YEŞİM GÖKÇE
Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, KARAR TV'de Elif Çakır ve Taha Akyol'un konuğu oldu. Türkiye'nin geniş tabanlı bir ittifak oluşturmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Böyle bir beklenti var, biz her türlü iş birliğini yaparız" dedi. Davutoğlu, Gelecek Partili Selçuk Özdağ'a yapılan soruşturmayla ilgili olarak "Siyasetçiler soruşturma açılır düşüncesiyle fikir beyan edemez hale gelsinler diye bu soruşturmaları yapıyorlar" şeklinde açıklama yaptı. Dövize endeksli mevduata ilahiyatçıların verdiği fetvalara ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "İlahiyatçıların verdiği tepkiler beni derinden üzdü" diye belirtti. Seçimle ilgili açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "İktidar partisini sandıkta yeneceğiz o kesime yenilgiyi tattırmayacağız" dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle;
"MESELE TÜRKİYE'DE BİR KİŞİ DEĞİŞİMİ DEĞİL"
Türkiye'deki bu siyasi öngörülmezliği aşabilmek için hepimizin üzerine görevler düşüyor. Bunları konuşuyor ve tartışıyoruz. Son bir haftadır sayın Akşener ve Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmelerde bir ülkenin önünü açacak bir siyasi iklimin oluşmasını nasıl sağlayabiliriz? Mesele Türkiye'de bir kişi değişimi değil. Türkiye'nin biriken sorunlarını aşabilecek bir görüşmeyi nasıl sağlayabiliriz? Bütün bu süreçteki en önemli şey güven unsuru. Son görüşmelerimizde bu güvenin gittikçe derinleştiğini birbirimizi daha iyi anlayabileceğimizi görüyorum. Biz hazırlıksız yakalanmamalıyız. Türkiye'nin sorunları çok büyük.
"TÜRKİYE'NİN GENİŞ TABANLI BİR İTTİFAK OLUŞTURMAYA İHTİYACI VAR"
"Türkiye'nin 6 partinin de içinde olduğu geniş tabanlı bir ittifak oluşturmaya ihtiyacı var. Bunu sayın Kılıçdaroğlu da Akşener de biliyor. Böyle bir beklenti var. Var olan yapılara bizim katılmamız bekleniyor. Ancak biz bunu kabul etmiyoruz. Her türlü iş birliğini yaparız. Bu yaptığımız görüşmeler ittifaka katılım konuşmaları değil, bu krizden çıkmak için ortak neler yapmalıyız bunu konuşuyoruz. Önümüzdeki günlerde bu daha da açıklığa kavuşacak. Türkiye'yi bütün bu 6 partinin de içinde olabileceği yeniden bir yapılanmanın içinde olduğu kanaatindeyiz. "
"TÜRKİYE'DE ÇOĞULCU BİR ZEMİN OLUŞTURABİLİRİZ"
"Yaptığımız görüşmelerde bir seçim kazanmaya yönelik değil, Tayyip Erdoğan gitsin kim gelirse gelsin anlayışı değil, bir parti meselesi değil. Öyle bir zemin oluşturmalıyız ki İzmir Karşıyaka'da da bir araya gelmeliyiz, aynı şekilde Konya'da, Diyarbakır'da da hitap etmeliyiz. Hep beraber bunu yapacağız. Bunu sağlayabiliriz. 'Erdoğan gitsin sonra bakarız'ı doğru görmüyorum. Devlet mimarisini bütünüyle inşa etme sorumluluğumuz var. Bu zemini kurarsak Türkiye'de çoğulcu bir zemin oluştururuz. Muhafazakar tabanın dönüşüme ikna edildiği yerlerde Türkiye dönüşümü yaşadı. Genç muhafazakar kesim ikna olduğunda statükoyu değiştiriyor. CHP'nin kendi tabanıyla ilgili meydan okumaları var. Buna karşı bizim liderler düzeyinde yol kazası olmaması için birbirimizi anlamamız gerekiyor.
Önümüzde seçimlere kadar doğru bir yöntem benimsenmezse seçimlerden sonra kim cumhurbaşkanı olursa olsun kaosla karşılaşır. Bizim seçimlere kadar olan dönemi seçim kazandıktan sonraki dönemi yönetebilmek için çalışılmalıdır. Dikkatli bir dil kullanıyorsam bu muhataplarıma olan saygımdan."
