Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin 6 aydır üzerinde çalıştığı “Uyuşturucu ile Mücadele Eylem Planı”nı açıkladı. Gelecek Partisi İçişleri Politikaları Başkanı İzzettin Küçük de, uyuşturucuyla mücadele için yeni yapılar, yeni organizasyonlar kuracaklarını belirtti.
Küçük, ''Her ilde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı uyuşturucuyu önleyici sağlık merkezleri kuracağız. Özendirici medya ve sosyal medya içerikleri ile etkin mücadele yapılacak. Her aile sağlık merkezinde psikolog, sosyal hizmet uzmanı görevlendirilecek.'' dedi.
'5 AŞAMADA BİR SÜZGEÇ STRATEJİSİ UYGULAYACAĞIZ'
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
''Uyuşturucu meselesi ülkemiz adına milli beka sorunudur. Eğer bir ülkede 'pudra şekeri' diye uyuşturucu tüketiliyorsa tuz baştan kokmuş demektir. Bu ülke adına utanç duyduğum bir olayı anlatmak istiyorum: Rahmetli Özal ilk defa Cumhurbaşkanları kullansın diye bir uçak almıştı. Üzerinde ay yıldız olan Türkiye'yi temsil eden bir uçak, ben de kullandım bu uçağı.
Bu uçak bir şirkete 1,5 milyon dolara satılmış ve bu uçağa geçen sene Brezilya'da içinde kokain yakalanarak el konuluyor. Bir devletin haysiyeti olan, müze olması gereken bir uçak, üzerinde ay yıldız olan uçak kokainle yakalandı. Eğer bu uçak bu şekilde yakalandıktan sonra İçişleri bakanı o koltukta oturuyorsa ve cumhurbaşkanı sesini kesmişse kimse milli haysiyetten bahsedemez. Şimdi nerede bu uçak ne oldu o dava biliyor muyuz? Basını kontrol ederseniz, yayın yasağı getirirseniz bir süre bu olayı göz ardı edebilirsiniz ama bu millet bunu unutmaz.
'UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE MERKEZİ KURACAĞIZ'
Temel stratejimiz: Birincisi koruyucu tedbirler, ikicisi önleyici tedbirler ve üçüncüsü rehabilite edici tedbirler. Eğer bir ülkede ilkokula kadar inmişse uyuşturucu meselesi şimdi harekete geçme zamanı. Uyuşturucu, tam saha markajı olmadan engellenemez. Mademki uyuşturucu tacirleri alan kontrolünü ele geçirmişlerse tek tek tüm sokakları kendi kontrolümüz altına alacağız. Önleyici tedbirler bağlamında Türkiye eskiden transit ülke konumunda görülüyordu. Artık transit değil hedef ülke olarak görülüyor. 5 aşamada bir süzgeç stratejisi uygulayacağız.
Birincisi uyuşturucuyu tim göndererek kaynağında önlemek. Çok özel bir teşkilat kuracağız uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili. Uyuşturucu bir nevi pandemiye benzer başladı mı hızlı yayılıyor. bir yönüyle de teröre benziyor. Kendi finansmanı vardır ve yıkıcıdır. O süzgeçten geçti mi rotasında engelleyeceğiz. Gerekirse Akdeniz'de gerekirse Atlantik'in ortasında fiili müdahale edeceğiz.
Limanlar, karayolu geçişleri o süzgeçe takılacak. TC limanları, TC havaalanları, karayolları geçişleri uyuşturucu trafiği yerleri olmaktan çıkacak. Bunlar doğru değil dediler peki Kıbrıs'ta bu iddiaların odağındaki isimi kim, neden öldürdü?
Limanlardan sonra Türkiye içindeki tüm uyuşturucu dağıtım kanalları yerle bir edilecek. Bunun için özel kurumsal bir birim kuracağız: UYUM. Uyuşturucu ile mücadeleyi tek bir merkezden yöneteceğiz. Ve tüm bakanlıklar bu merkezin bir parçası olacak. Uyuşturucu ile mücadele merkezi kuracağız. Eğer oradan geçerse o masum kullanıcı pozisyonunda olan o ağlar tümüyle tasfiye edilecek.
'ÖNLEYİCİ TEDBİRLERLE SÜZGEÇ STRATEJİSİYLE BU BATAKLIKLARI KURUTACAĞIZ'
Öyle engeller koyacağız ki, torbacılar kullanıcılara bu zehirleri taşıyamayacak. Tutuklu hükümlülerinin 110 bini torbacılardan oluşuyor. Torbacılar, bu ülkenin kanını emen kaynaklarını tüketen bir zümre olarak rahatça dolaşabiliyorlar. Önleyici tedbirlerle süzgeç stratejisiyle bu bataklıkları kurutacağız. SBK'yı kimler yurt dışına kaçırdıysa bir gün ortaya çıkacak. Yolsuzluk çarklarının en önemli dişlilerinden birisi uyuşturucu meselesidir.
