Son günlerin en sıcak konu başlıklarından biri de en düşük memur maaşının 22 bin 17 liraya çıkarılması ve emekli aylıklarına yüzde 25 zam yapılmasına yönelik düzenlemeleri içeren ve bazı vergi artışlarını öngören, "6 Şubat 2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" oldu. Meclise sunulan son kanun teklifi hem vatandaşlar hem de muhalefet tarafından yoğun eleştiriye uğradı.
Gelecek Partisi de sosyal medya hesabından "Deprem bütçesi neden seçimden sonraya ertelendi?" notuyla partisinin Antalya vekili Serap Yazıcı Özbudun'un teklife ilişkin eleştirilerinin yer aldığı meclis konuşmasını paylaştı.
'DÖRDÜNCÜ MADDE İHLAL Mİ EDİLİYOR'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi üzerinden eleştiride bulunan Özbudun "TBMM'nin asli yetkilerinden olması gereken bütçe kanunlarını kabul yetkisi by pass edilmiştir. İşte bütün bu sebeplerle görüşmekte olduğumuz kanun metinleri aslında TBMM'nin yetkilerinin ne ölçüde aşındığını ve devlet yetkilerinin ne ölçüde tek bir elde toplandığını keyfi olarak kullanılabildiğini göstermektedir" ifadelerini kaydettiği konuşmasında şunları söyledi:
Torba kanunlar yaptıkları değişikliklerle hukukçuların dahi ortaya çıkan değişikliğin ne olduğunu algılamasını güçleştirmektedir, hukuk kurallarının belirliliği ilkesini ihlal etmektedir. Anayasamızın dördüncü maddesi ilk üç maddesinin değiştirilmesini yasaklamak hatta teklif edilmesini dahi yasak kapsamında almaktadır.
'YASAMA YETKİSİ KÖTÜYE Mİ KULLANILDI?'
Peki sorulması gereken soru şudur: Hukuk devleti ilkesinin ikinci maddede yer alan böylesine sistematik bir biçimde ihlal edilmesi acaba aynı zamanda dördüncü maddenin ihlali anlamına gelmekte midir?
Bu hususu hepinizin dikkatlerine sunmak istiyorum. Bu torba kanun metninde kamuoyunda yaratılmak istenen izlenim şudur, adeta deprem sebebiyle ortaya çıkan mali yıkımı gidermek matuf bir düzenleme.
Bu deprem 6 Şubat'ta ortaya çıkmıştır ve sonuçları çok kısa zamanda mali bakımdan görülebilecek durumdadır. Bütün bu mali yükümlülükler neden acaba seçimlerden sonraki bir tarihe ertelenmiştir? Acaba TBMM sahip olduğu yasama yetkisini Anayasa'nın 14. maddesinin ikinci fıkrasını ihlal etmek pahasına kötüye mi kullanmaktadır.
'MECLİS BY PASS EDİLDİ'
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle birlikte TBMM'nin asli yetkilerinden olması gereken bütçe kanunlarını kabul yetkisi by pass edilmiştir. İşte bütün bu sebeplerle görüşmekte olduğumuz kanun metinleri aslında TBMM'nin yetkilerinin ne ölçüde aşındığını ve devlet yetkilerinin ne ölçüde tek bir elde toplandığını keyfi olarak kullanılabildiğini göstermektedir. İşte ben sizlere bu hazin manzarayı anlatmak için yer aldım.