SELÇUK ÖZDAĞ'A YAPILAN SORUŞTURMA
Elif Çakır'ın "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun endişesini neye bakarak söylüyorsunuz" sorusuna, "Topluma bakarak söylüyorum. Bu seçimin bir kazananı olacak. Kazanan taraf siyaset alanında kalsın. Toplumsal alanda kimse kazandık, kaybettik demesin. Gelecek Partisi olarak bugün bir sürprizle uyandık. Selçuk Beye soruşturma açıldı. Selçuk Beye fiili saldırı oldu, sonra saldıran failler serbest bırakılıp ödüllendirildi. Genel başkan yardımcımıza 2 kez soruşturma açıldı ve dava devam ediyor. Ayhan Sefer Beyin evine bir saldırı oldu. Arkadaşlarımızla değerlendirdik. Öyle bir ortam oluşturmak isteniyor ki siyasetçiler soruşturma açılır düşüncesiyle fikir beyan edemez hale gelsinler. Sayın Erdoğan'ın açıklamalarına bakın, 'Sonuna kadar kovalayacağız' diyor. Kimi nereye kovalıyorsun? İstenen şu; toplum gerilerek seçime gidilsin. AK Parti ve MHP'nin etkilendiği kitleler olumsuz düşüncelerle 28 Şubat geri gelebilir, 15 Temmuz geri gelebilir gibi düşüncelerle onlara destek versinler isteniyor. Hikmetli bir yaklaşımla biz buna karşı olamayız. Bir taraf seçimi kazansın, bir taraf kaybetsin. Hangi kesimden olursa olsun kimse biz bu seçimi kaybettik diye düşünmesin. Muhafazakar kitledeki kazanımlarımızı kaybederiz korkusunu, Erdoğan'ın sürekli hatırlattığı bu korkuyu yok etmek lazım."
"BEN BURADAYIM HESAP VERMEYE HAZIRIM"
Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, Elif Çakır'ın "Muhafazakar kesimin endişeleri de gündemde. Bugün Ahmet Şık'ın endişeli muhafazakarlar yok, imtiyazlı muhafazakarlar var. Herkes o dönemin içerisindeydi şimdi yargılanmamak için endişeliyiz diyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şöyle cevap verdi:
"Bir başbakan makamını terk ederken hesap veremeyeceği bir durum varsa terk edemez. Ben buradayım hesap vermeye hazırım. Bizim bir hesaptan korktuğumuz yok. Böyle bir endişemiz yok. Korkmuş olsam başka işlerle uğraşırdım. Bugün cumhuriyet tarihi boyunca genel başkanlığını yaptığı partinin yanlış gittiğini düşünüp oradan ayrılıp en yakın arkadaşlarıyla mücadele etme cesareti gösteren başka bir siyasi lider yok."
"BEŞTEPE'DE AK PARTİ'NİN OY ORANI YÜZDE 20'Yİ BULMAZ"
"Bugün Beştepe'de çok azının muhafazakar geçmişi var, maocular, ateistler var, sorosçular var. Beştepe'ye bir sandık koysanız AK Parti'nin oy oranı yüzde 20'yi bulmaz. Bunların çoğunun muhafazakarlıkla ilgisi yok. İmtiyazlı muhafazakarlıklar deseniz büyük rantlar elde eden şirketlere bakın geçmişte daha önceki iktidarlar döneminde de aynı rantları elde ettiğini, AK Parti iktidardan gittikten sonra da aynı rantları elde etmeye çalışacaklarını görürsünüz. Aralarında muhafazakar olan çok azdır.
Sayın Cumhurbaşkanı sorosçular diye başkalarını itham etti, baksın en yakınlarına. Ben siyasal İslam tabirine karşıyım. Burada imtiyazlı otoriterler var. Bunlara karşı demokrat kimlikle bir araya gelmek zorundayız. 2 tür endişeli muhafazakar var. Birincisi bu iktidardan rahatsız olan, temsil sorunu yaşayanlar var. Bunlar gençler. Doğru bir endişe bu. Bölünmüş bir kimlik yaşanıyor. İkincisi ise hala iktidarı destekliyor olabilir ama rövanşiz bir tavra muhatap olacak ve kazanımlarını kaybedecek olan muhafazakarlar var."