Türkiye'de 2016'da yolsuzlukla mücadele isteyen bir kadro tasfiye edildi. Sadece kendimden bahsetmiyorum İçişleri bakanlığı da tasfiye edildi. Baronlar, karanlık isimler devreye sokuldu. Bu ülede iki önemli kurum var Varlık fonu ve Varlık barışı. Varlık fonuna alınan devletin bütün kurumları zarara girdi. Varlık fonu üzerinden kirli paralarla kur dengesi korunmaya çalışılarak kirli bir kaynak devlete sokuldu.
'BİZ BU GENÇLERE GELECEK BU ÜLKEYE İTİBAR KAZANDIRACAĞIZ'
Gençlerimiz için cehennem, baronlar için cennet olan bir ülke Varlık Barışını sürdüremez. Kimdir SBK, hangi paralar girdi ülkeye, kimleri ağırladı otelinde? Devlete sahip çıkacaksanız önce uyuşturucu baronlarının yakasına yapışın. Düşünce yasak ama uyuşturucu baronlarının dolaşması serbest.
Türkiye, uluslararası alanda gri listeye alındı. Yani diyor ki Türkiye'ye 'ben senin para akışlarının temiz olduğuna inanmıyorum'. Biz bu gençlere gelecek bu ülkeye itibar kazandıracağız. Gayri meşru hiçbir alt yapının çalışmadığı bir devlet oluşturacağız.
İktidarı beklemeyeceğiz iktidar bize gelecek ve bu projeyi uygulayacağız ve göreceksiniz bu istatistikler nasıl düşecek. Gençlerimizi zehirlemek isteyenlerin kollarını keseceğiz.
Süleyman Soylu, torbacıların bacaklarını kıracağına önce sınır kapılarını kontrol etsin. Bunların güvenlik anlayışları bu, 12 Eylül mantığıdır bu. Sana bir ülke emanet edilmişse önce sınırları, kapıları koru. Onlar devleti bir sopa olarak görüyorlar.
'BARONLARIN ARKASINDA SİYASİ BİR GÜÇ OLMADAN VAROLMAZ'
Selçuk Özdağ'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Arkadaşlarımın çoğunluğu Türkiye'de mafya baron babaları oldular. Ama ben onlara benzememeye çalıştım. Gençlik yıllarımda hapishanelere düştüm, içeride onlara benzer kişilerle kaldım. Bu uyuşturucular hapishanelere de giriyordu. Uyuşturucu insan kaynaklarımızı kurutuyor, Türkiye zengin bir ülke değil zenginleşmeye çalışan bir ülke.
Süleyman Soylu'ya göre haftada 20 bin torbacı yakalanıyor. Mafyanın, baronların arkasında bir siyasi güç olmadan bunu yapamayacağını biliyoruz. Türkiye bugün pazardır ve 5 milyon kişi uyuşturucu kullanmaktadır. Devlet, Sedat Peker'in Venezuela iddialarının ardından gereğini yapması gerekiyordu ancak iktidar ne yaptı; savcıların elinden resen soruşturma hakkını aldı.
İzzettin Küçük'ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye, uyuşturucuda özellikle 2016-2017 yıllarından itibaren artık güzergah ülkesi değil hedef ülkesi oldu. Uyuşturucu Yunanca'da uyma anlamına geliyor. Keyif verici, iyileştirici özelliği olan bir madde olarak adlandırıyor, 3500 yıllık geçmişi var.
Türkiye'de en çok kullanılan ve ölümlerin yüzde 50'sini oluşturan uyuşturucu Metamfetamin. Çünkü çok ucuz, sert bir şekilde bağımlılık yapıyor ve doz aşımında öldürüyor. Türkiye'ye Belçika, Hollanda ve Kolombiya'dan geliyor. Uluslararası raporlara göre 2016'da kötü olaylarda kötü işlerde şahlanmış. Dünya'yı görmeden Türkiye'yi anlatmak mümkün değil.
Metamfetamin yakalama miktarı 2021'de 5 bin kg iken, 2022'de 8 bin kg çıkmış durumda. Madde kullanımının yaygın olduğu illere göre dağılımı ise; İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Karadeniz'de Samsun Diyarbakır, Gaziantep...
Uyuşturucu ile mücadele kapsamında iktidara geldiğimizde, birimlerin yapısını değiştireceğiz. Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nü Daire Başkanlığı'na yükselteceğiz. Bölge ofisleri ve irtibat büroları olacak. Amerikan ve İngiliz sistemi genellikle böyle, Türkiye'de bu sistem yok. Yola çıkmış uyuşturucu, rota ülkeleriyle bilgi paylaşımı arttırılarak rotasında yakalanacak.
Uyuşturucu ile mücadelede başarısızlığın en önemli nedeni hepsi parça parça. Bu uyuşturucu öyle bir şey ki sonuna kadar götürmediğinizde yeniden geri geliyor. Rehabilitasyon merkezine hemen gitmesi gerekiyor. Rehabilitasyondan sonra sosyal ortam oluşturmanız lazım. Entegre bir çalışa lazım. Bu işten sorumlu 10 kurum var. Uyuşturucuya yakalanmış kişi ile tek bir müessese bakmalı.
Her ilde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı uyuşturucuyu önleyici sağlık merkezleri kuracağız. Özendirici medya ve sosyal medya içerikleri ile etkin mücadele yapılacak. Her aile sağlık merkezinde psikolog, sosyal hizmet uzmanı görevlendirilecek.