Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afetin ilk anından itibaren bölgede olduklarını söyleyen Erdoğan "Yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek bir arama kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi" ifadesini kaydetti.
Muhalefetin depreme geç müdahale edildiği yönündeki eleştirilerine de sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kimi eksiklikler aksaklıklar elbette olabilir. Bunların hepsini gideririz ve gidereceğiz. Biz kendimizi asla hiçbir sorumluluk üstlenmeden ortada dolaşıp sadece konuşan deprem turistleriyle kıyaslayamayız" şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Depreme ağır kış şartlarında yakalandık. Hemen deprem bölgesine koştuk. Bakanlarımız birkaç saat sonra çalışmaları kontrol etmeye başladı. Böyle bir felakette kime ihtiyaç duyulacaksa bölgeye gönderdik. Yarım milyon insanımız depremzedelerimizin imdadına koştu.
Yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek bir arama kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi.
Türkiye bu depremde dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama-kurtarma ekibini bir araya getirmiştir.
Bize düşen acıları paylaşmak, maddi kayıpların telafisini yapmaktır. Depremzede vatandaşlarımız da yeni bir gelecek kurma çalışmalarında yanımızda yer almaktadır. Bu sevginin hakkını verecek, insanlarımıza mahcup olmayacağız. Hep beraber Türkiye Yüzyılı'nın inşasını sürdüreceğiz.
'27 MART'TA AÇILMAYAN OKULLAR AÇILACAK'
Ölenleri geri getirmek elimizde değil. Geride kalan vatandaşlarımızı hayata bağlamak için yapılacakların yapılmasının gayretindeyiz. 14 milyon insanımızın gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin bir koordinasyon kurduk. Milletimiz asrın dayanışmasını gösterdi.
Kurduğumuz tahliye köprüleri ve kendi imkanlarıyla 3 milyonu aşkın insanımız bölge dışına gitti. Otelleri, misafirhaneleri, yurtları, boş evleri bu depremzedelerin barınmaları için hizmete açtık. Deprem bölgesinde kalan 2,4 milyon insanımıza da 433 bin çadırda ve kısa sürede sayıları 100 bine çıkacak konteynerlerde barınma imkanı sağladık. Gerek yerli konteynerler gerek Katar'dan gelenler yerleştiriliyor.
Depremde hasar gören yol, su, elektrik, haberleşme altyapısını kısa sürede hizmet verebilir hale getirdik. Yolları trafiğe açık tutarak yardımların gelişini ve depremzedelerin tahliyesini kolaylaştırdık.
Çocuklarımızın eğitiminde kesinti olmaması için geçici barınma yerlerinde etkinlikler başlattık.
Deprem bölgesinde okulları kademeli açtık. Okulların hala kapalı olduğu Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Hatay’da da 27 Mart’tan itibaren eğitimi başlatmak için hazırlıklar yapıyoruz.
AFET BÖLGESİNDE İNŞAAT ÇALIŞMALARI
Geçtiğimiz günlerde deprem bölgelerinde yaşarken felaketin ardından başka şehirlere taşınan vatandaşlarımızla ilgili bir kararname yayınladık. Bu kararname ile bilrikte bu vatandaşlarımızın depremle ilgili kendilerine sağlanan haklardan herhangi bir kayba uğramayacaklarını kayda aldık. Adres günceleme işleri e-Devlet ya da Nüfüs müdürlükleri üzerinden 17 Mart'a kadar tamamlanmalıdır.
Bugüne kadar sunduğumuz arama-kurtarma, acil yardım ve geçiçci barınmanın ötesinde milletimize depremde yıkılan şehirleri 1 yıl içerisinde ayağa kaldırma sözümüz var. Hasar tespit çalışmalarında sona gelinmek üzere. Önümüzdeki 1 yıl sonunda 319 bin konut, toplamda 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz.
Laf ola beri gele yok biz icraatlarımızla konuşuyoruz.
Yıkılan şehirlerimizi 1 yıl içinde ayağa kaldırma sözümüz var. 1 yıl için de 391 bin konut, toplamda da 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Van, Bingöl, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Bartın, Kastamonu, Giresun sel felaketlerinde bu konutları sahiplerine veren bir iktidarız.
Buradan ana muhalefete sesleniyorum, biz kentsel dönüşümden bahsediyoruz ama siz kendinizi rantsal dönüşüm olarak tanımlıyorsunuz o ayrı bir konu.
Kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmının yalanlarla engellendiğini hiçbir zaman unutmayacağız.
'KENDİMİZİ DEPREM TURİSTLERİYLE KIYASLAYAMAYIZ'
Biran önce şehirlerimizi dayanıklı hale getirmezsek o yıkıntıların arasında kalabiliriz. Yaklaşık iki hafta önce uzmanlarla yaptığımız kapsamlı toplantıda bize bundan sonraki çalışmalar için umut verdi. Murat Kurum çalışmaları sürdürüyor.
