İNFAZ EKİBİ İSTANBUL’DAN ANKARA’YA GELDİ, ÇETE İDDİASI VAR
Türkiye’nin gündemine oturan Sinan Ateş cinayetinde pek çok nokta karanlıktayken çarpıcı iddialar kamuoyuna yansıdı. Gözaltı sayısının beşe çıktığı ve tetikçilerin İstanbul’dan Ankara’ya geldiği kaydedildi. Saldırıda kullanılan motosikleti süren Doğukan Çep gözaltındayken, tetikçinin ise firari olduğu ileri sürüldü. Çep’in cinayet suçuyla arandığı, iki ismin de çete yapısına dahil olduğu iddiaları ortaya atıldı.
90’LAR KARANLIĞINI AYDINLATMAK DEVLETİN ASLİ GÖREVİ
İddialarda adı geçen Ufuk Köktürk’ün isminin ‘MHP İstanbul İl Başkanlığı’ listesinden çıkarılması da dikkat çekti. Son paylaşımında İYİ Parti’yle görüşme iddialarını reddeden Ateş’in ölümünde ‘siyasi cinayet’ algısı oluşurken dört günlük sessizlik karşısında ‘90’lar karanlığı geri mi döndü’ tepkileri yükseldi. Soru işaretleriyle dolu bu cinayeti her yönüyle çözmenin devletin asli görevi olduğuna dönük hatırlatmalar yapıldı.
AYDINLATMAK DEVLETİN GÖREVİ
Sinan Ateş cinayetinin yankıları devam ederken savcılık ve emniyet tarafından yürütülen soruşturmalarla ilgili detaylar ortaya çıkmaya başladı. Cinayet Büro Amirliği, tetikçilerin İstanbul’dan Ankara’ya geldiklerini belirledi. Olaya karıştıkları ileri sürülen beş kişinin gözaltına alındığı soruşturma kapsamında resmi bir açıklama yapılmazken, İstanbul’da faaliyet yürüten bir grubun adı öne çıktı. Siyasetin de gündemine giren konu hakkında muhalefet partileri suikastın arkasındaki organizasyona dikkat çekerek saldırının tüm yönleriyle aydınlatılması ve faillerin bir an önce yakalanması için hükümete çağrı yaptı.
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’nın göbeğinde suikasta uğramasının üzerinden beş gün geçti. 90’lara dönüş endişesi yaratan infaza dair ne bakanlıklardan ne de iktidardan açıklama geldi. MHP de sessizliğini korurken Mersin Ülkü Ocakları “Bahçeli yorum yapmıyorsa bir bildiği vardır” açıklaması yaptı. Beş kişinin gözaltına alındığı soruşturmaya dair detaylar ortaya çıkıyor. 2019-2020 arasında Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık’ta Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Beş kurşunla vurulan Ateş, hastanede yaşamını yitirirken arkadaşı Selman Bozkurt omzundan yara aldı. Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi’nde gerçekleşen saldırının ardından valilik üç kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
İlk kez bir Ülkü Ocakları Başkanı öldürülürken cenazeye MHP’lilerden katılım olmadı. Muhalefet liderleri ise taziye mesajlarından bu yana suikastın arkasındaki organizasyona dikkat çekerek saldırının tüm yönleriyle aydınlatılması ve faillerin bir an önce yakalanması gerektiğini bildiriyor. Valilik açıklamasından bu yana olaya ilişkin resmi bir bilgilendirme yapılmazken soruşturmaya dair bazı iddialar gazeteciler tarafından dile getirildi. Ateş’i öldürenlerin kimliklerini öğrendiğini ileri süren Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Sinan Ateş suikastı siyasi cinayettir. Azmettirenler kriminal çeteyi taşeron olarak kullanmıştır. Bunu Adli vaka diye yutturmaya kalkışabilirler. Polisin üzerinde yoğun baskı iddialarını ciddiye almalıyız. Bir dönem Türkmen Dağına giden daha sonra İstanbul-Maltepe-Gülsuyu’nda çeteleşen bir ekip var. Başlarında “Dado” isimli biri var. Doğukan Yardak... Yurt dışında firari. Polisin elinde bir Dado daha var. Muhtemelen ördek” ifadelerini kullandı. DW Türkçe’den gazeteci Alican Uludağ da soruşturmaya ilişkin bazı bilgiler paylaştı. Uludağ, gözaltı sayısının beşe çıktığını, cinayette Eray Özyağcı ve Doğukan Çep isimlerinin öne