CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Selçuk’ta Efes Tarlası Yaşam Köyü açılışını yaptı. Gençlerin umutsuzluğa sürüklenmemesini isteyen Kılıçdaroğlu, “Kesinlikle motorları maviliklere süreceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"BİZİM UMUTSUZLUĞA KAPILMA HAKKIMIZ YOKTUR"
"Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. Her birimiz tek tek düşünüyoruz, ne olacak bu memleketin hali diye. Sizden bir isteğim var. Sakın umutsuzluğa kapılmayın. Eğer bu ülke babalarımız tarafından kurtarılmışsa, babalarımız ve dedelerimiz en zor koşullarda Milli Kurtuluş Savaşı'nı verip Türkiye'nin bağımsızlığını sağlamışsa, Osmanlı'nın kaçırdığı Sanayi Devrimi'ni yakalamışsa, 1940'lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden beş ülkeden birisi haline getirmişse bizim umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur.
"DOSTLARIMIZLA BERABER TÜRKİYE'Yİ AYDINLIĞA ÇIKARACAĞIZ"
Seçim istiyoruz, neden? Çünkü vatandaşların daha ağır bir yükle karşı karşıya kalmalarını istemiyoruz. Türk lirası güneş görmüş kar gibi eriyor. Bu tabloyu düşünmemiz lazım. Geleceğimizi düşünmemiz lazım. Bizler öğretebiliriz, gençlerimiz var. Taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimiz var. Umutsuzluğa kapılmayın, bunların tamamını çözeceğiz.
Elimiz mahkum, yapacağız. Kiminle? Sizinle beraber yapacağız. Halkımızla beraber; kadını, erkeği, genci, yaşlısı... Dostlarımızla beraber yapacağız. Soruyorlar, dostlarınız kim? Bu ülkenin manavı, bu ülkenin kasabı, bu ülkenin apartman görevlisi, bu ülkenin muhtarı, bu ülkenin belediye başkanı, bu ülkenin memurları, bu ülkenin emeklileri, bu ülkenin gençleri.. Bunların tamamıyla birlikte Türkiye'yi aydınlığa çıkaracağız.
"GELECEK BU SANDIK, BERABER MÜCADELE EDECEĞİZ"
Sayın Erdoğan dün bir televizyon programına katılmış, şöyle bir cümle kullanıyor: 'Merkez Bankası'nın parasının nereye gittiği sorulur mu?' Dünyanın bütün ülkelerinde sorulur. Sorulmayan ülkede insanların ağzına bant çekilmiş demektir, demokrasi yok demektir.
Demokratik yollarla bir dikta yönetimine son vermek, dünya siyaset tarihine bir örnek olarak geçecektir. Baskı yapıyorlar mı, evet. Şiddet, evet. Bilgilendirme yok. Vatandaş soru soramıyor, onu bile engelliyorlar. O zaman yapacağımız, sandığı beklemektir. Gelecek bu sandık, beraber mücadele edeceğiz.
"OTURUP KALKIP CHP'Lİ BELEDİYELERE DUA ETSİNLER"
Belediye başkanlarımız seçildiğinde ne diyorlardı? ‘Sakın ha CHP'li belediyelere oy vermeyin, bunlar gelirse yardımları keserler.' Ama ben bu halkın ferasetine, sağduyusuna güveniyorum. Yetkilendirdiler. Ankara'yı, İstanbul'u, Adana'yı, Mersin'i, Antalya'yı aldık. Ve şimdi bizim belediye başkanlarımız bu pandemi döneminde bir tarih yazıyorlar.
Oturup kalkıp CHP'li belediyelere dua etsinler. İyi ki bu belediyelerde CHP'liler var diye. Beş maskeyi bile dağıtamadılar. Bizim en küçük belediyeden en büyük belediyeye kadar hepsi günün 24 saatinde çalıştı. Biz, cebimiz para görsün diye değil, halkın cebi para görsün diye çalışırız. Asgari ücret, bizim belediyelerimizde en az 3 bin 100 lira. Onların veremediğini biz veriyoruz, bütün engellemelere rağmen veriyoruz.
