İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kar yağdığı gün İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi ile görüşmek için Sarıyer'deki bir balıkçıya gittiği ana ait ortaya çıkan fotoğrafların MOBESE görüntüsü olduğu iddiası üzerine konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Mobeselerin konulma gerekçesi nedir? Toplumun güvenliğini sağlamak. Birilerinin özel hayatını izlemek için değil. Anayasa’da kişisel haklar var, bunları ihlal ediyorsunuz. Biz sadece telefonlarımızın dinlendiğini sanıyorduk, meğer izleniyormuşuz da… Konuyu Meclis’e getireceğiz" dedi.
"EN CİDDİ TEHLİKE PAHALI AKKUYU ELEKTRİĞİ"
Son günlerde sanayide yaşanan enerji kesintilerine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Enerjide önümüzdeki en ciddi tehlike; pahalı Akkuyu elektriği” dedi. Kılıçdaroğlu, Akkuyu’da üretilecek elektriğin kilovat saatinin KDV hariç alım garantili 12,35 (dolar) cent olduğunu anımsatarak, “Normalde dünya ortalaması bunun 3’te birine yakın. Akkuyu Nükleer Santrali devreye girdiği zaman sanayici üç katı pahalı elektrik kullanacak” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, ziyaret ettiği organize sanayi bölgelerinde durumu anlattığını ancak çok sayıda kişinin bu durumdan haberi olmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Üstelik teknoloji de almıyorsunuz. Meclis’te tartışılırken çok söyledik, hiç değilse teknolojisini alalım dedik. Pahalı olacaksa niye biz Akkuyu Nükleer Enerji Santralını kurduk” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Dünya Gazetesi yazıişleri ekibi ile bir araya geldi. Toplantıda Kılıçdaroğlu’na İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Ekonomi Masası Başkanı Faik Öztrak, NATO Parlamenterler Asambleri Türk Grubu Üyesi ve İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, İstanbul Milletvekili ve ekonomist Akif Hamzaçebi, Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın eşlik etti.
"MB'NİN BAĞIMSIZLIĞI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Merkez Bankası (MB), sadece para basan bir konuma geldi. Hiçbir işlevi olmayan, dışardan alınan talimatları yerine getiren bir kurum. Adı MB olmakla beraber, sadece darphanede para basan, paranın ne kadar basılacağına da kendisi karar veremeyen bir konumda. MB'nin bağımsızlığı söz konusu değil. Türkiye’de başta Anayasa olmak üzere, zaten yasalar askıda. Yasa MB'nin bağımsızlığından söz eder. Fiyat istikrarından sorumlu olan kurum MB’dir. Ama işlevsiz hale getirmişler. MB’de bir sürü genel müdürlük var, başkanlık yardımcıları var, dünyayla ilişkiler var. Bütün bunların tamamı sıfırlanmış vaziyette. Hatta bana göre bir özel bankanın işlevi çok daha etkilidir. Fiyat İstikrar Komitesi'ni kurduğunuz anda zaten MB’yi sistemin dışına itmiş oluyorsunuz.
"STRATEJİ PLANMLAMA TEŞKİLATI'NI YENİDEN KURACAĞIZ"
Yönetime geldiğimiz anda, çıkartacağımız bir numaralı kararname; Strateji Planlama Teşkilatını yeniden kurmak. İki; o kuruma en nitelikli insanları atamak. Bürokraside hala bu nitelikte insan var. Üçüncüsü; onlara şu talimatı vermek, “Bana Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm rakamlarını en geç 10 gün içinde getirin.” Elde edilen tüm verileri de artılarıyla eksileriyle kamuoyuyla paylaşacağız. Türkiye’yi bu şekilde ayağa kaldıracağız. Ekonomik Sosyal Konseyi davet edeceğiz, bakanlar da orada olacaklar. Sorunları anlatacaklar, çözümleri üreteceğiz.”
Türkiye’nin döviz bazlı güvence verdiği yol, köprü gibi yapılar var. Derhal ekip kurup, gerçek maliyetlerini çıkartacağız. Çağırırsınız yapanları, “Gel kardeşim bu Türkiye’nin soygun düzenidir, ben sana maliyet+makul de bir kar veriyorum. Bunu kamulaştırıyorum” dersiniz. Böylece çok büyük bir tasarruf sağlamış olursunuz. Bunların yatırım ve sözleşme değeri toplamı 160 milyar dolar. Uluslararası tahkimi de inceledik. Böyle soygun niteliği taşıyan konular, tahkimden dönmüş.
"İHRACAT RAYLARDAN LİMANA ÜCRETSİZ OLACAK"
Merkez Türkiye Projesi’ni büyütüyoruz. Trabzon ve Samsun’dan Samandağ ve Mersin’e kadar ray döşeyeceğiz. Bir de maden rafinerisi kuracağız. Mesela Hakkari’nin çinko madenini neden rafine edip, daha büyük ihracat rakamları sağlamıyoruz. Eğer Mersin ya da İskenderun Limanı’ndan ürününüzü ihraç edecekseniz, demiryoluyla olmak kaydıyla navlunu devlet ödeyecek. Lojistik maliyeti devlet rahatlıkla karşılar. İhracattan iş insanı kar edecek, gelip yeni yatırım yapacak. Katlandığınız maliyet çok düşük ama elde edeceğiniz avantaj çok fazla olacak. İhracatı teşvik bu.
Gittiğim her sanayi tesisinde ara eleman sorunu var. Kayseri’ye gidin böyle, Malatya’ya gidin böyle. OSB’lerde yatılı teknoloji liseleri kuracağız. 6 yıllık okullar olacak. Üç yıldan sonra fabrikalarda staj görecekler. Staj gördükleri sürede sosyal güvenlik primleri devlet tarafından ödenecek. Böylece makineyi, ustabaşını, mühendisleri, üretimi görecekler. Eğer üniversiteye gitmek istiyorlarsa, iz düşümü fakültelere artı puanla gidecekler."