Türkiye'nin ilk milli istihbarat gemisi olma özelliği taşıyan test ve eğitim gemisi TCG Ufuk, İstanbul Tuzla'daki İstanbul Denizcilik Tersanesi'nde düzenlenen törenle Deniz Kuvvetleri'ne teslim edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen törene; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Muhsin Dere, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz'ün de aralarında bulunduğu çok sayıda isim katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, "Ufuk Gemimizin Milli İstihbarat Teşkilatı'na hayırlı olmasını diliyorum" diyerek Milli Savunma Sanayii alanında yapılan yatırımlara dair önemli mesajlar verdi.
"Bugün hizmete sunacağımız ülkemizin ilk yerli istihbarat gemisi Ufuk da milli mühendislik kabiliyetleriyle inşa edildi" diyen Erdoğan, "Ülkemiz hali hazırda bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan inşa eden ve idamesini geçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor" diye konuştu.
"Geçmişin eksiklerini giderdik bugünün hazırlığını zaten yapıyoruz artık aktif savunma anlayışıyla ülkemizi geleceğin harp ortamına hazırlıyoruz" diyen Erdoğan, "Hedefimiz savunma sanayiinde tam bağımsız bir Türkiye'dir" mesajı verdi.
Ülkenin güvenlik ve istihbarat faaliyetlerinin denizlerde de en etkin şekilde yürütülmesine önemli katkı sağlayacağına inandığı TCG Ufuk gemisinin Milli İstihbarat Teşkilatına hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Artık dışarıdan alım istemiyoruz. Projelerimiz yerli ve milli olacak dediğimiz 2004 yılından bu yana azim ve kararlılıkla çalışarak hamdolsun bugünlere geldik. Savunma sanayisinde bağımsız olamayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını özellikle son 10 yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha gösterdi. Türkiye gerçekleştirdiği savunma sanayi alımları sayesinde, yaptığımız atılımlarla birlikte bölgesinde oyun kuran ve oynanan kirli oyunları bozan bir ülke konumuna ulaştı. Ülkemizin bu başarısı dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur halklar, topluluklar için de çok önemli bir umut kaynağı haline geldi. Türkiye gizli, açık bütün ambargolara rağmen terörle mücadeleden sınır ötesi harekatlarına kadar her alanda milli çıkarlarının gerektirdiği tüm hamleleri yapabilmesini savunma sanayisinde elde ettiği ilerlemeye borçludur."
'BİR YANDAN DA GÖZÜMÜZ UZAYDA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün insansız hava, kara ve deniz araçlarından helikopterlere, silah ve mühimmatlardan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harbe kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyaç olan sistemlerin yerli, milli olarak tasarlandığını, geliştirildiğini, üretildiğini ve kullanıldığını söyledi.
Türk savunma sanayi ürünlerini kullanan ülke sayısının da her geçen yıl arttığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Savunma ve havacılık ihracatımızın bu yıl sonunda 4 milyar doları aşmasını bekliyoruz. Geçmişin eksiklerini giderdik, bugünün hazırlığını zaten yapıyoruz. Artık aktif savunma anlayışıyla ülkemizi geleceğin harp ortamına hazırlıyoruz. Araştırma geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye ağırlık veriyoruz. Derin öğrenme ve yapay zeka entegrasyonu gerektiren karmaşık sistemlere yönelik çalışma ve uygulamalarımız hızla devam ediyor. Malzeme ve imalat teknolojilerinde dünyadaki ileri ülkeler seviyesini yakalamaya doğru hızla ilerliyoruz. Bir yandan da gözümüz uzayda. Uzay alanında da gerek fırlatma sistemleri gerekse uydu sistemleri geliştirmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor."
'DÜNYADA 10 ÜLKE ARASINDAYIZ'
Mavi vatanın güvenliği için donanmayı daha güçlü ve caydırıcı kılacak birçok projeyi hayata geçirdiklerine işaret eden Erdoğan, milli savaş, amfibi, sismik araştırma, Sahil Güvenlik, lojistik gemileri ve botları üretebildiklerini söyledi. Bu projelerde yüzde 70'e varan yerlilik oranına ulaştıklarını vurgulayan Erdoğan, şimdi de insansız hava araçlarında edindikleri tecrübeyle silahlı insansız deniz araçları ürettiklerini, bunların "sürü" şeklinde hareket eden versiyonları üzerinde de çalıştıklarını anlattı.
