Polisler tükeniyor

Tomarza’da AK Parti Gençlik Kolları Başkanı’nın karakol basarak memurun burnunu kırması polislerin çalışma koşullarını yeniden gündeme getirdi. Onur kırıcı davranışlar, mobbing, uzun çalışma süreleri, yalnızlaştırma, sürgün ve soruşturmalar ise polis intiharlarının en önemli sebepleri. Muhalefet polis intiharlarının toplumdaki intiharların 5 katı olduğunu belirtirken Emniyet Teşkilatı Sendikası ise en büyük sıkıntının sorunların dile getirilebileceği bir platformun olmayışı olduğunu söylüyor.

SEDA ÇAKIR

Kayseri Tomarza’da AK Parti İlçe Gençlik Kolları Başkanı Hakan Korkmaz’ın İlçe Emniyet Müdürlüğü’nü basarak darp ettiği polis memurunun burnunu kırması polislerin çalışma koşullarını yeniden gündeme getirdi. Onur kırıcı davranışlara maruz bırakılma, katılaşarak artan mobbing, günde 12 saati ve ayda 240 saati geçen uzun çalışma süreleri, yalnızlaştırılma, sürgün ve soruşturmalar ise polis intiharlarının en önemli sebepleri. CHP’nin, polis intiharlarının sebeplerinin araştırılması için araştırma komisyonu kurulması amacıyla TBMM’ye sunduğu önergenin reddedilmesinin ardından HDP’nin soru önergesi de reddedildi. HDP’li Gergerlioğlu şu anda polis intiharlarının normal toplumdaki intiharların 5 katı olduğuna dikkat çekti. Emniyet Teşkilatı Sendikası İsmail Okumuş ise teşkilatın en büyük sıkıntısının sorunların dile getirilebileceği hiçbir platformun olmayışını belirterek sendikalaşmanın önemine vurgu yaptı.

Türkiye’de 1990-2022 yılları arasında 972 polis memuru, 58 bekçi, 21 polis amiri 43 GİH personeli olmak üzere toplam bin 109 Emniyet Genel Müdürlüğü personeli intihar etti. Halkın Kolluk Kuvvetleri Desteği Derneği GenelBu rakamlar geçmiş yıllarda ortalama olarak; iki haftada veya bir haftada 1 güvenlik görevlisi intiharı şeklinde gerçekleşirken, koronavirüs sürecinde bir haftada gerçekleşen intihar sayısı ortalama olarak 2’ye, 2021 yılında ise 108 ile tarihinin en yüksek seviyesine çıktı.

ÇÖZÜMSÜZLÜK İNTİHARA SÜRÜKLÜYOR

Teşkilat içerisinde kronikleşen problemler karşısında yakın zamana kadar kendilerine destek sunacak bir polis sendikası olmayan polisler, toplumda ‘yalnızlaşan’ bir meslek grubu oldukları için idarecilerin ‘keyfi ve hukuksuz istekleri’ altında ezilmeye mahkum bırakılıyor. Mevcut durumdan polisi temsil eden kimsenin bulunmaması nedeniyle polis, tamamen kendisini yöneten siyasi otoritenin insafına terk ediliyor, yaşadıkları sorunları damgalanma korkusuyla dışarı yansıtmaya çekinen ve bir çözüm yolu bulamayan birçok polis de çareyi intihar etmekte buluyor.

MOBBİNG, CEZA SÜRGÜN, ENGELLEME

İntiharların ana nedenlerini kısaca özetleyecek olursak; çalışma ve uyku düzensizliği, esnek çalışma sisteminin sokakta görev yapan polisler için uygulanmaması, fazla çalışma ücreti adı altında verilen 320-450 TL karşılığında, süresi belli olmaksızın görev yaptırılması, ek görevlerde saat başı ücret ödenmemesi, emniyet mensuplarının çalışmalarının karşılığını alamamaları, mobbingin katılaşarak artmaya devam etmesi, çalışma koşullarının, 12-12 ve 12-24 adı verilen sistemle devam ettirilmesi, Emniyet Sendikasına karşı çıkan hükümet ve EGM’nin sorunları dinleyecek ve çözüm üretebilecek bir mekanizmayı oluşturmaması, TSK’da bulunan rehabilitasyon merkezlerinin Emniyet’te bulunmaması öne çıkıyor.

