İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçisi ile yediği yemeğe ilişkin MOBESE görüntülerinin yayınlanması ile ilgili açıklaması nedeniyle İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'ya tepki gösterdi. İmamoğlu, "O liyakatsiz şahsiyet bakan yardımcılığı yapsın. Ahlaksızlığa adım atmasın. Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil" dedi.
İBB Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Meydanı'nda restore edilen 3. Ahmet Çeşmesi'nin açılışı dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. İmamoğlu, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Valiliği'nin İstanbul Vakfı'nın İSBAK’ın kioskları aracılığıyla yapılan yardım toplama faaliyetiyle ilgili yasal işlem başlatmasıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:
"NEZAKETE DAVET EDİYORUM"
"Arkadaşlarım süreci takip ediyorlar. İstanbul Vakfı, yaklaşık 30 yılı aşkın her belediye başkanının hayır işleri için kullandığı bir vakıf. Bu vakfımız şu an çok önemli, güzel işlere imza atıyor. Ne yazık ki böyle aylardır maaşı ödenmemiş personelin maaşı bile ödenmemiş bir şekilde devraldığımız bir vakıftı. Şimdi 100 binlerce insanımıza kurban eti dağıtabilen, binlerce insanımıza burs imkânı sağlayabilen çok faydalı işlere, eğitimle ilgili işlere imza atabilen bir vakfa dönüştü. Vakfımızın öğrenci burslarıyla ilgili çabasına açıkçası aldığım hukuki detaylarda eksikliği bulmak için nereden baktığınıza bağlı.
İstanbul Vakfı, İBB'nin vakfı olduğu gibi valilikten temsilcisi bile var. Arayıp, sormama nezaketsizliğini gösteren hangi mülki idareci varsa onları hukuka, adalete ve kamuya hizmet etme çabasında olan kurumlara olan nezakete davet ediyorum. Bu vakıf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul halkının vakfı. İnceleyeceğim, bakacağım ve gerekli kişileri de aramaktan imtina etmem, ararım. Valiliğe bu sorumu soracağım aynen bu biçimde."
"ŞEFFAFÇA PAYLAŞTIĞIMIZ BİR ŞEYLE İLGİLİ BU ŞEKİLDE MÜDAHALE ETME DENSİZLİĞİNİ GÖSTERMEK SADECE ŞOV"
Ekrem İmamoğlu, birçok noktada farklı usullerle yardım toplayan vakıf ve dernek bulunduğuna işaret eden İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu bazen bir bakkal dükkanının tezgahında görürsünüz, bir marketin kasasının yanında görürsünüz. Ben bunlara bir operasyon düzenlendiğini, polisin baskın yapar gibi gidip bu kutuları topladığını hiç yaşamadım. İBB'ye ait bu burs desteği verme mekanizmasını da biz şeffafça paylaştık zaten. Şeffafça paylaştığımız bir şeyle ilgili bu şekilde müdahale etme densizliğini göstermek sadece şov. Aklı başında olan bir insan memleketini, memleketinin kurumlarını seven bir insan, 'Alo saygıdeğer başkanım şöyle bir eksiğiniz var. Şöyle bir hatanız var' diye uyarıda bulunur. Biz de uyarıya göre hareket ederiz, öyle değil mi? Baskın yapıyorsunuz. Bu insanların, bu yaptıkları hataları görmelerini diliyorum, istiyorum tabii ki. Ama göreceklerini de zannetmiyorum.
"BİZ SADECE ALLAH'A KULLUK EDERİZ. BAŞKA HİÇBİR MEKANİZMAYA DEĞİL"
Biz bugün sadece ve sadece cuma günü dua etmeye geldik. Niçin biliyor musunuz? Biz sadece Allah'a kulluk ederiz. Başka hiçbir mekanizmaya değil. Kendine çarpışma alanı oluşturmaya çalışanlara Allah akıl versin, biz o alanda olmayacağız. Bu böyle milletimizin arasında kendi hak ve hukukumuzu koruyarak ama önce milletimizin hak ve hukukunu koruyarak hizmetlerimize devam edeceğiz. Bunun dışında hareket edenlere Allah akıl versin."
