Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya, Genel Kurul’da görüşülecek Cemevleri ile ilgili yasa tasarısı öncesi Meclis önünde protesto eylemi gerçekleştiren Alevi örgütleri de katıldı.
YÜRÜTMEYİ VEYA KABİNEYİ KİM TEMSİL EDİYOR? ADALET BAKANI MI, İÇİŞLERİ BAKANI MI?
Grup toplantısında, AK Parti heyetinin Anayasa taslağı için partilerine yaptıkları ziyarete değinen Sancar, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığında AK Parti heyetinin gruplarını ziyaret etmesi ardından adeta kıyamet koparıldığını söyleyen Sancar," Bakalım bu kıyamette neler var. Neden bu kadar fırtına koparılıyor. Bir kısa özet öncelikle. Evet Adalet Bakanın başkanlığında AKP heyeti grubumuzu ziyaret ediyor. Ardından spekülasyonlar ve senaryolar üretme yarışı başlıyor. Görüşmenin sebebi ve konusu belli.
"İlk sözüm AKP’ye. AKP önce bir karar versin. Yürütmeyi veya kabineyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? Heyetimizle görüşme talebinde bulunan AKP, Adalet Bakanı başkanlığında bir heyet gönderiyor, ertesi gün İçişleri Bakanı hakaretlerine, tehditlerine devam ediyor. Bize saldırılarını daha da yükseltiyor. Karar verin. Bu hükümetin başı veya kalbi Soylu mu ya da siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı ise bu politikaların mimarı ve sahibi o zaman neden heyet gönderiyorsunuz? Neden uzlaşma için partileri geziyorsunuz bize geliyorsunuz. Sürekli nefret düşmanlaştırma iftira hakaret konuşmaları yapan her türlü kumpasın arasından çıkan, kirli işlerin içinde olduğuna dair sayısız büyük albümlere sahip bir kişi İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor. Buna karar verin." dedi.
SİYASET SORUNUN PARÇASI OLDU
Ülkede yoğun bir siyaset gündemi olduğunu belirten Sancar, “Ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlar günden güne ağırlaşıyor, çözümsüzlük siyaseti ülkeyi ve toplumsal yaşamı kilitlemeye devam ediyor. Siyaset kurumunun temel amacı siyasal ve toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmektir, siyaset bunun için vardır. Eğer bunun dışında bir amaca saparsa, artık halkın kendi kaderini belirleme faaliyeti olmaktan çıkar, çıkar rant ve yıkım aracına dönüşür. Ne yazık ki bugün yaşadığımız tablo böyle bir durumu ortaya koyuyor. İktidarıyla, muhalefetiyle -muhalefet derken bizleri ayırıyoruz, bizim dışımızda kalan muhalefeti kast ediyoruz- siyaset eğer çözümün değil, sorunun parçası olursa, çıkmazlar büyür, geleceğe dair umut ve güven de yıkılır. Bir toplumun yaşayabileceği en büyük facialardan birincisi belki de budur” ifadelerini kullandı.
'ÇÖZÜMSÜZLÜK POLİTİKALARINDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR'
İktidarın Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarına değinen Sancar, şöyle devam etti: “Kürt sorununda çözümsüzlük ve savaş politikaları. Çözümsüzlük politikalarından ve asgari militarist yöntemlerden derhal vazgeçilmesi gerekiyor. Sömürüyü örtmek için de Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve savaş politikalarını kullanıyorlar. Emekçiyi birbirine düşman etmek için hareket ediyorlar, at koşturuyorlar. İşte bizler çözümsüzlük politikalarına, savaş uygulamalarına, nefret diline, ayrıştırma zihniyetine karşı bütünlüklü bir tavır ortaya koymak zorundayız. O tavır da bizlerin savunduğu Demokratik Cumhuriyete giden eşit yurttaşlık ve adalet yoludur.”
'MÜCADELEYİ BEDEL ÖDEYEREK YÜRÜTÜYORUZ'
"Gelelim AKP heyetinin ziyaretinde bizim AKP ile işbirliğine hazır olduğumuz yorumunu yapanlara. Bu iktidarın yerleştirmeye çalıştığı rejime karşı en etkili mücadeleyi biz yürütmüyor muyuz? Üstelik konforlu alanlara çekilerek, korunaklı sığınaklarda yer kaparak değil bedel ödeyerek yürütüyoruz bu mücadeleyi. Eski eş genel başkanlarımız milletvekillerimiz binlerce onbinlerce yoldaşımız seçilmiş belediye başkanlarımız, PM üyelerimiz bu mücadeleyi kararlılıkla yürüttükleri için bedel ödüyorlar. Öyle korunaklı alanlara çekilerek güvenli sığınaklardan HDP’ye ahkam kesecekseniz önce şu gerçeği küçücük de olsa bir görmeye çalışın. Bakmaya çalışın ki biz de diyelim hakiki bir samimi eleştiri var diyelim."
'İKTİDARA KARŞI EN GÜÇLÜ VE KARARLI MÜCADELEYİ BİZ YÜRÜTÜYORUZ'
"Ama öyle olmuyor o sığınaklardan HDP’ye laf yetiştiriyorlar. En güçlü, kararlı, mücadeleyi biz yürütüyoruz, bu iktidar bu rejimi yerleştirmek için en büyük engelin biz olduğumuzu biliyordu.
"Müzakere mücadeleden bağımsız bir şey değil, bir görüşmeyi hemen işbirliği diyerek yorumlayanlara daha birkaç sözüm olacak. Bizler siyasetimizden de, mücadelemizden de vazgeçmiyoruz, taviz vermiyoruz. Rutin bir ziyaretten hareketle bu gerçeği yok sayanlara sesleniyoruz: Bu iktidarla gerçek ve yıkıcı işbirliği bu iktidarın varlığını dayandırdığı temel unsurlara, mesela Kürt sorununda inkarcı zihniyete, güvenlikçi anlayışla savaş politikalarına destek değil mi, bu politikalara destek verenler iktidarla gerçek işbirliği içinde olanlar değil mi? İktidarın asıl destekçileri onun varlığını sürdürmesine öyle ya da böyle yardımcı olanlar temel konularda onun çizdiği oyun sahasından ayrılmayanlardır. Öyle değil mi? Cevap verin değil deyin. "