Marmara Denizi kıyılarını kaplayan, halk arasında 'deniz salyası' olarak da bilinen 'müsilaj' İstanbul'un Asya Yakası'nda bazı bölgelerde görülmeye devam ediyor. Rüzgarın etkisiyle kıyılarda ya da açıkta yoğunlaşabilen müsilaj, doğaya zarar verdiği kadar çevre sakinlerini de rahatsız ediyor.
Müsilaj (deniz salyası) Marmara Denizi gibi kapalı denizlerde zaman zaman ortaya çıkan bir salgı. Bilim insanları, deniz salgısının birkaç farklı sebebi olduğunu belirtse de baskın nedenin atıklar olduğuna dikkat çekiyor.
DENİZ SALYASI (MÜSİLAJ) NEDİR?
Müsilaj, biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşuyor. Fitoplankton adı verilen bitkisel canlıların aşırı çoğalması, deniz sıcaklığının yükselmesi ve buna bağlı olarak bakteriyel aktivitelerin artmasıyla oluşan sümüksü yapışkan bir maddedir.
Deniz salyasının oluşabilmesi için suyun çok sıcak ve durgun olması gerekiyor. Bu nedenle mevsimsel düzensizlikler de müsilaj oluşumunda etkili oluyor. Küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliğine bağlı olarak ülkemizde yaşanan mevsim değişikliklerinin, deniz salyasının bu yıl daha etkili olmasına neden olduğu belirtiliyor.
MÜSİLAJ (DENİZ SALYASI) NASIL TEMİZLENİR?
Trakya Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Murat Sevgi, Marmara Denizi'nde müsilaj sorununa çözüm önerisi olarak şunları söyledi:
1) Atık arıtma tesisleri fabrikalardan borularla gelen sıvı atıkları arıtmadan sisteme vermeyecek.
2) Kıyı yerleşimlerinde doğrudan denize verilen kanalizasyonlar, kolektörlerle atık arıtma tesislerine ulaştırılacak.
3) Kıyı şeridinde yerleşik sanayi işletmelerinin müstakil atık arıtma tesislerini ve OSB'lerde kurulu toplu atık arıtma tesislerini çalıştırması zorunlu tutulacak. Çalıştırıldığı denetlenecek.
4) Büyükşehirlerin arıtmadan kıyı şeridinde kolektörlerle topladığı ve deniz akıntılarını kullanarak şehirlerden uzaklaştırdığını zannettiği atıklarla ilgili projeler tekrar ele alınacak ve atık arıtma tesisine yönlendirilmeyen hiçbir atık denize verilmeyecek.
5) Marmara (ve diğer denizlerin) havzası içerisinde bulunan ve Marmara'ya (ve diğer denizlere) dökülen akarsular üzerindeki yerleşimlerin ve sanayi tesislerinin atık deşarjlarını izleyen 'Akarsu Atık İzleme Sistemi' oluşturulacak.
6) Sanayi tesislerinin üretim kapasiteleri ve atık kapasiteleri arasındaki istatistiksel hareketi izleyen sistem 'atık kontrol' devreye sokulacak.
7) Atık arıtma tesislerinin işletme bilgileri gerçek zamanlı ve güncel olarak halkla paylaşılacak.
DENİZ SALYASI (MÜSİLAJ) NASIL OLUŞUR?
İtalya'da 2009 yılında Marche Politeknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Robert Danovaro ve Antonio Pusceddu ve Trieste Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi'nden Serena Fonda Umani yayınladığı akademik makalede, son 200 yılda Adriyatik Denizi'nde sıkça görülen deniz müsilajının zaman içinde Tiren, Ege ve Marmara denizlerinde de görülmeye başlandığı ifade edildi. 1980-2010 yılları arasında müsilaj salgınlarının sayısının katlanarak arttığı, yaşam süresinin ise 2 ile 3 ay olduğu belirtildi.
Makalede uzmanlar deniz müsilajını, deniz yüzeyinin ısınması ve bu kapsamda deniz karının (marine snow) oluşmasıyla ilişkilendiriyor. Okyanus diplerinde oluşan, ölü hayvanların, deniz bitkilerinin kalıntılarını içeren kara benzeyen bir madde olduğu ama içinde kum gibi inorganik maddeleri de barındırdığı belirtilen deniz karı, deniz müsilajına dönüşüyor.
Makalede, bu deniz fenomeninin ortaya çıkma sıklığının son 30 yılda arttığına dikkat çekilerek, "Dünya çapında, Akdeniz havzasındaki son derece verimli ve sığ Adriyatik Denizi (ve özellikle kuzey kısmı), büyük deniz müsilajlarından ciddi şekilde etkilenen alandır.
Müsilaj ilk kez 1729'da burada rapor edildi ve başlangıçta balık ağlarının tıkanmasına neden olduğu için 'kirli deniz fenomeni' olarak tanımlandı. O zamandan beri, müsilaj varlığı farklı zamanlarda rapor edilmişti, ancak son 30 yılda bu fenomenin sıklığı önemli ölçüde artmıştır. Yüzeyde veya su sütununda yüzen deniz müsilajları uzun bir yaşam süresi (2-3 aya kadar) gösterebilir.
Deniz dibine yerleştikten sonra ise agregalar tortuları kaplar ve bazı durumlarda kilometreler boyunca uzayarak organizmaların oksijensiz kalmasına neden olabilir. Bunun sonucunda bentik organizmaların (en dipteki) boğulması, turizm ve balıkçılığa ciddi ekonomik zararlar verir" ifadelerine yer verildi.