"İKİ SEÇİM ARASI BİR İŞLEM YAPILMIŞ, İZİN ALINMIŞ BİR YAPI"
İBB Başkanı İmamoğlu, Süleymaniye Camii'nin siluetini bozan İlim Yayma Vakfı'nın yurduyla ilgili bir soru üzerine de şöyle konuştu:
"Arkadaşlarıma bu konuda süreci analiz etmeleri, gerekiyorsa hukuki işlem yapmalarını talimatını verdim. Analiz ediyorlar belgelere bakılıyorlar. İki seçim arası bir işlem yapılmış, izin alınmış bir yapı. Fatih Belediyesi'nin savunması var, yapının kendi konturuna göre, tadil edildiğine dair. Ama tabii bir yandan kurul izni var orada. Kurul bu konularda çok katı davranır, özellikle siluete, özellikle böyle bir eserin önünde olması sebebiyle gerekiyorsa ki oradaki kontur dedikleri yapı da çok eski bir yapı değil. Yapılacaksa bile bazı eksiltmeler yapılarak yapılabilirdi. Şimdi arkadaşlarım bu yönüyle analiz ediyorlar, boşlukta bırakmayacağız. Mutlaka müdahale edilmesi gerekiyorsa, hangi hak-hukuk içerisindeyse bu konuda girişimlerimizi yapacağız. 'Vakıfla da irtibat kurun' dedim arkadaşlara. Bu konuda süreci yürüten vakıftan bahsediyorum. Eğer düzeltme imkanları var ise 'Tekrar bir proje düzenlesinler ve getirsinler talebinde bulunun' dedim, bu yönde çalışmalarımız, sorgularımız devam edecek. İstanbul'da ne yazık ki bu tarz usulsüzlükler olabiliyor. Biraz gecikerek süreci görebildiğimizden ötürü de açıkçası uyarıyı yapan vatandaşımıza teşekkür edeyim. Bir ihmal olmuş ama dediğim gibi tümden şu an yetki alanımızdan da bahsetmiyoruz. Elimizden gelen çabayı da göstereceğiz."
"O LİYAKATSİZ ŞAHSİYET BAKAN YARDIMCILIĞI YAPSIN, AHLAKSIZLIĞA ADIM ATMASIN"
Ekrem İmamoğlu'na kar fırtınasının yaşandığı gün İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğe ilişkin MOBESE görüntülerinin servis edilmesiyle ilgili eleştirilerine, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın “Liyakatsizliklerini, beceriksizliklerini, deyim yerindeyse ‘Cambaza bak’ diyerek 48 saat boyunca uyumadan vatandaşın yanında olmuş, çalışmış polisimize, jandarmamıza iftira atmaya kalkmasın” sözleriyle verdiği yanıt da soruldu.
“Hangi liyakatsiz söylüyor bunu" diye söze başlayan İmamoğlu, şunları dile getirdi:
"İşte bu tür liyakatsizlere ben diyorum ki bakın ben burada dua ettim, Allah'a kulluk etmek için. O liyakatsiz şahsiyet Bakan Yardımcılığını yapsın, ahlaksızlığa doğru adımlar atmasın. Bakan Yardımcısı bu da bize hakaret ediyor. Bakan Yardımcılığı yaparsa liyakatli olduğunu ispat eder. Ama burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne hem laf yetiştiriyor hem de hadsiz bir biçimde askerimize, polisimize laf etmekten bahsediyor. Kim askere polise laf etmiş, hangimiz 'Cambaza bak diyormuş', kendi sözlerine dikkat etsin.
"MUHATABIM DEĞİL, ONUN BAKANI DA MUHATABIM DEĞİL"
Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil. Ben gerekli muhatabı olunan bütün yargı mensuplarına çağrımı yaptım. Anlaşılıyor ki bakanlık bu işin sorumlusu. Ben valimize buradan çağrı yaptım, emniyet müdürüne o masanın başında bulunan memura, üç dört kişiye buradan çağrı yapmıştım. Bakan yardımcısı muhatap olduğuna göre demek ki bu işin sorumlusu bakanlık. Sayın Bakan derhal bu densizle ilgili işleme bu hadsiz ve liyakatsiz bakan yardımcısıyla ilgili işleme başlasın ve bizim sorularımıza cevap versin.