çıktığını, tetiği çektiği öne sürülen Öz motosikleti kullanan Çep’in ise gözaltına olduğunu söyledi. Uludağ şu bilgileri verdi: “Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturmada önemli bilgiler ve bağlantılar ortaya çıkmaya başladı. Cinayet Büro, tetikçilerin İstanbul’dan Ankara’ya geldiklerini belirledi. Bu kapsamda eski Ülkü Ocakları Maltepe Şube yöneticisi Ufuk Köktürk gözaltına alındı. Köktürk’ün evinde 1 adet tabanca ve bu silaha ait 2 adet şarjör ve 23 adet fişek ele geçirildi. M.Y. adlı şüpheli ise aranıyor. Ufuk Köktürk’ün adı ‘MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu’ listesinde geçiyor. Ancak yönetimdeki görevine ilişkin ayrıntılı bilgi yok. Köktürk’ün olaydaki rolüne ilişkin de henüz teyitli bilgi bulunmuyor. Olay, MHP teşkilatı içinde başka yöneticilere uzanır mı şimdilik bilinmiyor.”
İddiaların ardından MHP İstanbul İl Başkanlığı, Köktürk ismini yönetim kurulu listesinden çıkardı. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ise kocasının sosyal medya hesabından paylaşım yaptı. Ateş “Ankara’da düzenlenen hain suikast sonucu şehit düşen eşim Sinan Ateş’in cenazesi için yakından, uzaktan gelerek acımızı paylaşan, taziyelerini ileten herkese ailemiz adına teşekkür ediyorum. Eşimin şehit edilmesinden bugüne gerek sosyal medyada gerekse bazı internet sitelerinde yer alan katil arayışlarının, hedef göstermelerin kimseye bir faydası yoktur. Sosyal medya bir hüküm yeri değildir. Devletimiz, suçluları tespit edecek ve gereken cezayı verecek büyüklüktedir. Her şeyden önemlisi Allah, en büyük adalet ve hüküm sahibidir. Acımızı bir siyasi malzeme hâline getirmek, acımız üzerinden siyasi hesaplaşma yapmak isteyenlerden istirhamımız, ellerini vicdanlarına koymaları, acımıza saygı duymalarıdır. Şu anda tek bir gerçek vardır: Sinan Ateş, hain bir suikasta kurban gitmiş Ülkücü şehittir. Onun manevi hatırasına saygı göstermek isteyen herkesten tek beklentimiz duadır” ifadelerine yer verdi.
Olaya dair MHP kanadından ilk açıklama Mersin Ülkü Ocakları tarafından yapıldı. Açıklamada, suikasta ilişkin MHP ve Ülkü Ocakları’na yönelik ‘iftiralar’ atıldığı, ‘karalama kampanyaları’ ve ‘algı operasyonları’ yürütüldüğü iddia edildi. “Olaylara karşı yorum yapanlara bakınız ki hiçbirinin ne MHP ile ne Ülkü Ocakları ile alakası kalmamış” denilen açıklamada, olayın iç yüzü bilmeden MHP ve Ülkü Ocakları’nı ‘suçlayanların’ ‘pişman olacağı’ ifadelerine yer verildi. İsim vermeden, Mersin’de Emrullah Kaplan isimli ülkücünün ölümünün hatırlatıldığı açıklamada, “Mersin’de yaşanan olayda, ülküdaşımız hayatını kaybetti. Peki neden ona başsağlığı dilenmedi?” denildi. Bahçeli’nin ve Ülkü Ocakları’nın, Ateş suikastıyla ilgili yorum yapmamasına ilişkin “Ülkücü milliyetçi hareketin lideri Devlet Bahçeli bir konu hakkında yorum yapmıyorsa bir bildiği vardır ve tarih onu daima haklı çıkarmıştır” denildi. Açıklamada “Sinan Ateş’in bir gecede görevden alınmasının sorgulanması gerektiği” savunularak, “Ülkücü Hareket liderinin emrindedir ve lider neyi nasıl işaret ediyor, neyin nasıl olmasını istiyorsa öyle olacaktır. Lider – Teşkilat – Doktrin bu üçlüyü idrak edemeyen, sadık kalamayan bir zahmet ben Ülkücüyüm demesin” ifadelerine yer verildi. İddiaya göre Ateş’in görevden alınması sürecinde, Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’in karara karşı çıktığı ardından görevden alındığı belirtiliyor. Görevden alınınca Ünel’in ‘cezalandırılmasını isteyen’ bazı kişiler Adana’dan Mersin’e gidiyor. Söz konusu kişilerin bıçaklamak istedikleri Ünel, silahını kullanıyor. Olay sonrası Emrullah Kaplan hayatını kaybediyor.
