CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM'deki Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Türk Ocağı'nın İstanbul il başkanının görevden alınmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Akıllarını yetirmişler. Tahammül edemiyorlar" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun tepkisi bununla da sınırlı değildi. Hakkında 20 milyon euro ile kaçtığı iddia edilen Ertunç Laçinel'in Nurettin Canikli tarafından BOYDAK'a kayyum olarak atanmasına da tepki gösteren CHP lideri, "Hırsızlığın yasayla korunduğunu ilk defa görüyorum Cumhuriyet tarihinde" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
KUTADGU BİLİG
"Kimse endişelenmesin. Allah'ın izniyle adaleti getireceğiz. Her kavga sonlarını getiriyor. Kendileri kendi sonlarını getiriyor. Bizi dinleseler emin olun çok güzel şeyler olacak. Doğruları dinlemeye tahammül edemiyorlar. Buradan çıkmaları lazım.
Yusuf Has Hacip'in 11. yüzyılda yazdığı güzel bir kitap var: Kutadgu Bilig. Devlet Olma Bilgisi.
11. yüzyılda yazıyor şimdi 21. yüzyıldayız. Dönemin yöneticileri için ne söylüyor? 3 madde var çok değerli: Halkın senin üzerinde üç hakkı vardır. Bu hakları öde ve halkı zorluğa düşürme. Biri memleketinde gümüş kalsın yani paranın değerini koru. İkincisi halkı adil kanunlarla idare et. Birinin diğerine tahakkümüne izin verme, onları koru. Üçüncüsü bütün yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır.
Onlar da gayet iyi biliyorlar. Geliyorlar gelmekte olan. Haksızlığa asla tahammül edemiyoruz. Haksızlığı gidereceğiz.
"SABRİ UZUN VE HANEFİ AVCI'NIN RÜTBELERİNİ GERİ DİKECEĞİZ"
Akıllarını kullanmıyorlar. İstişare nedir? Bunu dahi düşünmek istemiyorlar. Bir kişi ben her şeyi bilirim diyor. Kimseye danışmam diyor. Bir kişi ben her şeyi biliyorum diyorsa aslında hiçbir şeyi bilmiyor demektir.
Adalet önemli bir kavram. İstanbul'daki toplantıda adaletin ne olduğunu da ifade ettim. Devlette görev yapan insanların toplumda adaletsizlik varsa bunu belirtme hakkı vardır.
Sabri Uzun ve Hanefi Avcı'dan bahsediyorum. Sabri Uzun, yanlı yapıyorsunuz dedi. Vay sen misin bunu söyleyen. Arkasından Hanefi Avcı, Selahattin Demirtaş için AİHM kararını uygulayın dedi. İkisinin de rütbeleri sökülecek. Adaletsizliğin ulaştığı boyutu görüyor musunuz?
Sabri Uzun da Hanefi Avcı da bilsin, az kaldı, geliyor sandık. Onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz. Haksızlığa tahammül edemiyoruz biz. Öyle FETÖ iltisaklı falan deniyor. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Biri düştü, diğeri de düşecek.
TSK'nın 80-90 yaşındaki generallerini hapse atıyorsunuz. Bazıları hapiste olduğunu da bilmiyor. Bu mudur devlet yönetimi. Benden değil at içeri, bu benden tüm suçlarını kapat. Böyle bir devlet yönetimi olmaz.
"ŞEKER FABRİKALARINI SATTILAR"
Adalet olarak yönetemiyorlar ama ekonomik olarak da yönetemiyorlar. Şekerde hiçbir sıkıntımız yoktu, durduk yere IMF'nin talimatına uydular, kota getireceğiz diye. Kotayı uyguladılar, şeker üretimimiz düştü. Şeker fabrikalarını sattılar. 10 fabrikayı 680 milyon dolara sattılar.
Tefecilere bir ayda ödenen para 19 milyar lira. 24 yıl sonra Türkiye şeker ithal etmek zorunda. Yönetemiyorlar. Devlet böyle yönetilmez. Şeker fabrikalarını neden özelleştirdiniz.
"KAÇAK ÇAYLARI TOPLAYIP, RİZE MEYDANINDA YAKACAĞIM"
Çay, Rize'nin Artvin'in Trabzon'un stratejik ürünüdür. Şeker de hangi oyunu oynadılarsa çay da aynı oyunu oynayacaklar. Ulusal Çay Konseyi fiyat belirleyecekmiş. Yükü sırtından atacaklar, düşük fiyatı biz belirlemedik konsey belirledi diyecekler.
Rizeli kazanmasın, Artvinli kazanmasın, Trabzonlu kazanmasın ama yabancı çay üreticileri kazansın. Bu iktidar size değil yabancılara çalışıyor. Bize oy versinler veya vermesinler biz adaletten yanayız.
Rizeli kardeşim duy bunu, biz iktidar olacağız. Sözüm var, kaçak çayları toplayıp Rize'nin meydanında yakacağım. Sen kazanacaksın. Biz oy peşinde kısır bir siyaset yapmıyoruz. Bizim için her şeyden önemlisi bu ülkede yaşayan insanların refahıdır.
Çayı üreteceksin alın teri dökeceksin, sen kazanmayacaksın dışardan çay ithal edeceksin. Ne için? Rizeliyi çantada keklik görüyor, Trabzonluyu çantada keklik görüyor. Unutma, bu millet uyandı. Milletin sesi var artık.
Bu yükü özel sektör kaldıramaz, fatura millete çıkıyor. Çayda da benzer bir olaya doğru gidiyoruz. Çay Karadeniz'in stratejik ürünüdür. Şekerde hangi oyunu oynamak istiyorlarsa, çayda da aynısını oynamak istiyorlar. Yükü sırtlarından atacaklar, düşük fiyat belirleyecekler; 'valla biz belirlemedik Ulusal Çay Konseyi belirledi' diyecekler. Bu iktidar size değil, yabancı çay üreticilerine çalışıyorlar. Sözüm söz, kim çalışıyorsa ondan yanayız. İktidar olacağız, kaçak çayla nasıl mücadele edeceğiz göreceksiniz.
"ELEKTRİĞİ ÇİFTÇİYE BEDAVA VERECEĞİZ"
Biz oy peşinde kısır bir siyaset yapmıyoruz. Bizim için her şeyden önemli olan bu ülkede yaşayan insanın refahıdır. Bizim siyaset anlayışımız budur.
Ne yaparsam yaparım zorla alırım bunların ağzındaki lokmayı yine oy alırım diye düşünüyor. Çiftçinin kredisini sileceğiz. Borçları tak diye sileceğiz. Elektriği çiftçiye bedava vereceğiz.
Erdoğan arada bir dinliyor beni. Diyabetli çocuklar için daha konforlu bir yaşam sürmesi lazım demiştim. Söz vermiş ben bunu yapacağım demiş, teşekkür ederim kendisine.
Eczacılar da büyük sıkıntı içinde. İlaç fiyat kararnamesi 13 yıldır güncellenmiyor. Personel maaşlarını, kira ve faturaları karşılayamaz durumdalar. Yarısı iflas edecek. İlaç fiyat kararnamesini belirlesinler.
MAVİ MARMARA
Mavi Marmara'da hayatını kaybeden şehitlerimiz vardı. Bir şehit ailesini ziyaret ettim. Bizi kimse sahip çıkmadı diyorlar. Onların yanında olacağımızı, o dosyayı bunlar kapattılar ama bizim iktidarımızda bu dosyanın kapanmayacağını söyledik.
YUNANİSTAN
Giderken bize mi sordunuz cümlesi en acısı. Yunanistan'a efeleniyor. 2017'de bi konuşma yapmıştım Ege adalarını 18'ini işgal etti diye. Adalar ile ilgili bir cümle kur diyorum kendisine, cümle dahi kuramıyor. Şimdi arada bir gidip yok şunu yapacağım yok bunu yapacağım...
Yap kardeşim, yapamayacağını sen de biliyorsun, ben de biliyorum. Hiç kimse endişe etmesin dış politikada da liyakatli kadrolarla, derin ve güçlü diplomasiyi getirerek, çözeceğiz.
Bakanlar ne yapıyor Allah aşkına? Fırsat buldular geldiler bir eğlenceye katıldılar. Prens mi gelmişti buraya? Onunla beraber sofraya oturdular orada ağaçlar yanarken. Senin görevin o. Senin görevin katilin sofrasına oturmak değil!"
CANİKLİ VE LAÇİNEL
20 milyon Euro ile kayıplara karıştığı iddia edilen Ertunç Laçinel ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ilişkisine dair söylentileri de gündeme getiren CHP lideri, “Malı götür hırsızlığı yap, Saray kapı gibi arkanda duruyor. Böyle bir kanun dünyanın hangi ülkesinde görüldü?" dedi.
Kılıçdaroğlu konuyla ilgili konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Malı götür, hırsızlığı yap, kanun arkanda kapı gibi duruyor. Böyle bir kanunu bu Meclis’e kabul ettirdiler.
“Geçmişte AK Parti’ye, MHP’ye oy verenlere sesleniyorum. Böyle bir kanunu hangi ülkede gördünüz, despot ülkeler dahil? Hırsızlık yapana ‘Hiçbir sorumluluğun olmayacaktır’ diye kendi meclisinden kanun geçiren bir ülke gösterin bana.
“Hırsızlığın yasayla korunduğunu ilk defa görüyorum Cumhuriyet tarihinde.
“Buradan milletime söz veriyorum, hangi kanunu çıkarırlarsa çıkarsınlar bu kardeşiniz onların tamamına hesabını soracaktır.”