Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, gerçekleştirdiği haftalık faiz toplantısında, dövize endeksli mevduat sistemini değerlendirdi. Karamollaoğlu, dövize endeksli mevduat sistemini 'örtülü faiz' olarak tanımladı. Karamollaoğlu, "Şimdi yüksek kuru adını faiz koymayıp destek dediler. Faizin adını değiştirmekle bunun hükmü değişmez" ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu'nun konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
İşsizlik konusunda hangi kararlar alınacak kimse bilmiyor? Ancak hatırlayalım en yakın tarihte böyle bir durumla 2001 yılında karşılaştık. 20 yıl öncenin dönüp dolaşıp tekerrür ettiğine şahit oluyoruz. İktidarın aldığı her karar herkesi birbirine şaşkın bir şekilde bakmaya bırakıyor. İktidarın akşamdan sabaha ani politik değişiklikler insanlara büyük maliyetler yüklemektedir. Bir kaç saat sonra ne olacağını ve iktidarın tavrını bilemez olduk. Bir ülke için problemlerin yoğun olan ülkelerde çözüm aranır, en çok yatırımlara ihtiyaç duyulur fakat yatırım istikrar ortamında olur. İstikrarsız ülkede kimse yatırım yapamaz. İktidar bu konuna hep sınıfta kaldı.
İyi olan ne varsa hepsi bu iktidarın başarısı; kötüye giden ne varsa hep başkalarının suçu, kabahati, hatta ihaneti. İşte Sayın Erdoğan'ın 3-4 gün evvel yaptığı konuşmanın ardında yatan psikoloji budur. "Rezervler yükselirken ben Başbakan'dım, benim dönemimde bu başarıyı yakaladık; ama erirken ben yoktum, Cumhurbaşkanı’ydım" diyor. Yani son zamanların en iyi esprisi mi desek en kötü esprisi mi desek bilemiyorum..
Ne olduysa o arada olmuş güya. Kendisinin çok iyi bildiği, birkaç kez kullandığı “komşu komşu hu hu” tekerlemesi gibi. Özetle; "İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu."
Erdoğan’ın şu sözlerinden başka bir şey anlaşılmıyor. İşte şimdi de Pazartesi akşamına kadar rekor üstüne rekor kıran dövizin hızla düşüşü. Yükselirken başkaları yükseltiyordu, inerken kendi başarı hanelerine yazmaya çalışıyorlar...
Bizde ne kadar problem ve eksiklik varsa ya muhalefetin ya da düş güçlerin suçu. Sayın cumhurbaşkanın şu sözlerini hatırlatmak isterim,' Rezervler yüksekken ben başbakandım. Benim dönemimde bu başarıyı yakaladık. Erirken ben yoktum' dedi. Cumhurbaşkanı da olsanız Başbakanda olsanız tüm mesuliyet sizde. Herkes hata yapar ama hataların düzeltilmesinin ilk şarkı hatanın varlığını bilmekten geçer.
"TAKDİRİ SİZE BIRAKIYORUM"
1 yıl evvel dolar 7,65 euro 9,35 idi. Oradan buraya büyük bir başarı olduğunu gizleyemeyiz. Ama Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı dönemlerine bakınca, kendisinin sınırsız cumhurbaşkanı seçildiği dönemlerde ise dolar 4,60 kuruştu. 2014 öncesi mi başarılı? 2020 mi? Ya da üç dört gün öncesi mi? Bunu takdiri sizlere bırakıyorum.
Ne yazık ki iktidar hala başarısızlıkları başkasına yüklemekle, başarıya da kendi aldıkları kararlarda görmektedirler. Ama faturayı bu millet ödüyor. Zararı ve faturayı millet ödüyor. Kardan menfaatleri varsa onları endişeye sevk edebiliyor. Dövizdeki durum normal bir gidişat değil. 24 saatte yüzde 60'lık bir dalgalanmayı hiç bir ekonomi kaldıramaz. Daha düne faiz düşürülecek denildi, Nass var denildi, şimdi yüksek kurun adını faiz koymayıp destek dediler. Ama paradan para kazanmayı insanlara vermek neyle izah edilebilir. Hani Nas vardı? Faizin adını değiştirmekle bunun hükmü değişmez.
