Mustafa Karaalioğlu, Karar Gündem'de Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan'ı ağırladı.
128 milyar dolar tartışmaları hakkında konuşan Özcan, Türk Lirası'nın şu anda 2001 krizi döneminden bile daha değersiz olduğunu söyledi.
"ALBAYRAK FAİZİ DÜŞÜRECEĞİM DEDİ, ERDOĞAN İNANDI"
128 milyar dolar meselesinin nasıl ortaya çıktığını anlatan Özcan şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de ekonomiyi yönetmeye aday olan Berat Albayrak, Sayın Cumhurbaşkanı'na gitti ve 'Hem dövizi kontrol altında tutacağım hem de faizi düşüreceğim' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kalbini fethedecek iki şey söylemiş oldu. Ve Tayyip Erdoğan bunun olabileceğine inandı."
Özcan, şöyle devam etti: "Çok basit. İktisada giriş düzeyinde bildiğimiz meseleler var. Ekonomi dışa açıksa ya faizi ya da dövizi kontrol edersin. 'Faizi ve dövizi aynı anda kontrol edebilirim' diyen insan bilgisizdir, cahildir ya da yalan söylüyordur."
"MB'NİN REZERV AÇIĞI EKSİ 50 MİLYAR DOLAR.."
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun, altın rezervleri ile ilgili sözlerine tepki gösteren Özcan
"Sayın Başkan'ın dediği gibi 720 tona gitmedi. Altın rezervleri 709 ton varlık, 195 ton yükümlülük olmak üzere bilanço içerisinde 514 ton net altın rezervi var. 514 tonluk altının da bilanço dışında bir de swap sorumluluğumuz var. Toplam kalan 420 ton. Önce onu bir netleştirelim. 420 tonun karşılığı da 23 milyar dolar. Döviz olarak rezervdeki pozisyonumuz eksi 73, altın da artı 23. Tüm bunların toplamı MB'nin toplam rezerv açığı eksi 50 milyar dolar. İnanılmaz bir rakam" dedi.
"128 MİLYAR DOLARI YERİNE KOYMAK MÜMKÜN MÜ?"
128 milyar dolar rezervin yerine koymanın mümkün olup olmadığına yönelik soruya Özcan şu cevabı verdi:
"Çok ciddi bir maliyetle mümkün. Ya harcadığımızdan çok daha fazlasını dışarıya satacağız ya da kazanacağız. İki, öyle bir iklim oluşacak ki Türkiye'de, çok sert bir sermaye girişimi olacak. Üçüncüsü, ihracatımızı çok hızlı bir şekilde arttıracağız ki, MB üzerinden bir birikim sağlayacağız. Bunların olması için çok ciddi bir maliyet ödeyeceğiz. Türkiye yıllardır kazandığından daha fazlasını harcayan bir ülke. Bunun tersini yapmaya hazır mıyız acaba?"
"AKILLANMIŞ BİRİ 'FAİZ SEBEP, ENFLASYON SONUÇTUR' DEMEZ"
Hükümetin tavrında bir ışık görmediğini de dile getiren Özcan "Bu işlerden akıllanmış olan, bu meseleyi çözmek isteyen bir siyaset, eski bir milletvekilini ve bence para politikasının temellerini dahi bilmeyen birisini MB'nin başına atamazdı. Merkez Bankası Başkanı'nı daha görevinin ikinci haftası dolmadan Prime Time'da 3-4 tane ortak kanalın yayınına çıkarıp, daha büyük bir probleme döndürmez, hala 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' demeye devam etmez" dedi.
Hazine Müsteşarlığı ile 2017 yılında imzalanmış olan protokol hakkında Özcan, "MB protokol açıklamasını yapmasının ardından 1 saat bile olmamıştı, ben sosyal medyada hemen 3-4 tane soru sordum: Bu 2017'de yapılan protokol yeni bir protokol müydü? Eskiden yapılan ve dış borç ödemelerini kapsayan protokolün gelişmesi şeklinde mi yaptınız?"
"NEDEN BUGÜNE KADAR BEKLEDİNİZ?"
2017'den beri ortada bir protokol varsa neden bu zamana kadar açıklanmadığını da hatırlatan Özcan "2019 yılının ortasından beri, Türkiye'deki bütün ekonomistler, siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, medya mensupları tek bir soru soruyor: Madem ortada bir protokol 2017'den beri var, neden bugüne kadar bekledin?" ifadelerini kullandı.
Şeffaflık konusuna da değinen Özcan, şöyle devam etti:
"Muhalefet olarak her çıktığımız yerde şeffaflık diyoruz. Kurumlar, kurallar diyoruz. Hukuk ve adalet sisteminin sağlıklı çalışmasından bahsediyoruz. Çok basit bir şey var. Kanunla size verilen yetkiyi bir protokolle başka bir kuruma devredebilir misiniz?"