CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Gazetecilerin sorunları, Isparta'daki elektrik kesintisinin yarattığı mağduriyet, zamlar ve KDV indirimine yönelik açıklamalarda bulunan CHP lideri, gündemden düşmeyen 6 muhalefet liderinin buluşmasına ilişkin ise "Biz tüm iftiralara rağmen bir araya geldik. Bizi bir araya getiren vatan sevgisi. Biz haksızlığın hukuksuzluğun olmadığı bir ülke istiyoruz" ifadelerinde bulundu.
'GAZETECİLERİN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULUNMALI'
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Medya bizim sesimizdir ama medya sesini çıkarmasın, yalnızca iktidara yaranıyorsa her türlü kaynak sağlansın durumunda. Gazetecinin temel görevi doğruları yazmaktır. Gazeteciler Konfederasyonu bize bir rapor sundular. Enflasyon ve kurla beraber kağıt, mürekkep fahiş zamlandı. 119 gazete kapandı son dönemde, yani 119 gazetenin çalışanları işsiz kaldı. Basın İlan Kurumu var, 1 yılda toplanmıyor 3 ayda bir toplanması gerekirken. Tarife çok düşük. Bunlara çare bulunmalı, destek olunmalı diyorlar.
'ONURLU GAZETECİLERE MİNNET BORCUMUZ VAR'
Basın İlan Kurumu'na baskı kuruluyor. Yeni Asya Gazetesi'ne ilan vermiyorlar 117 gündür. Ama gazete çalışanları biz onurluyuz diyorlar. Onurlu gazetecilere bizim minnet borcumuz var. Evrensel Gazetesi de cezalandırılıyor. İlanların nereye aktığını biliyoruz.
'SİYASET, MEFYA VE DEVLET ÜÇGENİNDE ÇİRKİN İLİŞKİLER VAR'
Gazetecilerin de bir meslek yasasının olması gerekiyor. Bunu da bize söylediler. Siyaset, mafya ve medya üçgeninde çirkin ilişkiler var. Bugün bu yasanın çıkmaması devletten kaynakla beslenip mafyayla ilişkileri olanları besliyor. Havuz medyası kendilerini gazeteci diye tanıtıyor ama değiller. Gerçek gazeteciler bunu biliyor.
'GERÇEK GAZETECİLER BASIN KARTI ALAMIYOR'
Doğru haberlere erişim engeli geliyor. Doğru haberler okunmasın diyorlar. Basın kartı alamıyorlar gerçek gazeteciler. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi kalemini satmayan gerçek gazetecilere basın kartı vermiyor. Gazetecilik yapmak için basın kartı olma zorunluluğu yoktur. Kart sahibi olmayan da fikrini hürce ifade edebilir diyor savunmada da. Basın kartı verilmeyince ne oluyor? Birçok organizasyona giremiyorlar. Eğer gazetecilik yasası istiyorsanız ittifakı yakından izleyeceksiniz, destekleyeceksiniz demiyorum bakın, izleyeceksiniz.
'YELİZ, SUÇU CHP'YE ATTI'
Geçtiğimiz hafta Isparta'da vahim bir olay yaşandı. Elektrik kesintisiyle vatandaşlar mağdur oldu. Genç il başkanımız oradaydı. Vekillerimiz oradaydı. Gerçi Yeliz dediğimiz arkadaş bunun sorumlusunu buldu, CHP'dir dedi. Tek bir şey öğrenmişler, ne olursa olsun CHP'yi suçlayacaksın başka bir şey yok ellerinde. CHP'yi de eleştir, mesela CHP'li vekillerin orada ne işi var? Önce biz gitmeliydik diyebilirdi.
'ISPARTALI VATANDAŞLARIMIZIN TAZMİNAT HAKKI VAR'
Ispartalı vatandaşlarımıza sesleniyorum: Yönetmeliğe göre 24 saatten fazla elektrik kesintisi olursa bütün vatandaşların tazminat alma hakkı var. Baroya başvurun, böyle bir hakkınız var. Aslında daha dava açılmadan size ödemeleri gerekiyor ama bunlar ödemez. Avukat tutamıyorsanız biz ödeyeceğiz, biz halkın partisiyiz. Olağanüstü bir durum deyip geçemezler. İstanbul'da da oldu ama tazminat ödendi. Ayrıca Ramazan Nazlı adlı vatandaşımız öldü. Tüm ailesine, yakınlarına baş sağlığı diyoruz. Acılı aileyi alıp kaymakamlığa götürüp kalp krizi geçirdi açıklaması yaptırdı. Sonra otopsi raporu geldi; donmaya bağlı kalp krizi. Kaymakama soruyorum; o aileyi nasıl oraya çıkardın, nasıl bunları söylettin? Yanlarında doktor var mıydı?
'ZAMLARI DEVLET DEĞİL, DEVLETİ YÖNETEN AK PARTİ YAPTI'
Zamlar aldı başını gidiyor. Derler ya, iğneden ipliğe zam. Hakikaten öyle oldu. Kışın ortasında elektriğe yüzde 100 zam yapar mısınız? Bir video yayınladık. Bizzat Erdoğan'ın imzasıyla bu zamlar geri çekilmeden elektrik faturamı ödemeyeceğim dedim. Bakın ödeyemem değil, ödemeyeceğim. Arkasından da Mahir Ünal diyor ki, elektrik zamlarını devlet yapmadı. Doğru, devleti yöneten AK Parti yaptı. Ama beşli çeteye karşı çıkmıyor. Onların yanında, tek kelime etmiyor. Özelleşti bunlar, siz yaptınız. Suçlanan kim? Kılıçdaroğlu.
