2 Ekim 2018'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesine ilişkin 26 sanıklı davada yeni bir gelişme yaşandı.
Kaşıkçı hakkında yürütülen davada savcı akılalmaz bir karara imza atarak yargılamanın durmasını ve dosyanın Suudi Arabistan’a devredilmesini de talep etti.
Mahkeme, Suudi Arabistan’a devri konusunda Adalet Bakanlığı'na görüş sorulmasına hükmetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda Suudi Arabistan ile Türkiye arasında yaşanan gerginliğin ardından, Suudi Arabistan'ın bölgedeki müttefikleriyle yaşanan gerilimi azaltmak için adımlar attığı bir dönemde, Şubat ayında Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini açıklamıştı.
Davadaki bu yeni gelişmenin tarafların yakınlaştığı bir dönemde gelmesi ise dikkati çekti.
Olayın ardında, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın olduğu yönünde çeşitli istihbarat ve Birleşmiş Milletler raporları var.
Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA, cinayet emrinin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman tarafından verildiği sonucuna ulaşmıştı.
Cemal Kaşıkçı'nın Riyad'dan gelen 15 kişilik bir ekip tarafından başkonsoloslukta öldürüldüğüne ve hâlâ bulunamayan cesedinin parçalanarak ortadan kaldırıldığına inanılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Veliaht Prens bin Salman'ın adını telaffuz etmemesine rağmen, o dönemde üst düzey Suudi yetkilileri suçlamıştı.
'KATİLLERİNİ HERKES BİLİYOR'
Savcının talebinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, "Kaşıkçı'nın katillerini herkes biliyor henüz kimse bu konuda bir şey yapmıyor" dedi. Cengiz'in avukatı, mahkemenin duruşmaları durdurma kararı vermesi halinde davayı temyize götüreceklerini söyledi.
NE OLMUŞTU?
Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 117 sayfalık iddianamede, Kaşıkçı'nın öldürülmesi eylemini gerçekleştirmek üzere görevlendirme yapıp diğer sanıklara gerekli talimatları veren sanıklardan Ahmet bin Muhammed el-Asiri ve Suud el- Kahtani'nin "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Sanıkların en başından itibaren maktul Kaşıkçı'yı, Suudi Arabistan'a götürmek, kabul etmediği takdirde öldürmek üzere fikir birliği ve ortak suç işleme kararıyla hareket ettikleri, eylemi tüm ayrıntılarıyla planlayıp iş bölümünü gerçekleştirdikleri kaydedilen iddianamede, suça doğrudan katılan sanıkların ortak hakimiyet alanına aldıkları Kaşıkçı'yı boğarak öldürdükleri ifade ediliyor.
İddianamede, sanıklardan Mansur Osman Abu Hüseyin, Maher Abdulaziz M. Mutreb, Salah Muhammed A. Tubaigy, Mustafa Muhammed M. Al-Madani, Saif Saad Q. el-Kahtani, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafi M. Alotaibi, Turki Musharraf M. Alshehri, Fahad Shabib A. Albalawi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Muhammed Saad H. Alzahrani, Naif Hasan S. Alarifi, Abdulaziz Muhammed M. Alhawsawi, Halid Aedh G. Alotaibi, Meshal Saad M. Albostani, Muflih Shaya M. Almuslih, Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Saad Muid Alqarni'nin, "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Soruşturmasını sürdüren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistanlı firari 6 şüpheli hakkında ikinci bir iddianame hazırlanmıştı.
Bu iddianamede de, olayla ilgili Türkiye'ye gelen şüpheliler Ahmed Abdulaziz M. Aljanobi, Halid Yahya M. Alzahrani, Muhammed İbrahim A. Alzaid ve Obaid Ghazi A. Alasaadi'nin konsolosluk binasında, konutunda ve araçlarda cinayetten sonra delilleri yok ettikleri belirtilmiş, bu nedenle Kaşıkçı'nın cesedi veya cesede ait herhangi bir iz ve emare bulunamadığı kaydedilmişti.
Şüphelilerden 2'sinin ağırlaştırılmış müebbet, 4'ünün 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen bu iddianame de mahkemece kabul edilerek ana davayla birleştirilmişti.
Her iki iddianamenin birleşmesiyle davadaki sanık sayısı 26 olmuştu.