturuldu. İsteyen her gönüllünün sandıkta görev almasına olanak sağlayan platforma liderlerden katılım çağrıları geldi.
‘TARİHİ KAVŞAKTAYIZ, VESAYETE KARŞI DEMOKRASİYİ KORUYALIM’
Her oyun değerli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu “Halkın iradesinin sandığa güvenli biçimde yansımasını sağlayalım” paylaşımı yaptı. Davutoğlu ise “Tarihi bir kavşaktayız. Sandığa sahip çıkalım, vesayete karşı demokrasiyi koruyalım” dedi. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları İmamoğlu ile Yavaş da seçmenlere “Türkiye Gönüllülerine katılıp sorumluluk üstlenin” sözleriyle davette bulundu.
Mayıs’ta düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci dönem milletvekilliği seçimine 25 gün kaldı. 14 Mayıs günü 4.9 milyonu yeni olmak üzere 64 milyondan fazla kayıtlı seçmen 190 bin sandıkta tercihte bulunacak. Ramazan ayı sonrası kampanyaların yoğunlaşması beklenirken seçim güvenliğine ilişkin kaygılar da gündeme geliyor. Geçmiş seçimlerde yaşanan tecrübelerle sandık güvenliğine dönük endişeler dile getirilmeye başlandı. Siyasi partiler kendi seçim güvenliği platformlarını kurarken ilk olarak 2019’daki yerel seçimlerde görev alan Türkiye Gönüllüleri, Millet İttifakı’nın çatı platformu oldu.
Kendisini ‘farklı seçimlerde tecrübe kazanmış gönüllülerden oluşan; siyasi partiler ve paydaşlarla iş birliği yürüten, Millet İttifakı’nın seçim güvenliği platformu’ olarak tanımlayan Türkiye Gönüllüleri, misyonunu iki başlıkta açıklıyor. Seçim öncesi; seçmeni oyuna sahip çıkmaya teşvik etmek, seçmen kayıtlarının zamanında ve doğru yapılabilmesi için bilgilendirmelerde bulunmak, seçim güvenliğine destek vermek amacıyla çalışmalar yapmak. Seçim günü; Oy kullanılacak alanlarda bulunacak gönüllüler sayesinde ıslak imzalı tutanaklara hızlıca ulaşmak, müşahit olarak sandıklara sahip çıkmaya destek olmak.
Çalışmalarını gönüllülük esasına dayalı olarak yürüten Türkiye Gönüllüleri, gönüllüler ve seçimlere yönelik çevrimiçi eğitim içerikleri de oluşturdu, Altılı Masa’daki partilerle birlikte diğer siyasi partiler ve paydaşlarla da iş birliğinin yürütüldüğüne dikkat çekti. Türkiye Gönüllüleri, seçim sürecine bakışını şöyle açıkladı: “Vatandaş kimi isterse onu iş başına getirir. Millet ne derse o olur! Demokratik seçimler kâğıt üstünde böyle bir şey. Ama gerçekte neler olabileceğini hepimiz biliyoruz. Biz, ülkeye adaleti getirebilmek için önce ‘seçimde adaleti sağlamak’ gerektiğini bildiğimiz için bir aradayız. Adil ve güvenilir bir seçimi gerçekleştirmeyi bütün siyasi farklılıkların ötesine geçen bir büyük dava olarak görüyoruz. Bizim için bu bir Türkiye Davası’dır.”
Tüm gönüllülerden, seçmen iradesinin sandığa doğru şekilde yansıması adına tüm siyasi partilerin ve adayların oylarına sahip çıkmasının beklendiği vurgulandı. Yapılanmanın seçimlerin ardından, sonraki ilk seçimde tekrar bir araya gelmek üzere görevlerine ara vereceği ifade edildi.
Siyasiler de Türkiye Gönüllüleri’ne katılım çağrılarını sürdürüyor. İlk olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş 1 Mart günü Türkiye Gönüllüleri’ne katılım çağrısı yaptı. İmamoğlu “Seçim günü sandıkların başında olacak tüm oylarımıza sahip çıkacağız ki, elektriklerin kesilmesine trafolara kedilerin girmesine müsaade etmeyelim. Bu seçimde sandığa sahip çıkmak demek, ülkemize sahip çıkmak demek” ifadesini kullandı. Millet İttifakı’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu da “14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerde her bir oy çok değerli. Halkın iradesinin sandığa güvenli ve şeffaf bir biçimde yansıması için herkesi Türkiye Gönüllüleri’ne katılmaya davet ediyorum” çağrısı yaptı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise seçmenleri Türkiye Gönüllüleri’ne katılıp sandıklara sahip çıkmaya davet etti. Davutoğlu “14 Mayıs günü yeni bir tarihi kavşağın eşiğinde olacağız. Kullandığımız oylarla sadece bir iktidarı değil otoriter yolsuzluk düzenine yol açan ucube bir sistemi de değiştirme kararlılığını göstereceğiz. O gün hepimiz anamızın ak sütü gibi helal olan oylarımıza sahip çıkacağız. 1947 muhtarlık seçimlerinde sandıklara kapanarak ‘sandık namusumuzdur’ diyen Arslan Köylü ninelerimizin geleneğini ayağa kaldıracağız. Sandık üzerinde kurulacak her türlü vesayete karşı topyekûn birleşerek demokrasiyi koruma çağrısında bulunuyorum. Seçim güvenliği bağlamında Millet İttifakı’nın üyesi partilerimiz hep beraber çaba gösterirken Türkiye Gönüllüleri de sivil bir yapı olarak devrede olacak. Hepimiz Türkiye Gönüllüleri’ne katılalım ve Millet İttifakı’nın sandık başındaki müşahitlerine, gözlemcilerine destek olalım. 14 Mayıs günü adaletin, demokrasinin, refahın, eşitliğin, siyasi ahlakın egemen olacağı yeni bir dönemin başlangıcı için sandık başlarına gidelim oy pusulasına mührümüzü vuralım sandığımızı da sonuna kadar koruyalım” diye konuştu.