'SİZİN FERİŞTAHINIZ GELSE BEN DONMAM'
Özgür Özel beni aradı, bu fatura ödememe kararınızı hepimiz parti olarak mı uygulayacağız dedi. Hayır dedim. Benim ödeyemeyen ailenin acısını geniş kitlelere duyurmam lazım dedim. Çünkü elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşın sesini çıkaracağı alan bırakmadınız. Bu insan gazeteye nasıl ulaşacak, gazete nasıl yayınlayacak? Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz? Sizin feriştahınız gelse ben donmam.
'ERDOĞAN, BAHÇELİ'YE SARAYDA ODA VERSİN, EN ÇOK O SAVUNUYOR'
Erdoğan'a da numara alanı bırakmışlar, bunlar yükseltecek Erdoğan indirecek. Tamamını indireceksin kardeşim. Bahçeli de konuştu. Kandil geldi bir sürü, teşekkür ederim. Erdoğan, artık buna bir 100 odalı saray ver, oda ver hiç olmazsa. Seni en çok savunan bu.
'İKTİSADA YENİ BİR TEORİ KAZANDIRDILAR'
128 milyar doları sattılar, dolar düştü mü? Hayır, değeri düşen para TL oldu. Baktılar beceremediler, MB politika faizini indirsin, kur düşer dediler. Erdoğan bunu söyleyince herkes alkışladı herhalde çünkü iktisada yeni bir teori kazandırdılar. Ama başka hiçbir faiz düşmedi. İhraç ettikleri malların çoğu ithalat. Elektriği kestiler, üretim sorunu çıktı bir de orada. Baktılar ne yapsak olmuyor, dediler doları sabit tutalım. Kur korumalı mevduat açalım dediler, dolar düştü. Ama mazotun fiyatı düşmedi mesela. Paranızı getirin TL olarak bankaya yatırın dedi, garanti etti. vergi muafiyeti getirdi. Yani fakirden alıp zengine verdi.
'DENEMEYLE DEVLET YÖNETİLMEZ, LABORATUVAR DEĞİL BU'
Yüzde 1 KDV indirimi yaptı. Ama esnaf yüzde 8'i cebinden ödedi. Sen onu veriyor musun? Zaten sattığını yerine koyamıyor adam. Fiyat istikrarını koruyan kurum Merkez Bankası'dır ve bu yetki ondan alınmıştır. Sonuç fiyat istikrarı sağlanamadı, enflasyon düşmedi, cari açık azalmadı, dolar düşünce benzin fiyatı düşmedi. Denemeyle devlet yönetilmez. Laboratuvar değil bu. Bu kadar Merkez Bankası, TÜİK başkanı değişiyorsa sen yönetemiyorsundur.
'6 PARTİ BU TABLOYU DÜZELTECEĞİZ'
Altı parti buluştuk, bizi yan yana getiren neydi? Farklı partileriz, programlarımız farklı. Çünkü biz gençlerin yurt dışına kaçma isteğini, ekonomik durumu gördük. Batırdılar her şeyi bunlar, Türkiye'yi dilenci yaptılar. Biz milli mücadeleyi böyle yapmadık. Dün şerefsiz dediklerine bugün kendileri gidiyor. 6 partinin genel başkanı bu tabloyu düzeltmeye kararlıyız. Biz ülkemizde işsizlik istemiyoruz. Adalet, özgürlük, din ve vicdan özgürlüğü istiyoruz. Hızla büyüyen bir ülke olmak istiyoruz. Gazetecilerin, aydınların içeri atıldığı bir ülke değil, ifade özgürlüğü istiyoruz.
'BİZİ BİR ARAYA GETİREN VATAN SEVGİSİ'
6 başkan bir bildiri imzaladık ve bunu kamuoyuyla paylaştık. Bütün vatandaşlara şunu söylemek istiyorum; iyi ki bu ülkede muhalefet var. İktidar her yönetimde olur ama muhalefet sadece demokratik yönetimlerde oldu. Biz tüm iftiralara rağmen bir araya geldik. Bizi bir araya getiren vatan sevgisi. Biz haksızlığın hukuksuzluğun olmadığı bir ülke istiyoruz. Parlamentonun saygınlığının olmasını istiyoruz. Eğer emekliler ikramiye oluyorsa, faturalardan TRT payı kaldırıldıysa bunlar muhalefetin gücüdür. Bizim gücümüzdür.
'İNTİKAM DUYGUSUYLA DEĞİL, DEMOKRASİYLE HESAP SORACAĞIZ'
Panikle hareket ediyorlar ama iyilikten korkulmaz, yaptıklarından dolayı korkuyorlar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını soracağız. Ama biz intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz, demokrasiyle hesap soracağız. 28 Şubat 13.30'da 6 lider buluşacağız. Her şeyi düzelteceğiz. Ekonomiyi ayağa kaldıracağız. Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen inşa edeceğiz. Adaleti sağlayacağız. 6 lider olarak ahdettik. Altında imzamız olduğu o belgeyi saklayın, torunlarınıza gösterin. Ona deyin ki, şu an sen böyle düzgünce yaşıyorsan, işte bu başkanlar sayesinde diyeceksiniz."