"ZAVALLILIKLARINA DEVAM ETSİNLER"
MOBESE işi basit bir iş değildir. MOBESE işi basit bir iş değildir. Cevap gelmedi henüz, işte diyorum ya ben Allah'a kulluk ediyorum. Henüz kime kulluk eden var ise henüz oradan herhalde bir onay almadılar ki cevap veremiyorlar. Ancak böyle kahramanlık peşinde koşanlar zavallı cevaplar vermekle meşguller zavallılıklarına devam etsinler. Eee MOBESE işi ciddi bir iştir. MOBESE işinin kimin başına geleceği belli olmaz. Herhangi bir vatandaşın, herhangi bir kişinin, yetkilinin, görevlinin başına gelebilir. Bu önemli bir meseledir işine baksın işini yapsın."
Ekrem İmamoğlu İBB'den usulsüz biçimde yurt dışı burs alanlarla ilgili iddiasının sorulması üzerine de şöyle konuştu:
"Şimdi bakınız biz soruşturmamızı yaparız. Bu yeni bir mesele değil biliyorsunuz daha önce de gündeme getirildi. Bununla ilgili başlattığımız soruşturma gereği şimdi de bunun geri tahsilatıyla ilgili işlem başlattı arkadaşlarımız. Biz burs vermeyi şöyle anlarız, burs ilana çıkar. Bunu hak ettiğini düşünen insanlar buna başvurur ve o başvurudan da insanlar seçilir ve o insanlar da bu burstan faydalanır. Örnek mi? 53 bin insan burs aldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden. Bir kişi bile, tek bir insan bile insanların önünde diyebilse ki hani benim ismimi Ekrem İmamoğlu verdi veya benim ismimi işte Doğan Subaşı verdi veya bir başkası o zaman biz de aynı haksızlığı yapmış oluruz. 53 bin insan, başvuru yaptılar hak ettiler ve aldılar.
"BUNU YARGI, HUKUK SORGULAYACAKTIR. KAMU VİCDANI SORGULAYACAKTIR AZ PARALAR DEĞİL"
Geçmişe dair ben şuna bakarım. O gün de söyledim. O burs alan vatandaşlarımız ya da hangi görevdeyseler bakan, milletvekili o dönemde o burs ilanı verilmiş midir? Burs ilanı verildiğinde belki sizlerin yaşıtları da olabilir hanımefendiler ya da beyefendiler. Siz bundan haberdar oldunuz mu? Böyle bir bursa başvurdunuz mu? O kişiler nasıl tercih edildi? Bu kadar yüklü miktarda burs verilmesinin altılığı nedir? Bunu yargı, hukuk sorgulayacaktır. Kamu vicdanı sorgulayacaktır. Az paralar değil. 100 yüz bin dolarlar, 150 bin dolarlar, 130 bin dolarlar gibi rakamlar bunlar az rakamlar değildir. Bunların kamuda da usulü vardır. Biz usule uygun verilmediğini düşünüyoruz. Bununla ilgili hukuksal işlem yürütüyoruz. Bu hukuksal işlemimiz başka hangi husus varsa da devam edecek. Yani biz yutkunacak değiliz teftiş devam edenler var, teftişimizin engellendiği dosyalar var. Yeni teftişlerimizle ulaşabildiğimiz hangi husus varsa onlarla ilgili başlatacağımız yeni dosyalarımız var. Nasıl ki biz teftiş ediliyoruz? Geçmişe dair teftiş yönünde ihmal edilmiş bir dönem varsa o dönemi de biz teftiş ediyoruz şu anda. Bizi de teftiş ediyorlar. Bir konuyla ilgili geliyor bir teftiş memuru bakıyorsun. O konunun dışında on tane daha konuyu teftiş etmek istiyor. Biz de hay hay diyoruz buyurun edin yani. Kurumumuz zaten kamu kurumu. Şeffaflık bizim olmazsa olmazımız olmalı zaten. Bu yönüyle hareket ediyoruz. Geçmişe dair de teftişlerimiz devam edecek."
İBB Başkanı, "Burs konusunda kamuoyunun yakından tanıdığı başka yeni isimler var mı" sorusuna da "Bakınız ben hani kamuoyu ne kadar yakından ne kadar uzaktan tanır onu bilemem. Amacımız birilerinin deşifre olması da değil. Hangi husus var ise biz zaten bunu açıklıyoruz. Diğerinin takdiri kamuoyuna kalmış" karşılığını verdi.