YEŞİM GÖKÇE
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener KARAR TV'de Taha Akyol ve Elif Çakır'ın konuğu oldu. İktidarın bu seçimi alamayacağını belirten Akşener, "Bu seçimde iktidarın ne cumhurbaşkanlığını alması ne de Meclis'i alması mümkün değil. AK Parti bu seçimi alamaz." diye konuştu.
Akşener, altılı masadan koalisyon protokolü çıkacağını belirterek "Seçtiğimiz kişinin tek adamlık yetkilerine 'pek de iyi bir şeymiş bu' dememesi gerekiyor. Bunu dememesi için kuralların, kaidelerin belirlenmesi gerekiyor, buna yol haritası diyoruz. Ve bu yol haritasına o kişi de imza atacak. Bu iş kolay değil ama inanılmaz bir mesafe aldık." diye konuştu.
Altılı masanın ortak bir aday çıkaracağını belirten Akşener, "Bu hafta yaptığımız toplantıda çıkan bildiride cumhurbaşkanı adayının ortak aday olacağı çıktı." dedi. Başbakanlık mevzusuna değinen Akşener, altılı masada hiçbir liderle pazarlık yapmadığını ifade etti.
Muhalefet partilerine yönelik saldırılarla ilgili açıklamalarda bulunan Akşener, "Yargı tarafsız olduğunda bunların da hesabı sorulur, yanlarına kar kalmaz." ifadesini kullandı.
Hakkında FETÖ davası açıldığını belirten Akşener, "Benimle ilgili bir FETÖ davası var. 2016 Ekim'de açılmış ve hiç ifadem alınmadı. Benim dokunulmazlığım yok. Yapın o zaman gereğini. Hakkımda dosya hazırlayan terfi aldı." açıklamasını yaptı.
Çocukların yeterince beslenemediğini belirten Akşener, "Çocuklarda bodurluk başladı. Ben 5 dükkandan 5 kişiye sordum, 'akşam ne yediniz?' diye hepsi makarna dedi. 3 sene önce kurban kesen bir aile artık kesemiyor. Kasaplarda kırmızı et yok. Çünkü alan yok." ifadelerini kullandı.
Akşener'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
"ADAYLIĞA DAİR BİR ŞEY KONUŞMADIK"
"Kemal Kılıçdaroğlu, altı genel başkanın bulunduğu masanın cumhurbaşkanı seçmesi gerektiğini söylüyor. Masanın seçeceği cumhurbaşkanı adayının nasıl biri olması gerektiğini de birçok defa kamuoyu ile paylaştı. Ben İYİ Parti lideri olarak o özelliklerin hepsini doğru bulduğum için aynı fikirde olduğumu söyleyerek gezdim. Elbette aday olma konusunda bir problem yok, Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere. Ama henüz biz adaylığa dair hiçbir şey konuşmadık. İsimler bazında hiçbir şey konuşmadık sadece ilkeler bazında konuşuyoruz. Altı birbirinden farklı gelenekten gelen, altı birbirinden farklı değer setlerine sahip siyasi geleneğin genel başkanlarının bir araya gelip farklılıklarına saygı duymayı, müştereklerini çoğaltmayı öğrendiği ve uyguladığı bir masa orası. Bunun doğru anlaşılması halinde o masadan oy birliği ile bir aday çıkar. Ben inanıyorum o masadan oy birliğiyle bir tek aday çıkar.
"KOALİSYON PROTOKOLÜ ÇIKACAK"
Biz pek çok komisyon kurduk. O komisyonlardan çok güzel işler çıktı. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin hukuki ayağını oluşturacak hatta yarı anayasa metni bile diyebileceğimiz harika bir metin de oradan çıkmak üzere. Bu ortaklaşmayı getiriyor. Farklılıklarımız var, bunlara saygı duyarak müşterekleri bir araya getiriyoruz. Bunun bir süre sonrası bu çalışmaların neticesinde aday tespiti kolay bir hale gelecek ve daha önemlisi tespit edilmiş adayla ilgili herkes aynı şekilde çalışacak ve o adayın yol haritası önceden yapıldığı için aslında bir koalisyon da oradan çıkmış olacak. Masadan koalisyon protokolü de çıkacak çünkü başka türlü olamaz. Seçtiğimiz kişinin tek adamlık yetkilerine 'pek de iyi bir şeymiş bu' dememesi gerekiyor. Bunu dememesi için kuralların, kaidelerin belirlenmesi gerekiyor, buna yol haritası diyoruz. Ve bu yol haritasına o kişi de imza atacak. Bu iş kolay değil ama inanılmaz bir mesafe aldık. Biz oturup yemek yiyoruz dağılıyoruz diye bir şey yok. Biz komisyonların yaptığı çalışmaları tartışıyoruz. Ülkede neler oldu onları tartışıyoruz.
