Tutuklu iş insanı, insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın birleştirilen Gezi-Çarşı davası kapsamında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanması bugün devam etti. Duruşmaya çok sayıda insan hakları savunucu, milletvekili katıldı.
TAKSİM DAYANIŞMASI: DİRENİŞİ KİRLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre, Taksim Dayanışması, duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada Gezi eylemleri nedeniyle açılan davaların derhal düşürülmesi talep edildi.
Taksim Dayanışması şu açıklamalarda bulundu: "Ülkemizin toplum, kent tarihinin en önemli eylemi Gezi direnişi Anayasa zeminde geliştiği tescil edilmesine rağmen yargılanmak isteniyor. Barışçıl direnişimiz ısrarla çarpıtılmak isteniyor. Tekrar söylüyoruz: Gezi'yi kirletemezsiniz. Darbeyle, terörle anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz. Yargı marifetiyle karalama çabanız boşuna. Milyonlarca insanın hak talepleri için özgürlük demokrasi için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz.
Şiddet sarmalını görüyoruz ve ısrarla özgürlük, insanca yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki Gezi'de yaşam alanlarımızı savunurken ne kadar haklıysak bugün barınma hakkını savunurken de o kadar haklıyız. Ülkemizin 80 kentinde Gezi'ye katılan milyonlarca yurttaşımız bugün haksızca yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz. Bu akıldışı, hukuk dışı dava derhal geri çevrilmeli. Somut hiçbir delil olmadığı halde yıllardır siyasi tutsak olan Osman Kavala serbest bırakılmalı. Biliyoruz ve inanıyoruz ki Gezi umuttur, umut yargılanamaz."
"İDDİANAMENİN SAHİBİ SİYASİ İKTİDAR"
Kavala duruşmaya cezaevinden SEGBİS üzerinden katıldı.
Kimlik tespitlerinin ardından ilk sözü sanık avukat Can Atalay aldı. Atalay şunları söyledi: "Biz size Gezi'yi anlatacağız demiştik. Gezi direnişinin mahiyeti nedir ve neden bu dava ısrarla sürmekte! İddianame hukuki değil siyasi. Gezi direnişi karalamaya çalışılıyor. Bize 'Teslim olun' diyor. Asıl siz teslim olun, asla teslim olmayacağız. Bizim fikrimizin teslim olmaması önemli. Gezi direnişinin tek bir kuruş ile ilişkilendirilmesi mümkün değil. Delil yok, tezvirat var. Biz yurttaşlarız, bizim haklarımız var. Bu haklara tecavüz edileceği zaman bu hakları kullanacağız. Başka çaremiz yok. Siyasal iktidar bu Anayasal görevlerini yerine getirmemiş. Gezi direnişi bir anda ortaya çıkmamıştır. Tüm itirazlar yan yana geldi. Sözünü söylemek isteyen Taksim'e çıkar. İddianamenin sahibi bence siyasi iktidardır. Tüm hak mücadelelerin en önemli mekanı Taksim Meydanı, sıradan insanlara kapatılmak istenmekte. Taksim Gezisi bu bölgenin en önemli yeşil alanı.
"Savcı Bey şunu sormalı: Taksim Gezisi kime söz verildi de bu kadar hırçınlaşıldı, Türkiye böyle gereksiz bir sınava sokuldu?" diye soran Atalay şöyle devam etti: "Bizim işimiz kentlerimizin ve doğal alanlarımızın talan edilmesine itiraz etmek. Biz itiraz etmişiz. Suç buysa bu suçun hükmünü taşırız. Bu dosyanın tutuklusu var. Biz tutuklu değiliz. Artık sabrın sonu selamet değil. Neden telefonla davet edildiğimizi biliyorum. Neden yurtdışı yasağı konuşmadığını biliyoruz. Elimizin tersiyle reddediyoruz. Siyasi iktidar düzenli olarak parmak sallıyor. Yazıktır, günahtır, ayıptır. Dış güçlere parmak sallamak böyle olmaz."
Atalay son olarak şöyle devam etti: "Biz bu iddianameyi reddediyoruz. Kendi ayağımızı bu memlekete bağlıyoruz. Mahalleme, toprağıma, evime, ormanıma kentime, bedenime bir insan olarak kaderime tecavüz etme. Olmadık sözlerle düşmanlaştırılmak istemiyorum. Gezi direnişi insanın kendi kaderini eline alma kararlılığı. Gezi eşitlik ve özgürlük umududur. Biz haklıyız, biz kazanacağız. "
Atalay'ın ardından Tayfun Kahraman konuştu. Kahraman savunmasında, "Yarın yine siyaseten ortaya çıkacak olan, İstanbul'un mahvına neden olacak ya da Taksim Meydanı gibi yegane mekanı halkın elinden alacak her projeye karşı olmaya devam edeceğiz. O gün ağaçlara ve alana yönelik müdahaleyle birlikte gördüğümüz polis şiddetidir bu olayların nedeni."
YAPICI: GEZİYİ KRİMİNALİZE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR
Mücella Yapıcı ise şunları söyledi: "Burada biz sanki sahneye konulmuş sonu belli olan oyunun figüranlarıyız biz. Sizlere gerçekten kolay gelsin. Hiç kolay değil. Parktakiler burada usulsüz bir şey yapılıyor dedi. Milletvekilleri engellemeye çalıştı. 30 erkek geldi, ağaçların orada durdular. Arkasından gaz ekibi geldi... Benim her tarafım sarıldı. İnanılmaz bir şiddet... Bütün çadırların içerisinde çocuklar varken çadırlar yakılmaya çalışıldı. O gece arkadaşımız gözünü kaybetti. 8 çocuk öldü. Gaz fişeklerinden yürünecek yer yoktu. Kediler, kuşlar öldü... Ayağa kalkan halkın vicdanıydı. Gezi'yi kriminalize etmeye çalışıyorlar. Bize beraat veren hakim yok. Onun için size kolay gelsin."
ALMANYA, DURUŞMAYI TAKİP EDİYOR
Alman hükümetinin insan hakları politikaları ve insani yardımlardan sorumlu yetkilisi Luise Amtsberg, Kavala duruşması vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada Türkiye'nin Kavala'nın tutukluluğunu devam ettirmek suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden (AİHS) kaynaklanan yükümlülüklerini yıllardır yerine getirmediğini belirterek Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin bu nedenle başlattığı ihlal sürecine atıfta bulundu.
Deutsche Welle Türkçe'nin aktardığına göre; "Başka adımların atılmasını engellemek Türkiye'nin elinde" diyen Amtsberg, "Bu nedenle Avrupa'daki insan haklarının korunmasına önem veren diğer pek çok kişi gibi benim gözüm de İstanbul'daki duruşmada" ifadelerini kullandı.
AVRUPA KONSEYİ BAKANLAR KOMİTESİ İHLAL SÜRECİ BAŞLATILMASINI İSTEMİŞTİ
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, iş insanı Kavala’ya ilişkin Türkiye’den savunma istemişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) ihlal kararına rağmen hâlâ tutuklu olan Osman Kavala davası nedeniyle Türkiye’ye karşı ihlal prosedürünün başlatılmasını talep eden Komite, Türkiye’den 19 Ocak’a kadar görüş istemişti.