"HER AİLEYE ASGARİ BİR GELİR GÜVENCESİ SAĞLANACAKTIR"
Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Hiçbir aile, 'Benim gelirim yok' demeyecektir. Her aileye asgari bir gelir güvencesi sağlanacaktır. 21. yüzyılda Türkiye'de çocuklar yatağa aç mı girer? 21. yüzyılda insanlar görevini yapamıyor, işini yapamıyor, borç batağında ve intihar ediyorlar. 21. yüzyılda bu Türkiye'nin ayıbı değil mi? Türkiye'yi bu ayıplardan kurtaracağız.
Çiftçi arkadaşlarım unutmasınlar, bereketli topraklarımız var. Ziraat Bankası'nı çiftçiye hizmet eden banka haline getireceğiz. Halk Bankası'nı, esnafa hizmet eden banka haline getireceğiz. Tarım Kredi Kooperatifleri tamamen değişecek. Çiftçiye her türlü destek verilecektir. İktidara geldiğimizde bir yıl içinde çiftçilerin aldığı kredilerin faizlerini sileceğiz. Elin oğlunun faizini siliyorsun, cezasını siliyorsun. Peki çiftçinin neden faizini silmiyorsun? Çünkü o çiftçi, çünkü o üretiyor, çünkü o alın teri döküyor.
"BIRAKIN KOMŞUSUNU, TÜRKİYE'NİN NEREDEYSE YARISI AÇ"
'Komşusu açken tok yatan benden değildir' diyorsa sevgili peygamberimiz, inancımızın da gereğini yapacağız. Komşumuz açken biz o akşam uyumayacağız. Devleti yönetenler uyumayacak. Bırakın komşusunu, Türkiye'nin neredeyse yarısı aç. Yarısı yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Saraydakiler safahat içinde. Olmaz, biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar. Benim son isteğim, bana güvenin. Ben bunların tamamını düzelteceğim. Büyük sıkıntılar var, biliyorum ama bu sıkıntıları aşmasını biliyoruz. Rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Atatürkçülüğü de bize yanlış öğretiyorlar. Atatürkçülük demek, üretim demektir.
İki temel ayağı vardır Atatürkçülüğün: Bir, Mustafa Kemal Atatürk der ki 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.' Bu siyasi hedefidir. İkincisi ise ekonomik bağımsızlıktır. 'Savaş meydanlarında kazanılan zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça bağımsız tehlikeye girer.' Bu da ekonomik bağımsızlıktır. Bir ülkenin ekonomik bağımsızlığı olmazsa, asla ve asla siyasi bağımsızlığı sürekli olmaz.
"KÖYLERE MUTLAKA BİR ZİRAAT MÜHENDİSİ GÖREVLENDİRİLECEK"
Bir şeyi daha unutmayın. Allah'ın izniyle iktidara geldiğimizde bir köyde tarım yapılıyorsa o köye mutlaka bir tane ziraat mühendisi görevlendirilecek. Devlet parasını verecek, 'Köydeki çiftçiye hizmet edeceksin kardeşim' diyecek. Köyde hayvancılık yapılıyorsa bir tane veteriner görevlendirilecek. Dışarıda bir sürü ziraat mühendisi işsiz var, görevlendirsene. Versene aylığını, gitsin çiftçiye hizmet etsin. Veteriner gitsin hayvancılık yapanlara hizmet etsin. Bunları yapacağız.”
“UCUZ GIDAYA ERİŞİM SAĞLAMAYI YAYGINLAŞTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de İzmir'de tarıma büyük önem verdiklerini belirterek şunları söyledi:
“Tarım vizyonumuz ve İzmir tarımı; köylümüzün alın terine sahip çıkmak, kuraklık ve yoksullukla mücadele etmek, adil ve doğaya saygılı üretim yaparak işsizlik, enflasyon ve adaletsizliği sona erdirmek, hakça paylaşmak; sağlıklı, güvenilir ve ucuz gıdaya erişimi sağlamak gibi pek çok yönüyle İzmir'den başlayarak ülkemize yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz politikaların bütünüdür.
Bugün burada açılan Selçuk Efes Tarlası Yaşam Köyü'nün de bu vizyonumuz ve politikalarımıza da çok önemli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum.”