"ORTAK ADAYDA ANLAŞACAĞIZ"
Ortak adayda anlaşamama ihtimalini görmüyorum. Bu hafta yaptığımız toplantıda çıkan bildiride cumhurbaşkanı adayının ortak aday olacağı çıktı. 2021 Eylül'de ben Halk TV'de 'Ben aday değilim' dedim. 2018 tecrübesinden öğrendiklerimi devreye koyarak tek adayla gidilmesini ve liderlerin hep birlikte çalışmasını, sandıkları hep birlikte koruması, parlamenter sisteme geçişin parçalanmadan yapılması gibi bunun doğru olduğuna dair inancımı ifade etmenin yolu 'Ben aday değilim' demek. Birisinin bir doğruyu söylerken samimi olduğunun anlaşılması lazım. Biz bu ucube sistemin devamı üzerine tartışmıyoruz. Biz seçmene bunu çok iyi nakşedemedik, bunu başaramadık. Şuan Meclis'in hiçbir gücü yok. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin eski gücüne kavuşturulması lazım.
"BAŞBAKANLIK MEVZUSUNU PAZARLIK ETMEDİM"
Bugünün sisteminde cumhurbaşkanı yardımcılarının milletvekillikleri düşüyor. Ben başbakanlık mevzusunu ne Kemal beyle ne de diğer arkadaşlarla pazarlık etmedim.
"SALDIRILARI NOT ETTİK, YARGI TARAFSIZ OLDUĞUNDA HESABI SORULACAK"
Kemal bey linç edildi, ölümden döndü. Failleri beraat etti. Benim evim basıldı, failleri beraat etti. Buğra Kavuncu dövüldü, failler beraat etti. Yargı diye bir kavram yok. DEVA Partisi'nin il başkanı Karaman'da dövüldü ve iç kanama geçirdi. Bu organize bir saldırıydı. Gelecek Partisi'nden Selçuk Özdağ cuma namazına giderken organize bir grup tarafından saldırıya uğradı. Basın danışmanım Murat İde saldırıya uğradı. Caydırıcı bir önlem yok. Bunlar not ediliyor. Bizim son 2 arkadaşımız sosyal demokrat ailelerden geliyorlar. Sıfır kilometre siyasi geçmişleri var. Üye yazmak üzere Esenyurt'ta bir karavanda bekliyorlar. 25 kişi saldırdı. Ben 80 öncesinin talebesiyim, böyle namertlik görmedim. 25 kişi 2 kişiye saldıramaz. Gözünün biri hasar aldı çocuğun. İktidarın 'Bu bir yanlıştır' cümlesi bile yok. Saldıranlar arasında bir siyasi partinin ilçe başkanı var. Fotoğraflarla poz veriliyor, bunlar korkunç. Yargı tarafsız olduğunda bunların da hesabı sorulur, yanlarına kar kalmaz. Biz bunları not ettik ve milletimizle paylaştık. Bu yol, yol değil. Bu bizi korkutmaz. Sayın Erdoğan bana dedi ki; 'Meral Hanım bunlar iyi günlerin.' Ben de diyorum ki ecel ne bir nefes evvel ne de bir nefes sonradır. Elinde devlet gücüyle sopa kullananların nerelerde nasıl zebun bir halde olduğunu gördük. Kanundan hukuktan ayrılmamak lazım.
"HAKKIMDA DOSYA HAZIRLAYAN TERFİ ALDI"
"Benimle ilgili bir FETÖ davası var. 2016 Ekim'de açılmış ve hiç ifadem alınmadı. Benim dokunulmazlığım yok. Yapın o zaman gereğini. Hakkımda dosya hazırlayan terfi aldı."
"ÇOCUKLARDA BODURLUK BAŞLADI"
Erdoğan'ın gerçeklik duygusundan koptuğunu düşünüyorum. Dünyanın 20 büyük ekonomisi içerisinde G20'de 22. olmuşuz, 16'dan düştük. 2002'de dipte olduğumuz zaman 21. sıradaydık. İşçilerin yüzde 60'ı asgari ücretle çalışıyor. Türkiye bir asgari ücret cenneti. Asgari ücret, yoksulluk sınırının altında. Ben evlere gidiyorum, ev kadınlarıyla görüşüyorum. Bodurluk başladı İstanbul'da. Çocuklarda bodurluk başladı. Evlerdeki küften dolayı astım oluyor çocuklar. Ben 5 dükkandan 5 kişiye sordum, 'akşam ne yediniz?' diye hepsi makarna dedi. 3 sene önce kurban kesen bir aile artık kesemiyor. Kasaplarda kırmızı et yok. Çünkü alan yok.
"ÖZGÜRLÜKLER SIRALAMASINDA 152. SIRAYA DÜŞTÜK"
Kur Korumalı Mevduatın temmuz sonu maliyeti 61 milyar lira. Yıl sonunda ise maliyeti 250 milyar lira olması bekleniyor. Bu 61 milyar lira çiftçilerin tarımsal desteğinin tam 2 katı. Erdoğan'ın anlattıklarının içinde ben ne aklın, ne bilimin mantığın var olduğu bir şey göremiyorum. Enflasyon yüzde 80 deniliyor. Ama 3 rakamın üzerinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Böyle bir sistemde özgürlüklere bakalım. Yasaklar ve özgürlüklerin kısıtlanması o kadar ileri gitmiş ki 210 ülke arasında 152. sıradayız. Ekonomik özgürlük endeksinde Türkiye 2020'e önceki yıla göre 31 sıra düşerek Türkiye, 107. sırada.