"TÜRK LİRASI ADETA DOLARA ENDEKSLENDİ"
Düne kadar sizin yanlışta ısrarınız yüzünden elinde avucunda kalan 3-5 kuruşu koruyabilmek için millet dolar aldı, altın aldı. Şimdi ani bir karar değişikliği ile milletin elinde, avucunda olan ne varsa birkaç saatte eriyip gitti. Birileri Dolar yükselirken de, düşerken de kâr ederken; milletimiz ise hem yükselirken hem düşerken zarar ediyor! Şu günlerde, şöyle bir ortamda kim kâr edebilir ben size söyleyeyim, ekranları başından bizi takip eden vatandaşlarımız da buraya dikkat kesilsin lütfen; Bu kararları alanlar ve bu kararların alınacağını daha önceden bilen bir avuç insan...
Bunların haricinde insanımızın böylesi öngörülemez bir iklimde; kâr etmesi mümkün değildir; aksine her gün daha fazla zarar edecektir, etmektedir. Bunun çok iyi anlaşılması gerekir kanaatindeyim. "Çoka çok gelir, azdan çok gider." Bugünkü mantık budur; zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan anlayıştır bu!
Bu devlet destekli çifte hüküm ne?. 'Türk Lirası ülkemizin itibarıdır' diyenler, bütün faizin dolara endekslenmesinde üzüntü duyuyorlar mı? Dolar ülkemizde adeta esas para haline geldi. Türk parası adeta dolara endekslendi. Fakirden alıp zengine verirseniz, o ülkede fakirlik artar. Bu kısa vadeli bir iş. Geleceğe yönelik bir planda yok. Ülke, çöküşe gidiyor. Acaba seçime mi gidiyoruz kanaati var. Madem ki böyle kararlar alacaktınız, bunu neden erken tatbikata koymadınız. Elbette bu gelişmeler hepimizi üzüyor.
"BUNLARIN HESABINI KİM VERECEK?"
Size bir kaç hadiseden bahsedeceğim diyen Karamollaoğlu, ekonomik nedenlere hayatını kaybeden birkaç vatandaşın yaşadıklarını ve nedenlerini anlattı. Karamollaoğlu şunları kaydetti:
Diyarbakır Silvan'da oksijenle hayatta kalmaya çalışan 2 yaşındaki Yunus Emre, elektriklerinin kesilmesi nedeniyle hayatını kaybetti bunun hesabını kim verecek? Evlerde çok kolay elektriği kesmek, o yıkımı kim telafi edecek? Diğer hadise Kocaeli'de. 6 yıl önce yolda bulduğu parayı belediye başkanına veren insan. Celal Serçe, yoksulluktan dolayı intihar etti. Bunun vebalini kim verecek? İhtiyacının olmasına rağmen yolda bulduğu parayı belediyeye veren insan. Bir hanım efendi de kendini doğalgaz borusuna asarak intihar etti. Bir kızımız babasının adında hep su içiyorum diyerek açlığını bastıranlar arasında Bunlar iktidar için zuldur. 20 küsur uçak saraylarda oturmak, büyük saraylar inşa etmek, ihtişamların gözükmek ülkenin çözüldüğü anlamına gelmez.
"ÜRETİME KATKISI OLMAYAN YATIRIMLAR DURDURULMALI"
Bugünkü ortamda Türkiye'de yatırım olmaz. İşsizlik azalmaz. Ekonomideki bu azalmayla daha çok işçi çıkarmalara neden olur. Bütün imkanlarımızı yatırıma tahsis etmek zorundayız. Üretime katkı sağlamayan bütün yatırımlar durdurulmalı.
Şu an Türkiye'de 2,5 milyon aile sosyal yardımla geçiniyor. Bu insanlar çalışamıyor demektir. Bu aslında işsizliğin örtülmesinin yoludur. Alınan ücretle bir ailenin geçinemediğini göremeyeceksiniz ama siz ülkeyi gelişmiş göstermek için çeşitli yollara deneyeceksiniz
NAS ÇİĞNENDİ Mİ?
Saadet lideri Karamollaoğlu, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Karamollaoğlu gazetecilerin döviz endeksli mevduat sistemi hakkındaki soruyu şöyle cevapladı:
Faiz paradan para kazanmaktır. Bu Nass değişmez. Şu an faizler 2 misli arttı. Faiz yüzde 45'e çıktı. Bundan istifade edecek insanların sayısı azaldı. Daha büyük para sahipleri bundan yaralanacak. Bununa adı örtülü faizdir. Vergiler daha da yükselecek. Yoksulluk sınırı 14 bine çıktı.