Geçtiğimiz günlerde bir cami imamının verdiği hutbe gündeme geldi. İmamın silahlanma çağrısı yaptığı görüntüler büyük tepki topladı. Diyanet İşleri Başkanlığı, olayla ilgili soruşturma başlattığını. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, yaşananlara tepki gösterdi. Davutoğlu, sosyal medya hesabından bir video yayımlayarak birlik çağrısında bulundu.
'PEKİ BİZ BURAYA NASIL GELDİK?'
Bu noktaya gelinmesine seçim sürecinde yaşananlar olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Seçim kampanyasında Cumhur İttifakı’nın ortaklarından biri olan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, muhalefeti kast ederek ‘küffar’ yani kafirler diyerek seslenme cüretinde bulunmuşsa ve başta Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli olmak üzere iktidar sahipleri bu büyük güç karşısında sessiz kalmışsa işte sebep burada değerli vatandaşlar" dedi.
Davutoğlu, din adamlarına da çağrıda bulunarak "Din adamlarımıza sesleniyorum. Bu vahim yaklaşım, İslam’ın özüne aykırı olan bu tutum, bu dil karşısında önce siz sesinizi yükseltin" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun yayımladığı paylaşımdan satır başları:
"Değerli vatandaşlarım. Bugün sizlere büyük bir üzüntü ve kaygı ile sesleniyorum. İktidar sahiplerinin bölücü ve kutuplaştırıcı dili maalesef camilerimize de yansıdı. Bugün İstanbul Sultangazi Cebeci Cami’nde yaşanlar toplumsal barış açısından son derece vahim. Bir din adamının kardeşi kardeşe, vatandaşı vatandaşa karşı silahlanma çağrısında bulunması; 28 Mayıs’ı büyük bir toplumsal çatışmanın yansayacağı gün olarak ifade etmesi; her şeyden önce barış anlamına gelen İslam dinimizin, yüze dinimizin temel değerlerine de aykırıdır, yasalar açısından büyük bir suçtur.
YARGI ÖNÜNDE HESAP VERMELİ
Kardeşi kardeşe düşman kılan, halkımızı dinimizden camimizden soğutan kim olursa olsun, görevden alınmalı ve yargı önünde hesap vermelidir. Peki biz buraya nasıl geldik? Nasıl oldu da manevi huzur içinde omuz omuza namaz kıldığımız camilerimizde böylesi görüntüler yaşanmaya başladı? Eğer seçim kampanyasında Cumhur İttifakı’nın ortaklarından biri olan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, muhalefeti kast ederek ‘küffar’ yani kafirler diyerek seslenme cüretinde bulunmuşsa ve başta Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli olmak üzere iktidar sahipleri bu büyük güç karşısında sessiz kalmışsa işte sebep burada değerli vatandaşlar. Eğer camilerimiz bir siyasi miting alanı haline dönüştürülmüşse işte sebep burada.
DİN ADAMLARIMIZA SESLENİYORUM
Din adamlarımıza sesleniyorum. Bu vahim yaklaşım, İslam’ın özüne aykırı olan bu tutum, bu dil karşısında önce siz sesinizi yükseltin. Biz toplumu birleştirmek için çağrıda bulunuruz diyin. Camilerimiz ortak mekanlarımız diyin. Diyanet İşleri Başkanlığı’na sesleniyorum; açık ve net bir tavır alın. Camilerimiz kimsenin şahsi mülkü ya da siyasi faaliyet alanı değildir ve olmayacaktır. Ve iktidar sahiplerine sesleniyorum. Yapmayın etmeyin. Toplumu bölmeyin. Camilerimizin saflarını birbirinden ayırmayın. Bölücü dili, kutuplaştırıcı dili terk edin. Siyasi iktidarınız için camilerimizi, dinimizi, milli ve manevi değerlerimizi kullanmaktan artık vazgeçin. Ateşle oynamayın.
OMUZ OMUZA VERİN
Ve manevi huzur için camilere giden bütün inanan kardeşlerime, mümin kardeşlerime sesleniyorum; camilerimize huzur içinde gidiniz. Hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, hangi yaklaşımı benimserseniz benimseyin omuz omuza verin. Saflarımızı her zaman olduğu gibi diri tutalım. Omuz omuza veren gönülleri birbirinden koparmayalım. Bütün vatandaşlarımı, iktidar sahiplerini ve bütün ilgilileri basiretle davranmaya çağırıyorum ve hepinizi tam bir toplumsal barış içinde gerçekleştireceğimiz seçimler için hayırlı olmasını temenni ediyorum. 28 Mayıs milli iradenin tecelli edeceği bir gün olacaktır. 29 Mayıs’ta iktidara kim gelirse gelsin. Camilerimiz yüzlerce yıl olduğu gibi bundan sonra asırlarca da kardeşliğin birliğin sembolü olacak ve bizi birbirimizden kimse ayıramayacak. Hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Allaha emanet olunuz."