"BEŞİKTAŞ'TA BİR KADIN 'BANA ARMUT AL' DEDİ, ANNEM GELDİ GÖZÜMÜN ÖNÜNE"
Gezilerimde eczanelerde veresiye defteri gördüm. 350 bin liralık veresiye defteri. Pendik'te bir kuyumcuya 1974'te basılmış bir çeyrek altın getirmiş babaanne, kefen parasını getirip bozmuş. Siirt'te bana bir kuyumcu anlattı; 'Biz kiraya takı veriyoruz' dedi. Düğünde utanmamak için insanlar gelinine takı takıp getiriyor. Beşiktaş'ta bir kadın bana 'armut al' dedi. Annem geldi gözümün önüne. Ben böyle bir acı görmedim. Sarıyer gibi bir yerde 76 yaşındaki bir yaşlı kadın bana dedi ki '2 gündür yemek yemedim karnım aç'. Bir dönerciye götürüldü ve 'Sabah için de alabilir miyim?, 15 yıldır döner yemedim' demiş. Bugün emekli maaşı 3 bin 500 lira. O emekli ev kendinin dahi olsa aç kalır. Küçük çocukları görüyorum anlıyorum hallerini. 'Söyle sana ne alayım?' diyorum. Çocuk market alışverişi istiyor. Kendisine bir şey istemiyor. Çaldıran'da bir çocukla konuştum pandemi zamanında. 'Size tablet dağıttılar mı?' dedim. Çocuk bana 'Tableti olan arkadaşlarımızın tanıdıkları vardı onlar aldı biz alamadık' dedi. Devlet hepimizin vergileriyle bir şey yapmaya çalışıyor ama oralarda oligarklar oluşmuş. AK Parti'nin sisteminde inanılmaz bir kayırma var. Bu eba üzerinden 2 nesil gitti bu ülkeden. Şuan zenginin çocuğunu parayla okutabildiği bir eğitim modeli var. Cumhuriyet bize eğitimde fırsat eşitliği sağladı. Ben bir köy okulunda ilkokul okudum. Bugün mülakat korkunç bir şey. 92 puan almış ve atanamamış bir çocuğun annesi bağıra bağıra ağladı. Çünkü o çocuğun arkadaşı 58 puanla atanmış.
"İKTİDAR BU SEÇİMİ ALAMAYACAK"
Bu seçimde iktidarın ne cumhurbaşkanlığını alması ne de Meclis'i alması mümkün değil. AK Parti bu seçimi alamaz. Vatandaş şımarıklığı sevmiyor. Biz çalışacağız, işimizi ciddiye alacağız. Türkiye çok uzun zamandır kutuplaşma üzerinden oy alıyor. Artık seçmenin korku duygusu gidiyor.
Dünyada para var. Bu paranın Türkiye'ye gelmeme nedeni öngörülebilirliğin olmaması, kafaya göre takınılınması, yargının olmaması... Öncelikle güveni sağlayacaksınız. 17 buçuk milyar dolar kaynağı belli olmayan bir para geldi Türkiye'ye. Döviz rezervlerinden 12 buçuk milyar dolar kullanıldı, Merkez Bankası'nda bir açık var. 32 buçuk milyar dolar cari açığımız var. Şuan da seçim değişti biz bunları çok hızlı bir şekilde şeffaf bir şekilde bulabilme imkanımız var. Para bulma konusunda sıkıntı yok, Türkiye'nin demokrasiyle imtihanı var. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Bizim bilgi eksiğimiz var. Altı ay önce enflasyonu bir yılda yüzde 9'a indirebilirdik, şuan yüzde 20 yapabiliriz.
"ÖĞRENCİLERE KAHVALTI VE ÖĞLE YEMEĞİ VERECEĞİM"
(İktidara geldiğinde ilk yapacakları) Adına rüzgar gülü dediğimiz yıllık 26 milyar dolar tutan ilkokuldan başlayıp lise sona kadar devlet okullarında okuyan öğrencilere sabah kahvaltısı ve öğle yemeği vermek. Türk Telekom'dan 24 milyar lira alındı ve haririlerin cebine konuldu. Niye? İtibardan tasarruf olunmaz, Erdoğan'ın yakın arkadaşları mahcup olunmadı. Ankara'da bir park var... Çarpışan otomobillerin çarpışamadığı bir park. 801 milyon dolar harcanmış. Bunların hepsi gitmiş. Biz ekonomiyi düzeltirken kemer sıkma değil iyi kazanan kesimden fedakarlık yapacağız.
KHK AÇIKLAMASI
KHK ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bunu ciddiye alıp çalışıyoruz. Önce beraat etmişlerin, soruşturma açılmamışların, takipsizlik kararı verilenlerin öncelikle özlük haklarının verilmesi gerekiyor.