Envanterde bulunan birçok deniz aracının günün şartlarına uygun şekilde son teknolojiler eklenerek modernize edildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşa edilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatılıyor. Geçtiğimiz yıl yine bugünlerde ambargolar sebebiyle dışardan temin edemediğimiz her bir sistemin alternatifini geliştirerek ürettiğimiz İ sınıfı fırkateynlerimizin ilki olan İstanbul'u denize indirmiştik. Bugün hizmete sunacağımız ülkemizin ilk istihbarat gemisi Ufuk da milli mühendislik kabiliyetleriyle inşa edildi. Sadece bu gemimizin inşası yüklenici firmamız STM'nin öncülüğünde ASELSAN, HAVELSAN, ANEL, İŞBİR, YALTES gibi, sektörlerinin lideri kuruluşların başını çektiği 194 yerli firmamızın katkısıyla gerçekleştirildi. Ülkemiz hali hazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Üstelik bu neticeyi yabancı muadillerinden çok daha üstün özellikler ve uygun maliyetlerle elde ettik. Bu başarıda bakanlıklarımızın ve Savunma Sanayi Başkanlığımızın yanı sıra Genelkurmayımızın, Deniz Kuvvetlerimizin, askeri ve özel tersanelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektör firmalarımızın, KOBİ'lerimizin çok önemli payı vardır. Ülkemize bu gururu yaşattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum."
'BİR ADIM DAHA İLERİ GİDEREK...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz tersanelerinde kendi ihtiyaçlarımız yanında dünyanın dört bir yanı için de gemiler ve botlar yapılıyor. Nitekim şu ana kadar 25 ülkeye, 180 adet deniz platformu ihracatı gerçekleştirdik. İnşallah yakın zamanda bu konuda yeni hayırlı haberler de alacağız." diyerek, başarılarından dolayı sektör mensuplarını tebrik etti.
Şimdi bir adım daha ileri giderek yüksek teknoloji gerektiren sistemlere odaklandıklarına işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fırkateynlerimizin ana silah grubu olan dikey atım sistemini bugüne kadar dışarıdan alıyorduk artık milli ve yerlisine sahibiz. MİLGEM Projemiz kapsamında inşası süren İstanbul ve ihalesine çıktığımız diğer üç adet fırkateynimizde yerli ve milli dikey atım sistemiyle yerli ve milli hava savunma füzelerimiz olacak. Atmaca gemisavar füzemiz, Gökdeniz yakın hava savunma sistemimiz, ÇAFRAD, Akrep, Cenk-S gibi radarlarımız, ADVENT ve MÜREN savaş yönetim sistemlerimiz gibi birçok silah, sensör ve sistemi artık kendimiz tasarlayıp, üretiyoruz. Önümüzdeki 2 yılda donanmamızı daha da güçlendiriyoruz. Hava savunma muhribimiz TF-2000'in ihalesine yakında çıkıyoruz. Üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA'larla hava operasyonları yapabileceğimiz, deniz ve hava gücümüze çarpan etkisi oluşturacak amfibi gemimiz Anadolu'yu bu süreçte hizmete alıyoruz.
'BİR İLKE İMZA ATIYORUZ'
Yeni tip denizaltılarımızla, denizde ikmal ve muharebe destek gemimizle denizlerimizde çok daha güçlü ve caydırıcı olacağız. MİLGEM istif sınıfı fırkateynlerin 6, 7 ve 8. gemileri için de ihaleye çıktık. Burada da üç savaş gemimizi aynı anda inşa ederek yine bir ilke imza atıyoruz. İHA ve SİHA'ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarının da kullanılabileceği kara, hava, deniz unsurlarının müşterek görev icra edeceği sistemler tasarlıyoruz. Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarını ileri teknolojiye sahip yerli, milli silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirip ihraç edeceğiz. Ayrıca yerli ve milli imkanlarla üreteceğimiz uçak gemimizin sağlayacağı deniz, hava gücümüzle bu alanda dünyanın en üst ligine de çıkmış olacağız. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız bir Türkiye'dir. Ülkemiz ve milletimiz için çalışan, işinin ehli, üretken, samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanındayız."
