Polat çiftinin ardından gözler kozmetik sektöründe... Influencerların satışları düştü

Dilan Polat'ın kara para aklama suçlamasıyla başlayan süreç güzellik sektöründen kazanç elde eden influencerlara gözleri çevirdi. Fenomenler, merdiven altı kozmetik ürün sattığı iddiaları, sonrası işlerinin düştüğünü söyledi. Kozmetik sektörü temsilcileri ise "Maliyetler düşük, karlar yüksek. Influencerlar da rüzgarı arkasına alıp kozmetik ve güzellik merkezleri kurdu. Fasonda 30 liraya ürettikleri ruju 300 liraya satabiliyor" ve "Sektörde kaliteye değil fiyata bağlı üretim öne çıkıyor" dedi.

Kara para aklama suçlamasıyla gündeme oturan güzellik salonu işletmesi sahibi ve sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın tutuklanması gözleri ınfluencerlara çevirdi.

Polat çiftinin ardından güzellik sektöründe varlığını sürdüren "sulemsi" adıyla tanınan Şule Kayatürk ve "yasince" olarak tanınan Yasin Kayatürk, "tayyargil" olarak bilinen Tayyar-Özlem Öz çifti, Selin Ciğerci konuşulmaya başladı.

Ekonomim'den Selenay Yağcı'nın haberine göre ınfluencerların son yıllarda yarattığı kozmetik markalarının ve açtıkları güzellik salonlarının sayıları artarken, piyasada denetim ve gözetimin yetersiz olması çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Her yıl yüzde 10 büyüyen sektörün temsilcileri, kozmetik markası çıkarmanın bu kadar kolay olmaması gerektiğini belirtiyor. Kendi ismini taşıyan güzellik merkezi sahibi olan sosyal medya fenomeni Ece Ronay, yaşanan olayların ardından işlerinin düştüğünü, insanların güvenlerinin azaldığını ifade etti.

'KOZMETİK MARKALARIN YÜZDE 80'İ FASON'

Son dönemde yaşananların Influencerlar merdiven altı kozmetik ürün üretiyor’ algısına sebep olduğunu ifade eden So Fly Kozmetik kurucusu Youtuber Sebile Ölmez, şunları anlattı:

Her fason üretim merdiven altı üretim demek değil. Dünyada büyük kozmetik markalarının yüzde 80’i fason üretim yaptırıyor. Herkes fabrika kuramaz. Fason üretim gıdadan deterjana birçok sektörde önemli bir iş kolu. Türkiye'de çok önemli ülkemize çok büyük katkı sağlayan fabrikalar var. Biz buralarda üretim yaptırıyoruz.

SEBİLE ÖLMEZ

So Fly’ın üretimini yapan fabrika 12 bin m2 alana kurulu, Avrupa, Amerika gibi 5 kıtada 85 ülkeye ihracat yapan, Avrupa’nın dev zincir marketlerine fason ürün üreten bir fabrika. Burada iki yolu seçebilirsiniz ki üreticilerin yüzde 90’ı bu yolu seçiyor. Hali hazırda fabrikanın çalıştığı ürünleri sipariş etmek. O nedenle kopyala-yapıştır ürünler görüyoruz. Diğeri de kendi formülasyonunuzu dışarıdan çalışıp fabrikaya dolum yaptırmak. Biz ise bu şekilde üretim yaptırıyoruz. Formüllerimiz tamamen büyük araştırma ve emek içeriyor. Bu işe başlamak istediğimde Kore-İtalya-Japonya- Almanya gibi ülkelerden birçok üretici bulduk ancak dövizin aniden yükselişiyle ithalat yapmak hayal oldu. Pandemi döneminde evde cilt bakım ürünleri patlayınca binlerce yeni marka ortaya çıktı. Üreticilerimin söylediği kadarıyla çoğunluğu merdiven altı.

'LEĞEN DE ÜRETİM YAPAN VAR'

Türkiye’de bakanlık beyanına dayalı kozmetik üretiminin olduğunu söyleyen Ölmez, “Belli standartları yerine getirerek küçük imalathaneler bile yetki alıyor. Bunlar leğenlerde bile üretim yapıyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de yasaklı maddeler var mı diye bakıyor. Yani ürünün içeriğini beyan ediyorsunuz sadece. Yazılı olarak. Bu çok sıkıntılı. Sadece içerikte yasaklı madde var mı veya sağlık beyanında bulunuluyor mu diye bakıyor.

Elbette üretici bilgileri mikrobiyoloji testler vs de isteniyor. Ancak ürün onayı çıktıktan sonra ürün gerçekten ne koyduğumu ben biliyorum. İnsanlar ÜTS kaydına bakıp Bakanlığa kayıtlı olduğu için o ürün yüzde 100 güvenilir sanıyor. İçinde C vitamini olmayan C vitamini serumları satılıyor. Ben ürünün üzerine yüzde 10 C vitamini var yazdım diyelim. İçine C vitamini koymadım ya da kanserojen madde koydum buna bakanlık bakmıyor. Ancak şikayetle bakılıyor. Kesinlikle denetim harika ama bir kerelik denetim bir sonuç vermez. Bakanlığın, tüm firmalardan ürünleri belli periyotlarla alıp incelemesi lazım. Daha ciddi önlemler alınmalı.

'30 LİRAYA YAPIP 300 LİRAYA SATIYORLAR'

Influencerların tanıtımını yaptıkları ürünlere artan talebi görerek, kendi markalarını yarattığını söyleyen Doa Kozmetik Genel Koordinatörü Özcan Yılmaz, “Maliyetler düşük, karlar yüksek. Influencerlar da rüzgarı arkasına alıp kozmetik ve güzellik merkezleri kurdu. Türkiye’de birçok fason kozmetik üreticisi var. Influencerlar fason üreticilerle çalışıyor. Fasonda 30 liraya ürettikleri ruju 300 liraya satabiliyor. Bakanlık onaylıdır diye bir kozmetik ürününü satamazsınız ama bunu söyleyen influencerlar var. Kimisi ürününün içeriğindeki ilaç ismini belirtiyor, oysa bu da yasak” dedi.

'SEKTÖRDE KALİTE DEĞİL FİYAT ÖNEMLİ'

Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman, kullanıcıların ciltleri için zararsız ve doğal bileşenlere sahip ürünleri tercih ederek güzellik alışkanlıklarında çevre bilincini benimsemeye yöneldiğini, organik ve doğal ürünlere eğilimin arttığını bunun da yeni yeni markalar doğurduğunu kaydetti. Türkiye’de kozmetik sektörünü tehdit eden en önemli şeylerden birinin merdiven altı üretim olduğunu ifade eden Kahrıman, kayıt dışını ekonominin de haksız rekabet yarattığını belirterek, “Sektörde kaliteye değil fiyata bağlı üretimin öne çıkıyor. Piyasa gözetiminin olmaması sektörün zayıf yanlarından biri.”

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Güncel Haberleri