İstanbul’un Beyoğlu'nda önceki gün Onur Yürüyüşü yapmak isteyenlere izin vermeyen polisler, yürüyüşe katılmak isteyenlere karşı biber gazı ve plastik mermi kullandı. Beyoğlu Kaymakamlığı, Taksim’de yapılacağı açıklanan Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığını duyurulmasının ardından LGBT+'lar Taksim’de toplanarak yasağı protesto etti.
İstanbul Valiliği, protestoculara müdahale etmesi için bölgeye çok sayıda çevik kuvvet ve polis ekibi gönderdi. Olaylara çok sert müdahalede bulunan polisler 46 kişiyi gözaltına aldı. Yürüyüşçülere polisin attığı ses bombasına "Çocuk uyuyor" diyerek tepki gösteren vatandaşa polis tarafından ağza alınmayacak hakaretler edildi. Neye uğradığını şaşıran vatandaş, daha sonra polis tarafından gözaltına alındı.
Hızını alamayan ekipler, kafede oturanları da yaka paça gözaltına aldı. İşletmeciye işlem yapma tehdidinde bulunuldu. Bir polisin sosyal medya hesabından "Cinsel özürlü insanların yasak yürüyüşüne müdahale ediyoruz" paylaşımı yapmasına sert tepki gösteren CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, Twitter hesabından "Kim bu nefret suçu işleyen ve vatandaşı hedef gösteren polis?" diye sordu.
"Gözü dönmüş birine silah verilmesi halka tehdittir" diye tepki gösterdi. Olayları ‘zorbalık’ olarak nitelendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) "Türkiye bu zorbalığı hak etmiyor. Kendi yaşam tarzlarının dışında hiç kimseye saygı duymayan, görevinin başındaki gazetecilere, farklı kimliklere bu zulmü reva gören zihniyeti kınıyoruz" açıklaması yapıldı. Dört içişleri bakan yardımcısı ise açıklamaya cevap verdi.
Mehmet Ersoy "İzinsiz gösteri sırasında polise direnenleri gözaltına almak zorbalık değildir" ifadesini kullandı. İsmet Çataklı ise "Asıl biz vatandaşın huzur ve güvenliği için çalışan polisimize ‘zorba’ diyen zihniyeti şiddetle kınıyoruz" paylaşımını yaptı. Tayyip Sabri Erdil de "Emniyet teşkilatının hedef gösterilmesini de kınıyoruz" dedi. Muhterem İnce ise “Polisimizi zorbalıkla itham eden bu hukuk dışı zihniyeti kınıyoruz" ifadesini kullandı.
"TEPKİ VERİLMESEYDİ ORADAN CESEDİM ÇIKARDI"
Bölgede çekim yapan AFP muhabiri Bülent Kılıç da polisin insanlık dışı müdahalesiyle gözaltına alınanlar arasındaydı. Yürüyüşü takip ettiği sırada etrafını saran polisler tarafından yere yatırılan Kılıç’a ters kelepçe takıldı. Kendi kamerasıyla şiddete uğrayan Kılıç’ın boynuna polislerden biri diziyle bastırarak nefes almasını engelledi.
Amerika’da yaşanan George Floyd cinayetini anımsatan görüntüler çok büyük tepkiyle karşılandı. Daha sonra serbest bırakılan Kılıç, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı: "Canıma kast edilmeye çalışıldı, nefesim kesilmek istendi, bana bunu yapandan, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları, her ne ise, bu Dünya’da hangi mahkemeyse hesap soracağım. Metin Göktepe’yi Eyüp spor salonunda öldüren kötülük bugün boynuma bastırıp beni nefessiz bırakmak istedi ama başaramadılar. Sağ olsun halk gazetecisine sahip çıktı."
Kılıç, ANKA’ya yaptığı açıklamada ise "Orada bir gazeteci öldürülmeye çalışıldı. Orada o insanlar tepki vermese benim oradan cesedim çıkardı" ifadelerini kullandı.