Öte yandan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının ardından “Bu menfur olay sonrası yapılan yorumlara itibar edilmemesi gerekir. Ölüm olayı üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var, bunların durumu ahlaki değil. Emniyet güçleri konunun tüm boyutunu ortaya çıkaracaktır. Olay bütün yönleriyle aydınlatılacaktır” dedi.
‘HABERİ GELDİ KALEMİMİ KIRMIŞLAR’
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Sinan Ateş’in yakın çevresiyle yaptığı görüşmeyi aktardı. Altaylı yazısında “Aslına bakarsanız, Sinan Ateş’in sokak ortasında öldürülmesine pek şaşıran yok. Hatta ‘Kendisi de şaşırmamıştır’ diyor Ateş’i tanıyanlar” ifadesini kullandı. Ateş’in yakınlarının anlattıklarını aktaran Altaylı “Birkaç gün önce İstanbul’a geldi, ‘Benim kalemimi kırmışlar. Haberi geldi. Her an bir şey yapabilirler’ dedi. Tanıyanlar ‘Bu işle kimin görevlendirildiğini bile biliyordu ama umursamıyordu’ diye anlatıyorlar” diye yazdı. “Herkes her şeyi biliyor. Ve herkes susmuş bekliyor. Etrafa bakınca eski günlere dönmüşüz gibi hissediyorum. Tek fark artık Renault Torosların üretimden kalkmış olması. Beyaz Torosların yerini galiba motosikletler almış” yorumunda bulundu.
NASIL BİR HADİSE RAHMET DİLEMEKTEN BİLE ALIKOYABİLİR?
Milletvekilliği adaylığı için İstanbul İl Başkanlığı görevinden ayrılan İYİ Partili Buğra Kavuncu, KARAR TV’nin Bi’ Karar Ver programında Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sorularını yanıtladı, gündemi değerlendirdi. Kavuncu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’le ilgili “Düşünüyorum ki bir organizasyondasınız, Karar gazetesi olur, Milliyetçi Hareket Partisi olur ne olursa olsun. Hatasıyla günahıyla bilemiyorsunuz tabii ne olmuş? Öldürülüyorsunuz arkanızda iki tane yetim çocuklar bırakıyorsunuz. Kurum olarak ya bir taziyeye gider ya da cenazeye gidersiniz. Çünkü birlikte emek vermişsiniz. Ne olursa olsun. Nasıl bir hadise insanı, zamanında beraber çay içtiği, aynı kaseden çorba içtiği arkadaşına ‘Allah rahmet eylesin’ demekten alıkoyar. Bu hangi duygudur? Ben de bu sorunun cevabı yok” dedi. İmamoğlu’na yönelik süreç hakkında “Mesele artık İmamoğlu davası ve kendisi de değil artık. Mesele bir kere o sandığa elini uzatanlara tepki ve onun akabinde o iradeyi yok etme çabası. Buna bizim en yüksek tonda ses çıkartmamız gerekiyor. Gerekirse de sokakta, demokratik yollarla hukuk çerçevesinde. Sandıkta bunun faturası ödetilecek, eminim. Bu akşam Saraçhane’ye gidecek gençlik teşkilatımız, orada nöbet tutuluyor” ifadelerini kullandı. Kavuncu, Saraçhane ziyareti üzerinden Akşener’e yönelik suçlamalara dair “Açık konuşayım. ‘Meral Akşener rol kapıyor’ sözü çok ağır, hiç hoş olmayan, dolaylı ya da dolaysız iktidarın yapmak istediğine farkında olmadan destek veren bir yaklaşım” dedi.