İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘İstanbul Muhtarları İftar Programı’ kapsamında katıldığı konuşmada "Açıkçası ben İstanbul’daki muhtarlarımızdan eline vicdanını koyarak, bizleri takip ederek en üstün demokrasi yönünde kararlarını verme konusunda, kendi iradelerini ortaya koyacağını düşünüyorum. Bu bir siyasi propaganda konuşması değil. Bunun adı aslında memleket geleceği adına herkesin elini taşın altına koyma meselesidir" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
“MUHTARLIK KURUMUNU DAHA KURUMSAL HALE GETİRMEK KONUSUNDA KARARLI BİR SÜRECİ ORTAYA KOYMALIYIZ”
“Az önce Federasyon Başkanlarımız bence muhtarlık müessesi için çok özel cümleler kurdular. Mesele şuradan başlıyor. Bir çözüm arıyorsanız, çözümün muhatapları eğer masanızda ise çözümü bulmanız kolay. Birbirini dinlemek, istişare etmek, dertlenmek ve sürece dair çözüm üretmek. Aslında bu demokrasinin katılımcılık, şeffaflık modeli içerisinde olan önemli unsurları. Muhtarlık belki dünyada olmayan, çok az olan bir yönetim şekli olarak ülkemizde var. Çok eski bir makam. Ama aynı zamanda bizim bu toprakların ve bizim örf adetlerimizin geliştirdiği bir usul. Bu usulü kaybetmek yerine bugün demokrasinin bütün dünyada ihtiyaç olarak yukarıya doğru tırmandığı bir ortamda, tam aksine muhtarlık kurumunu güçlendirmek ve muhtarlık kurumunu daha kurumsal hale getirmek konusunda kararlı bir süreci ortaya koymalıyız.
“DAHA ÖNCE MÜDÜRLÜK DİYE TARİFLENMİŞ MUHTARLIK MÜESSESESİ ARTIK İSTANBUL’DA BİR DAİRE BAŞKANLIĞI”
Biz göreve geldiğimiz ilk günden bu yana, İBB olarak muhtarlarımızla çok sağlam bir diyalog, ilişkiyi kurmak ve onlarla beraber sahada olma konusunda özenli bir gayret gösterdik. Göremediğimiz eksiği bizimle paylaşıyorlar, duyamadığımız bir sorunu bizimle konuşuyorlar. Akılcı bir süreç yönetimi içerisinde bunu yaşayan ve yaşatan her siyasi kimlik kazançlı çıkar. O bağlamda; biz muhtarlarımızla ilgili çok özel adımlar attık, diyebilirim. Daha önce Müdürlük diye tariflenmiş muhtarlık müessesesi artık İstanbul’da bir Daire Başkanlığı. 2022 yılında, 8 milyon lirayla başlayan bütçesi olan Daire Başkanlığımız bu yıl 59 milyon liranın üzerinde bütçeyle muhtarlarımıza hizmet sunacak. Daire Başkanlığımızın kurulmasıyla birlikte muhtarlarımızın ihtiyaçlarına hızla cevap verme konusunda gayret gösterdik.
“MUHTAR, HER VATANDAŞIN İLK SIKIŞTIĞI ANDA YA DA BİR AİLENİN KENDİNİ YALNIZ VE ÇARESİZ HİSSETTİĞİ BİR ANDA..."
İstanbul ya da herhangi bir şehirde baktığımız zaman, tabii ki Valiliğimiz var, bir de bir yerel idare var. Ama büyükşehir belediye başkanı ama ilçe ama belde. Bu kavramların mutlaka eklenti olarak birleşik bir biçimde, tutarlılıkla beraber çalışması çok kıymetli. Biz, kurumsal olarak, Büyükşehir Belediyesi’nin kapısını çalan ve onlara destek sunduğumuz yüz binlerce diyeceğimiz vatandaşımız var. Muhtar nasıl bir kapı? Muhtar, her vatandaşın ilk sıkıştığı anda ya da bir ailenin kendini yalnız ve çaresiz hissettiği bir anda en yakınında çalacağı kapı, muhtarlarımız. Göreve geldiğimiz ilk ramazan ayında, bütün muhtarlarımıza ramazan desteği konusunda dağıtım yaparak onlara dedik ki ‘Siz alın. Bildiğiniz fakir, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza kurumumuz adına siz dağıtın.’ 5 yıldır bu geleneği sürdürüyoruz.
“BİZ BU SEÇİMDE MEMLEKETİN BÜTÜN DEMOKRASİ UNSURLARINI HAK ETTİĞİ YERE TAŞIYACAĞIZ”
Önümüzde bir seçim var. Biz bu seçimde memleketin bütün demokrasi unsurlarını hak ettiği yere taşıyacak, örnek çalışmaları yapmış Millet İttifakı’nın belediyeleri olarak başta sizlere de selamlarımı iletmek istiyorum. 13. Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu bunun en yüksek savunucusu olacağını buradan söylemek isterim. Muhtarlarımızla ilgili yıllardır söylemleriyle, kavramlarıyla hem CHP hem İYİ Parti adına ve diğer ittifak unsurlarıyla beraber birleşik bir biçimde özellikle 14 Mayıs’tan sonra bilinmelidir ki sadece muhtarları güçlendirmek değil, yerel yönetimleri de güçlendirmek, demokrasinin yerelden şahlanacağını bilen bir kavramla bu konuda kayıtsız, şartsız, üstün bir mücadele vereceğini şimdiden hepinize belirtmek isterim.
“BU BİR SİYASİ PROPAGANDA KONUŞMASI DEĞİL. BUNUN ADI ASLINDA MEMLEKET GELECEĞİ ADINA HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMA MESELESİDİR”
Cumhurbaşkanımız, 13. Cumhurbaşkanımız olacak olan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve burada bizimle beraber bulunan İYİ Parti Genel Başkanı sayın Meral Akşener’in bir araya geldiğinde nasıl bir güç olduğunu en iyi bilenlerden birisiyim. Zira İstanbul seçiminde, vatandaşını düşünen, vatandaşıyla konuşan, vatandaşını incitmeyen bir kavramla hem o dönemin kampanyasını yürüten hem de İstanbul’da önemli bir demokrasi zaferi elde edilmesine imza atan bir birlikteliktir bu. Aynı birliktelik şimdi daha güçlü. 4 yılı aşkın süredir belediyelerde elde ettiğimiz başarı ve özellikle bizleri de yanlarına katarak güçlendirilmiş bir modelle hem ABB Başkanımız Mansur Yavaş hem de bizler bu sürece destek olarak çok güçlü bir şekilde seçime giriyoruz. Açıkçası ben İstanbul’daki muhtarlarımızdan eline vicdanını koyarak, bizleri takip ederek en üstün demokrasi yönünde kararlarını verme konusunda, kendi iradelerini ortaya koyacağını düşünüyorum. Bu bir siyasi propaganda konuşması değil. Bunun adı aslında memleket geleceği adına herkesin elini taşın altına koyma meselesidir.”