TEDAVİ YOK HASTANEYE SEVK VAR

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı geçen nisan ayında polis intiharlarına ilişkin yaptığı açıklamada, 20 maddelik bir eylem planı hazırladıklarını bu çerçevede de 105 olan psikolog sayısını 291’e çıkardıklarını söylemişti. Ancak Emniyet’teki psikologların tedavi boyutunda herhangi bir faaliyeti yok. Emniyet’teki psikologların sadece hastaneye sevk yetkisi bulunmakta.

POLİS İNTİHARLARI İLE İLGİLİ ÖNERGELERE ART ARDA RET

Binlerce polisi yakından ilgilendiren bu sorunlara çözüm üretilmemesi ve mecliste bu gibi problemler hakkında bir araştırma komisyonunun olmaması, polisin sorunlarının bir çığ misali büyümesinde ve tedavisi imkansız bir boyuta taşınmasında etkili oldu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Murat Bakan, polis intiharlarının sebeplerinin araştırılması için komisyon kurulması amacıyla geçen haziranda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) önerge sundu. CHP’li Bakan’ın sunduğu önerge AK Parti ve MHP'nin oyları ile reddedildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da “Polisler amirlerinin uyguladığı mobbing, tehdit ve ekonomik sorunlar sebebiyle intihar etmektedir. Sadece 2022 yılının ilk 8 ayında birçok polisin intihar ettiği haberi basına yansımıştır. Çatışmalı ortamın arttığı barış ortamından giderek uzaklaşıldığı bir dönemde polislerin psikolojik anlamda yıprandığı ve intihara sürüklendiği açıkça görülmektedir. Bu konuda önlemler alınmazsa yurttaşlar ister sivil ister polis olsun intihar etmeye devam edecekleri aşikardır” diyerek TBMM’ye soru önergesi verdi. Gergerlioğlu önergede şu soruları sordu:

Son 6 yıl içerisinde intihar eden bakanlığınıza bağlı personel sayısı kaçtır?

İntihar eden personellerin intihar sebepleri nelerdir? Bu konu araştırılmış mıdır? Eğer araştırılmışsa sonuçları nelerdir? Personellerin intihar sebepleri araştırılmamışsa bunun gerekçesi nedir?

İntihar eden personeller içerisinde kaç personel amiri tarafından mobbinge maruz kalmıştır?

Personellerin intihar etme sebeplerinden biri olarak Süleyman Soylu’nun bakan olması ile ilgili bir bağ ve bağlantı var mıdır?

Bir dönem önceki İçişleri Bakanı Efkan Ala döneminde kaç personel intihar etmiştir?

Yeniden bir çözüm süreci başlatılarak çatışmaya harcanan bütçenin polislerin ve ailelerinin sosyo ekonomik durumunun iyileştirilmesi amacıyla kullanılması için yapılan çalışmalar var mıdır?

Halen kurum personeli içerisinde psikolojik destek alan personel sayısı kaçtır?

Kurum personeli içerisinde anti depresan ilaç kullanan personel sayısı kaçtır?

Son 6 yılda intihar eden personellerin en son çalıştıkları birimler hangileridir? Hangi birimlerden kaç personel intihar etmiştir?

Çatışma bölgelerinde görev yapan personellerin daha fazla intihar ettiği iddia doğru mudur? Eğer bu iddia doğruysa hangi bölgelerde kaç personel intihar etmiştir?

Bırakın yurttaşların can güvenliğini bakanlığında çalışan personelin can güvenliğini sağlayamayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu istifa etmeyi düşünmekte midir?

Ancak HDP’li Gergerlioğlu’nun soru önergesi de TBMM tarafından “… önergenizin 4 ve 11 numaralı sorularının TBMM İçtüzüğü’nün 96’ncı ve 97’nci maddeleri hükümlerine aykırılık taşıdığı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla önergeniz, söz konusu sorular çıkarıldığı veda yukarıda belirtilen İçtüzük hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendiği takdirde işleme alınabilecektir.” denilerek reddedildi.

'ŞU ANDA POLİS İNTİHARLARI NORMAL TOPLUMDAKİ İNTİHARLARIN 5 KATI'

Önergenin reddedilmesinin ardından KARAR’a konuşan Gergerlioğlu, Meclis Başkanlığı’nın soru önergesini engellediğini söyleyerek şunları kaydetti:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sorumlu olduğunu düşündüğümden dolayı iki soru sorarak Bakan’ın sorumluluğunu ve istifa edip etmeyeceğini sormuştum. Meclis Başkanlığı bunu istişari bağlamda değerlendirerek bu tür sorular çıkarılırsa tekrar değerlendiririz şeklinde bize cevap vermiş. Ama biz kimseyle istişare etmek amacıyla soru sormamıştık.

Biz hakikaten polis intiharlarının en büyük nedeninin Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı olması olduğunu düşündüğümüzden dolayı bu soruları sormuştuk. Neden? Çünkü; şu anda polis intiharları normal toplumdaki intiharların 5 katı. Son derece fazla. Çok dikkat çekiyor. Ve mutlaka irdelenmesi, buna bir çözüm bulunması gerekiyor. Neden? Çünkü; polis yasal olarak silah kullanma yetkisinde olan bir kamu görevlisidir. Elinde silah olan bir kamu görevlisinin psikolojisinin bozuk olması, bozuk halde dolaşması, bunun fark edilmemesi ve bir gün intihar ettiğinde fark edilmesi bir hekim olarak söyleyeyim son derece tehlikeli bir durumdur. Ve bu halin bu kadar yüksek bir şekilde seyretmesi, normal toplumun 5 katı olarak seyretmesi de büyük bir skandaldır.

Polis intiharlarında İçişleri Bakanlığı yönetiminin sorumluluğunun apaçık ortada olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, şöyle devam etti:

Her tarafa şiddet saçan, sürekli orantısız güç kullanan ve bunu örtbas eden memurlarına ‘Sen şunu bacağından vur, daha sonra biz icabına bakarız. Binayı yıkın ardından karar gelsin’ gibi emirlerle ‘hukuku çiğneyin’ emri veren bir bakanın olduğu yönetimde mutlak suretle bir şiddetin hakimiyeti ortaya çıkmıştır. Bu halka da yansımıştır. Bunun kendi personeline yansımaması mümkün değildir. Çünkü; tüm insani ilişkilerinde şiddet boyutunu kullanan bir bakan mutlak suretle kendi yöneticilerine de böyle bir talimat veriyor ki o yöneticiler, amirler de aynı usulü benimsiyorlar. Bu da personel arasında mobbinglere, kötü muamelelere rol açıyor. Personel de belli ki çok önemli mobbinglere, amir zulmüne maruz kalıyor ve ardından psikolojik sıkıntılar yaşıyor. Bunu belki yeterince de tedavi ettiremiyor, baskı altında kalıyor ve dediğimiz gibi en önemlisi de elinde silah olan bir kişi olarak böyle psikolojik sıkıntılar içinde yaşayıp belki tedavisiz de kalması ve ardından şok edici bir tarzda intihar etmesi aslında çok önemli bir ihmali de gösteriyor. İçişleri Bakanını sorumlu tutmamız bundan dolayı. İçişleri Bakanı bunlardan tabii ki apaçık sorumludur ve istifa etmesi de gerekir.