Kimi eksiklikler aksaklıklar elbette olabilir. Bunların hepsini gideririz ve gidereceğiz. Biz kendimizi asla hiçbir sorumluluk üstlenmeden ortada dolaşıp sadece konuşan deprem turistleriyle kıyaslayamayız.
Çalışmaları yerinde takibe ve talimatları vermeye gideriz.
KILIÇDAROĞLU'NA SERT TEPKİ
Deprem bölgesine seçim kampanyası baltalamaya gidenler dolayısıyla oradaki insanlarımızla oradaki muhabbeti sevgiyi güveni anlayamaz. Hadi bu zatın seçim kampanyasını deprem yıkıntıları önünde başlattığı siyasi utanmazlığı, siyasi arsızlığı bir kenara bıraktık diyelim. Depremin ilk saatlerinden itibaren bulunan bakanlarımız, valilerimize edepsizce iftira atmasına ne diyeceğiz.
Bu zatın söylediği yalanlar defalarca yüzüne vuruldu. Ama manada çok çok gerilerde bir kişilik var işte bu kişilik sebebiyle arzu edilen muhalefeti görmedik.
Depremin sorumlusu kim” sorusunu sorabilecek kadar hayattan kopuk birisine ne desek boş. Böyle birisinin derdi ne bu ülkedir, millettir, ne de oradaki depremzedelerdir.
Daha ortada fol yok, yumurta yokken bunların kendilerini kaptırdıkları ihtiras rüzgarları, sergiledikleri kibir, takındıkları bencilce tavır karşısında insanlık adına oradaki mazlumlar ve mağdurlar adına biz utandık.
'MİLLETİMİZ 14 MAYIS'TA CEVABINI VERİR'
Bakalım ilerleyen günlerde neler görecek, duyacağız, ne tür kepazeliklere şahit olacağız.
Altı parti bir araya gelip güya seçim ittifakı kurdular. Amaç neydi, seçim ittifakının gereği olarak Cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve milletvekili listelerinde çerçeve çizmek. Cumhurbaşkanı adayı dediğiniz kişi millete karşı söyleyecek sözü olan kişidir. Ben bir tane Başkan Yardımcısı atadığımda 'nasıl yönetilecek' demişti. Altılı Masa’nın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Yeteri sayıda başkan yardımcısı olması lazım. Zannediyor ki benim milletim gafil, bu asil millet bunları unutmaz gereğinin cevabını 14 Mayıs'ta verir.
Altılı koalisyon aylar boyunca Cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden toplanır dağılırken, 'Yıpranmasın diye açıklamıyoruz' dediler. Bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki demokrasi tarihimizde eşi benzeri yok. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP'nin iki büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler.
Sonunda Bay Bay Kemal birilerini öne sürmek, arkasına saklanmak yerine karşımıza çıkacak, bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi. Sonunda birilerinin arkasına çıkmak yerine er meydanına çıkma cesaretini gösterdi. 14 Mayıs’a kadar altılı koalisyonun adayıyla demokratik şekilde yarışacak inşallah kendisine gereken koltuğu vereceğiz.
'DEPREM BÖLGESİNE TURİSTİK GEZİ'
Biliyorsunuz EYT kanunu da çıkardık. Her ne kadar siyaseten gerek yok ise, bu kanun kendisine teşvik olur diye umuyorum.
Biz eserden esere, hizmetten hizmete, açılıştan açılışa, mücadeleden mücadeleye koşarken onların durumu işte ekranda gördüğünüz gibi buydu. Ülkeye ve millete zerre kadar hizmeti dokunmayanları akılla, mantıkla izahı olmayan afaki rakamlar ve yalan yanlış bilgilerle depremzede insanlarımızın kafalarını karıştırma gayretlerini üzüntüyle izledik, izliyoruz.
Adaylık ve liste kavgasından fırsat bulup deprem bölgesine turistik gezi maiyetinde uğramasını da garipsemiyoruz. Kabul edemediğimiz şey oradaki insanların acılarına yaptığı saygısızlıktır, insanların umutlarını baltalamaya kalkışmasıdır. Hep söylediğimiz gibi bizim cumhurbaşkanıyla, bakanlarıyla, milletvekilleriyle hükümet ve Cumhur İttifakı olarak yapacak çok işimiz var.
Yılbaşında seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklarken göz önüne aldığımız mülahazaların tamamı geçerliliğini koruyor.
Bunların üzerine bir de deprem yaralarının süratle sarılması, geçici barınma alanlarının oluşturulması, kalıcı konutların inşası ihtiyacı eklendi. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan en küçük bir sapma, en küçük bir taviz göstermedik, göstermiyoruz.
Bir yandan depremin yaralarını sararken vizyon projelerimizi birer birer hayata geçirerek milletimizi hayallerine, hedeflerine kavuşturuyoruz. İşte Togg. Ne diyordu, hani araba, hani fabrika. Fabrika yerinde, muhteşem bir fabrika. Vaat ettiğimiz gibi Togg yarından itibaren ön sipariş almaya başlıyor.