"İLAHİYATÇILARIN VERDİĞİ TEPKİLER BENİ ÜZDÜ"
İki türlü arınmaya ihtiyaç var. Biri zihinsel arınma. Hazine garantili dövize endeksli mevduat başlayınca, ilahiyatçıların verdiği tepkiler beni üzdü. Zihinsel bir çürüme gördüm burada. Hepsi bilir ki bu örtülü faizdir. Hayrettin Karaman'ın yazısında geçen bazı hocaları da aradım. Ben yanlış biliyorsam söyleyin. Hibe dediğiniz şey, borcu alan taraf aynen ödemesi gerekirken karşı tarafın yaptığı iyiliğe bir karşılık yapabilir, bu faiz değil hibedir. Sen bana iyilik yaptın ben de değerlendirdim gibi. Burada olan şey, devletin ve bankanın verdiği faiz dışında, garantili bir şekilde kur farkı ödeniyor. Yüzde 14 diye ilan edilen faiz yüzde 25'e çıkarılıyor. Bu hibe olamaz. Oran tespit ediliyor, kimin kesesinden veriliyor, 85 milyonun hazinesinden beytül-maldan veriliyor. Hepsi 'haklısınız' diyor. Fitneden daha kötü olan şey adaletsizliktir, kul hakkının yok edilmesidir. Bütün bir camiayı maalesef güç ve odaklı bir zemin şekillendiriyor. Muhafazakar kesim siyasal dönüşüme ikna edilmeden de büyük dönüşümler gerçekleşemez."
"ÖCALAN'A DOĞRUDAN ÇİÇEK SUNAN PERİNÇEK'E NE ZAMAN SORUŞTURMA BAŞLATACAKSINIZ?"
"Tabanlarda bir CHP alerjisi var. Tek parti döneminin CHP'si, 28 Şubat'ın CHP'si. Bugün Türkiye'nin ihtiyaçları var. Birbirinden farklı kesime hitap eden bir düzen. Sayın Erdoğan'ın bu konudaki politikası iki yüzlülüktür. Kim kimlerle beraber dediğimizde yanındakileri sayalım. Bahçeli, baş örtü yasağını meşrulaştırdı. Doğu Perinçek, bütün dini değerlere itiraz etti. Ezanın Türkçe okunması gerektiğini söyledi. 28 Şubat'ın perde gerisindeki aktörlerin çoğu bugün Erdoğan'la beraber. Erdoğan'ın otoriterliği bunlardan besleniyor. Kendisi her şeyi yapmaya hakkına sahip, Öcalan'dan mektup getirip seçimi kazanma hakkına sahip ama HDP ile kimse görüşemez. Erdoğan'ın izni olmadan Osman Öcalan'ı kimse TRT'ye çıkaramaz. Öcalan'a doğrudan çiçek sunan Perinçek'e ne zaman soruşturma başlatacaksınız? Kendi yaptıklarında siyasetin gereği oluyor, başkaları yaptığında siyaset karşıtı oluyor."
"Sayın Bahçeli herkese ayar veriyor. Sen dostsun sen düşmansın diye herkesi tanımlıyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı olmak kimin hain olduğunu belirleme hakkı vermez. Yok böyle bir şey. Herkes kendi dünyasında yaşar. "
Ahmet Davutoğlu, Elif Çakır'ın "Selahattin Demirtaş'la alakalı Erdoğan'ın 'Sen hesabı İmralı'ya vereceksin' açıklaması" ile ilgili sorusuna, şöyle cevap verdi:
"ÖCALAN'I SİYASİ BİR AKTÖR YAPIYOR"
"Herhalde hiç izan kalmadı. Bilinçaltını yansıtıyor. Muhtemelen ona böyle söylendi ya HDP'yi kapatalım, nasılsa Öcalan elimizde. O Demirtaş'a talimat verir ve Kürt seçmeni yönetebiliriz. Ya da Demirtaş'ı dize getiririz. Bu iki tarafta cezaevinde. Devletin izniyle hesap soracaklar. Edirne ile İmralı arasında köprü mü var? Öcalan'a sayın dediğinde dili sürçmüştü. Erdoğan meşru siyaset alanını daraltırken illegal paralel bir siyaset alanı oluşturuyor. 2019'da mektup getirerek seçimi kazanmasından ders almamış. Şimdi Öcalan'ı siyasi bir aktör yapıyor."
"İKTİDAR PARTİSİNİ SANDIKTA YENECEĞİZ O KESİME YENİLGİYİ TATTIRMAYACAĞIZ"
"İktidar partisini sandıkta yeneceğiz o kesimi destekleyen kitleler AK Partili MHP'li kitleler, 'Biz sahipsiz kaldık şimdi rövanş geliyor' kanaatine sahip olmayacaklar. O endişeli muhafazakarların da garantörü biziz."