En son Kocaeli Kandıra’da intihar eden bir polis, bıraktığı intihar mektubunda tüm bu gördüğü baskıları ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı. Kimse araştırmamıştı. Biz bunun araştırılmasını istiyoruz fakat engelleniyor. Bunu da milletimize buradan söyleyelim bu polisin hakkını aramamız, intihar eden polis ve diğer polislerin hakkını aramamız Meclis Başkanlığı kanalıyla engellenmiştir. Tüm polis camiasının bunu duyması gerekiyor.

POLİSİN SENDİKA SORUNU

Çok sayıda polis sendikasızlık ya da toplumda yalnızlaştırılan bir meslek grubu olma gibi sebeplerle mobbinge ya da insanca yaşamı engelleyen çalışma saatlerine itiraz edemediğini söylüyor. Polisin sendika ile ilgili taleplerinin asıl nedeni, memurların özlük haklarının konuşulduğu ve karara bağlandığı toplantılarda fiili olarak masada yer almak, polislerin özlük haklarının iyileştirilmesini sağlamak.

Mevcut durumda polisi temsil eden kimsenin bulunmaması nedeniyle Polis, sorunlarını ifade edebileceği bir sendikası olmadığından sorunlarını çözümsüz olarak benimsemekte ve çözüm yolu bulamayınca çareyi intihar etmekte bulmakta…

Bu noktada tabanın sesini doğrudan tepeye ulaştırmak amacı ile kurulan Emniyet Teşkilatı Sendikası şu an 330 bin kişilik Emniyet Teşkilatı’nın tek STK’sı oldu. Sorunu kaynağında aramanın sendikanın devreye gireceği en önemli nokta olduğuna dikkat çeken Genel Başkan İsmail Okumuş, kurumun en büyük sıkıntılarından birisinin polislerin sesini duyurabileceği hiçbir platformun olmaması olduğunu söylüyor.


Emniyet Teşkilatı Sendikası Genel Başkanı İsmail Okumuş

Polis intiharlarının şu anda siyasi baskı olarak kullanıldığını söyleyen İsmail Okumuş, 2021’deki 109 intiharın tarihin en yüksek polis intiharı olduğunun altını çizerek şöyle devam ediyor:

Bu kadar bir intiharın gerçekleşmesi bir şeylerin yanlış gittiğinin bir göstergesi. Silaha ulaşılabilirlikten bahsediliyor ama silahı belinde taşıyan bir tek Emniyet Teşkilatı değil. Silahı belinde taşıyan bugün orman muhafaza memuru da var, gümrük muhafazası var, jandarması da var. Binlerce polise ‘Senin sağlığın yerinde değil sen polislik yapamazsın, sınıf değiştirmek zorundasın’ deniliyorsa ve özlük haklarından, kazanılmış haklarından oluyorsa demek ki bir sorun var. Bir yerde bir sorun olmasa bu kadar insan sağlığından olmaz, bu kadar insan canına kıymaz. Sorunu kaynağında aramak; sendikanın en büyük devreye gireceği nokta bu. Tabanın sesini doğrudan tepeye ulaştırma noktasında çok büyük fayda sağlayacak diye düşünüyoruz. Diğer türlü araya bir sürü kişi giriyor. Ağızdan çıkan tepeye gidene kadar evrim değiştiriyor ve sorun yukarıda ‘sorun yok’ olarak algılanıyor.

Kurumun en büyük sıkıntılarından bir tanesi polislerin sesini duyurabileceği hiçbir platformun olmaması. Şu an düşünün koskoca bir Emniyet Teşkilatı ve yasal zemin çerçevesinde oluşmuş tek STK’sı Emniyet Teşkilatı Sendikası. Derneği bile olmayan bir kurumdan bahsediyoruz. Bu insanlar sesini tavana nasıl duyurabilir? İşte sosyal medya üzerinden ses duyurmaya çalışıyorlar. İsimlerin çoğu takma, orijinal isimleriyle bile giremiyorlar. İnsanlar korkusuzca en azından yasanın suç teşkil etmediği ifadelerle dile getirmesi lazım. Sorgulamazsak kaybedeceğiz kaybetmeye de devam edeceğiz. Eleştiri kültürünün de bu teşkilata yerleşmesi gerekiyor. Hak arama kültürünün oluşmadığı bir teşkilatta ‘ben hakkımı istiyorum’ demek gerçekten büyük bir cesaret istiyor.