'DENİZLERDE DE GÜCÜMÜZÜN ARTACAK'
Erdoğan, 95. kuruluş yıl dönümünü geride bırakan Milli İstihbarat Teşkilatının terörle mücadele ve dış istihbarat konularında yaptığı hizmetlerle milli güvenliğe önemli katkılar sunduğunu belirterek, "Sahadan temin ettiği taktik istihbarat ve yürüttüğü operasyonlarla oyunun seyrini ülkemiz lehine değiştiren, başarılara imza atan teşkilatımız, siber güvenlikten yapay zekaya kadar her alanda kapasitesini güçlendiriyor. Hizmete alacağımız istihbarat gemimiz, teşkilatımız için yeni ve önemli bir imkandır. Dünyada pek az istihbarat teşkilatının sahip olduğu en modern donanımlara sahip bu gemimiz sayesinde kara ve havada olduğu gibi denizlerde de gücümüzün artacağına inanıyorum." diye konuştu.
Teşkilatın bir sonraki hedefinin uydu istihbaratı yoluyla uzaydaki yerini alarak tüm bu unsurları en etkin şekilde kullanmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yeniliklere hızla adapte olan, birikimini ilgili tüm kurumlarımızla paylaşan teşkilatımızın çoğu görülmeyen, bilinmeyen, gün yüzüne çıkmayan başarılarıyla gurur duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de teşkilatımızı her alanda destekleyerek büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolundaki mücadelemize daha fazla katkı vermesini sağlayacağız. Teşkilatımıza kazandırdığımız Ufuk gemimizin hizmete girmesinde emeği ve katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
TGC UFUK HAKKINDA
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından 31 Mart 2017'de başlatılan Test ve Eğitim Gemisi Projesi'nin ana yükleniciliğini STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ yürüttü.
Proje kapsamında TCG Ufuk (A-591) gemisi, 9 Şubat 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle denize indirilmişti. TCG Ufuk (A-591), İstanbul Tuzla’daki İstanbul Denizcilik Tersanesi'nde düzenlenen törenle bugün hizmete girdi.
MİLLİ GÜVENLİĞE YÖNELİK TEHDİTLERİ ANINDA TESPİT EDEBİLECEK
Korvet, milli imkan ve kabiliyetlerle üretilen Türkiye'nin ilk istihbarat gemisi olma özelliğini taşıyor. Dünyada az sayıda ülkenin sahip olduğu bir teknoloji, Ufuk Korveti ile Türkiye'nin de kullanımına sunulmuş oldu.
99,5 metre boyu, 14,4 metre azami genişliği, 110 personel kapasitesi, yaklaşık 2 bin 250 ton deplasmanı ve 3,6 metre su çekimiyle Ufuk Korveti'ne 10 tonluk bir helikopter iniş yapabilecek. Ufuk Korveti, ağır iklim ve deniz şartlarında, uluslararası sular dahil 45 gün kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğe yönelik tehditleri anında tespit edebilecek.
Yaklaşık 194 yerli firmanın katkı verdiği Ufuk Gemisi'nin yerlilik oranı yüzde 70’e ulaştı.
SSB projesiyle, STM ana yükleniciliğinde inşa edilen gemide şu alt yükleniciler görev aldı:
"İstanbul Denizcilik Tersanesi (Geminin inşa edildiği tersane). ASELSAN (Gemide yer alan görev sistemlerinin tasarım, üretim ve entegrasyonu-Radar, Muhabere, Gemi Seyir Sistemleri). HAVELSAN (ADVENT Savaş Yönetim Sistemi, Gemi Veri Dağıtım Sistemi, Gemi Entegre Bilgi Sistemi, CCTV Sistemi, Mesaj İşletim Sistemi). İŞBİR (Gemide yer alan jeneratör üretimi), ANEL (Gemi elektrik sistemi altyapısının tasarlanması, tedarik, üretim ve entegrasyonu). YALTES (Entegre Platform kontrol ve izleme sistemi ve gemide yer alan konsolların tasarım ve üretimi)."