ANKET MANİPÜLASYONLARI
"2018 Mart ayında yaşananlara bakın. Ben başarısız oldum demeyecek. Bahçeli ben iktidar değilim, muhalefetim dedi. Bu iktidar gitsin ama şunlar şunlar da gitsin diyor bu iktidar. Biz Gelecek Partisi olarak, Türkiye'de en saygın anket formunu göstereceğim. Türkiye'yi kimin yönetmesini istersiniz? Ali Babacan, Mansur Yavaş, Demirtaş, Ekrem İmamoğlu, Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce ve hiçbiri. Herkes var bir tek Ahmet Davutoğlu yok. Bunlarla görüşüyorum. Bana diyorlar ki 13 kişiye soruyoruz 1 kişi cevap veriyor. Size yakın olanlar görüş beyan etmeye korkuyor. Başka bir anket firması bütün liderleri sıralıyor bir tek benim ismim konmuyor. Bu çok sık rastladığımız bir şey. Bu yolla bu ülkeye siyasi bir değişimi manipüle edemezsiniz. Biz halkın içindeyiz. Önümüzdeki gerçek anket halkın seçimleriyle çıkacak. Seçimde takke düşüp kel göründü diye bir tabir var, anketlerde olup olmamamız hiç önemli değil.
Cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve çalışma prensiplerinde mutabık kalınmalı. Aday bu şekilde belirlenmeli. Birinci tercihim tek aday ama çok aday da dünyanın sonu değil. Seçimin olacağını dönem geldiğinde bakılır. Ben bunu yaşadım. Sırf parti ve ülke krize girmesin diye. Kimse anketler üzerinde plan yapmamalı. At yarışı gibi her ay yaşananlar atmosferi kirletiyor. 6 siyasi lider eşit olarak otururlar."
"TÜRKİYE'NİN YÖNETİLEBİLECEĞİNİ GÖSTERMEMİZ LAZIM"
"Türk halkı kötü yönetimden şikayetçidir. En kötüsü yönetilememektir. Yönetilememe Türkiye'de adaleti sağlayamama şeklinde olabilir. Torpiller, yolsuzluklar şeklinde olabilir. Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek her türlü çalışmanın halkta şu güveni oluşturması lazım. Bizim Türkiye'nin yönetilebileceğini göstermemiz lazım. Sağlam bir mekanizma ile bunu inşa ettikten sonra."
Ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulunan Ahmet Davutoğlu'nun konuşması şöyle;
"Halden topladıklarını evine götürene cevap veremedim. En nitelikli doktorlar, "Ümidim kalmadı, yurt dışına gideceğiz" diyor. Ankara Fen Lisesi'ni bitirip Hacettepe'den mezun oluyor. GATA'da ihtisas yapıyor. Aldığı maaş primlerle 7 bin lira yani 450 euro. Yurt dışına gitse 10 mislini alacak."
"ORTA SINIF YOKSULLAŞIYOR"
"Hangi açıdan bakarsanız bakın, her gün bir mağdur bizim partiyi ziyaret ediyor. KHK, EYT mağdurları, bitmiyor mağdurlar. Eskiden yoksulluk kırsal kesime has bir şey gibi görülürdü. Şimdi orta sınıf yoksullaşıyor. Sosyal travma artıyor.
Bir ülkede yatırımın olması için hukuk düzeninin olması gerekir. Şu an Türkiye'nin yurt dışına sergilediği şey spekülatif bir şekilde para getirip bir bilgi alıp, doları Türk lirasına çevirip tekrar dolar almak bir yatırım değildir. Ne firmalar gitti Türkiye'den. Türkiye'de gerçekten yabancı bir yatırımcının sorunu nasıl çözülür? Yabancı yatırımcıyı böyle bir sistem çekemez. Uzun dönemli yatırım hukuk teminatı arar. Yatırım azalınca istihdam azalıyor, işsizlik artıyor. "
Elif Çakır'ın, "Merkez Bankası beklenti açıklamasında piyasanın beklentisinin arttığını açıkladı. Merkez Bankasından nasıl bir karar bekliyorsunuz?" sorusuna Davutoğlu şöyle cevap verdi:
"Sabit tutacaklardır. Yükseltemezler. Düşürmelerinin de riski çok yüksek. Dolar 13.5'ta zor duruyor. Faiz düşürmesinde bütün teori çöker, mart ayında hazine garantili mevduatların hacmi büyür, bütçe açıkları yüzde 5-6'yı zorlar."