‘SİYASİ İRADE DOĞRUDAN BİZİ MUHATAP ALMALI’

Günlük 100 tane mesaj geliyor, insanlar ‘Sesimiz olun’ diyor. STK’laşmaya en çok ihtiyaç duyan kurumlardan birisi de Emniyet'tir. Bu kurumun STK noktasında çeşitlenmesi lazım. Aracısız, doğrudan talep, istek ve sıkıntıların yetkilililere direkt dile getirilmesi lazım. Çözüm yolu bu; intiharlar için de diğer konular için de. Bizim bir an önce STK’laşmamız güçlü STK’lar olmamız gerekiyor. Siyasi iradenin doğrudan bizleri muhatap alınması gerektiğini düşünüyorum.

‘DEFALARCA İNTİHARA SÜRÜKLENDİM’

18 yıl polis memurluğu yapan İsmail Okumuş, ‘sağlık nedenleriyle aktif bir polislik yapamaz’ denilerek genel hizmetler sınıfına aktarıldığını söylüyor. Mobbingi iliklerine kadar yaşadığını belirten ve kendisinden ‘İntihara sürüklenen bir insanım’ sözleriyle bahseden Okumuş bu süreçte yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

Defalarca ihraçlar, sürgünler yaşadım, arsızlık, hırsızlığım olmadan sürgünlüğe tabi tutuldum. Sadece hakkım olanı istiyorum diye, mobbingi iliklerime kadar yaşamış bir insanım. İliklerime kadar… ve intiharın eşeğinden döndüm. İntihara sürüklenmiş bir insanım ben. Başımda bulunan amir ‘intihar et de senden kurtulalım’ diyen bir insanım ben. Oysa ki hukuksuzluk mu yaptım yok; sadece ‘burada bir hukuksuzluk, usulsüzlük var’ dediğim için. Beni savunacak hiçbir kimse yoktu. Sesimi duyurabileceğim, bana sahip çıkacak hiçbir insan yoktu. Defalarca intihara sürüklendim, 40’ın üzerinde soruşturma yemiş insanım. İdareye de sürekli yazdım ‘intihara sürüklendim’ diye. Bizim durduk yere sağlığımız neden bozuldu? Tam girdiğimiz mesleğe neden bugün 'artık polislik yapamaz’ raporu verildi? Benim her şeyim tam ve sağlamken neden bu aşamaya geldim? Ben ve binlerce arkadaş neden bu aşamaya geldi?"

TOMARZA'DAN SONRA BİR SKANDAL DA ŞEHİTKAMİL'DEN

Kayseri Tomarza’daki skandal karakol baskınından sonra benzer bir olay da Gaziantep Şehitkamil’de yaşandı. ‘Polis Platformu’ adlı Twitter hesabından paylaşılan bir görüntüde, Şehitkamil AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz’ın, görev başındaki polislerle tartışma yaşadığı görüldü. Yılmaz’ın, çok sayıda kişiyle birlikte polislere parmak salladığı ve arbede yaşandığı görüntülere yansıdı. Polis Platformu söz konusu paylaşıma “Gaziantep/Şehitkamil Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz ve arkadaşları, görevi başındaki polislere bağırıyor, parmak sallıyor, üzerine hücum ediyor. Neyse ki araya giren duyarlı vatandaşlar polisleri kurtarıyor” notunu düştü.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

Emniyet Teşkilatı Sendikası'ndan Cumhurbaşkanlığı'na ve TBMM'ye 'polis intiharları' çağrısı: DDK'yı görevlendirin
Soylu: Polis intiharlarının sebepleri evlilik çatışmaları
Son 24 saatte 5 polis intihar etti

Güncel Haberleri