Eurostat'ın verilerine göre Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye gönderilen plastik atıkların miktarı 2004'ten bu yana 196 kat arttı. Türkiye yalnızca Avrupa’dan 2020 yılında 656.960 ton plastik ithal etti. Greenpeace Türkiye'de faaliyet gösteren aktivistlerin 185 bin imza toplaması sonrasında 18 Mayıs’ta 2021 tarihindeki Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle plastik atık ithalatı yasaklandı.
Ticaret Bakanlığı ise yasağın yürürlüğe girdiği 2 Temmuz'un üzerinden bir hafta geçmeden, henüz karar uygulanmaya başlamadan polietilen plastik atık yasağını geri çekti. Böylece Türkiye, Avrupa'nın çöplerini toplamaya devam etti.
Bloomberg'te çalışan araştırmacı gazeteci Kit Chellel, yaptığı bir araştırma sayesinde Avrupa'dan Türkiye'ye gerçekleştirilen çöp ithalatının taşıdığı riskleri ortaya çıkardı.
ÜÇ POŞETTEN İKİSİ ADANA'YA GELDİ
Londra'daki üç çöp poşetine GPS cihazı yerleştiren gazeteci, çöplerin nereye gittiğini takip etti. Çöplerden birisi Londra'da kalırken, iki çöp poşeti 3 bin 200 kilometre yol yaparak Türkiye'ye geldi.
Poşetlerin Adana'da toplandığı yeri kontrol eden gazeteciler, buranın bir geri dönüşüm tesisi olmadığını, çöplerin başka bir yere dökülmek üzere burada açıkta bekletildiğini ortaya çıkardı.
"ŞİMDİYE KADAR ÜRETMEDİĞİMİZ KADAR PLASTİK ÜRETİYORUZ"
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Koray Doğan Urbarlı'nın Twitter hesabından paylaştığı ve Bloomberg Green'in haberine dayandırılan gönderide, Chellel ile yapılan bir röportaj yer alıyordu.
"Şimdiye değin üretmediğimiz kadar plastik üretiyoruz" diyen Chellel, şunları söyledi:
Bunların bir yere gitmesi gerekiyor. Bu yüzden kullandıktan sonra bunların nereye gittiğini bilmemiz gerekiyor. Benim kendi mahallemdeki süpermarkette bulunan (İngiltere merkezli süpermarket zinciri) TESCO'ya ait beyaz geri dönüşüm kutuları dikkatimi çekti. Bunların nereye gittiğinden tam emin olmak için elektronik olarak takibe almak istedim. Bunu yaparken en önemli hedef 'Kötü' plastiklerin nereye gittiğini öğrenmekti.
ADANA'YA ULAŞMAK İÇİN AVRUPA'DAKİ TESİSLERDE BEKLETİLDİLER
Üç farklı poşete üç GPS takip cihazı yerleştirdim ve bu poşetleri üç farklı geri dönüşüm kutusuna bıraktım. Poşetlerin yerleri üç-dört gün içerisinde değişmeye başladı. Kamyonların takibini yapmaya başladım. Cihazlardan birisi Londra'nın doğusuna gitti ve Thames nehrinin kenarında kayboldu.
Ama diğer ikisi belirgin bir güzergâhı izlediler. Önce Londra çevresindeki TESCO'ya ait lojistik merkezine gittiler. Sonra her ikisi de aynı limana doğru yola çıktılar (Harwich uluslararası taşımacılık limanı)
Bir sonraki adımda Hollanda'ya geçtiklerini gördüm. Hollanda'da çok kalmadılar. Alman karayolu ile 12-24 saat gibi bir süre aralığında Almanya'yı terk ettiler. Polonya sınırını geçtiler ve her GPS cihazı da farklı günlerde aynı noktada buluştular. (Zielona Gora'da bulunan EUROKEY'e ait tesis)
"ÇÖPLERİN ADANA'DA BİR AÇIK ARAZİYE DÖKÜLDÜĞÜNÜ BİLİYORUZ"
TESCO poşetindeki cihaz bir süre Zielona Gora'da kalmaya devam etti. Polonya'dan Londra'ya döndüğümde cihazın yerinin bir anda değişmiş olduğunu fark ettim. Yeni konumunun, Türkiye'nin güneyinde Adana'da bir sanayi bölgesinde olduğunu gördüm.
Civarında tespit edebildiğimiz bir geri dönüşüm şirketi yoktu. Alana bakmaları için gazetecileri gönderdik. Avrupa'nın tonlarca plastik çöpünü deponun dışarısına yığılmış halde buldular. Burası bir geri dönüşüm tesisi değildi. Başka yere boşaltılmak üzere burada bekliyorlardı. GPS cihazının başına sonra ne geldi bilmiyoruz. Ama biliyoruz ki uzun zamandır Adana bölgesinde TESCO'ya ait çöpler açık araziye dökülüyor.
İşte Yeşiller Partili Doğan'ın konuyla ilgili tweeti:
Chellel'in haberine ilişkin paylaşımı: