Türkiye'nin turizm cenneti Marmaris'te 29 Temmuz'da çıkan orman yangınları komşu ülkelerin de desteğiyle günler sonra kontrol altına alındı. Soğutma çalışmalarının ardından ortaya çıkan manzara korkunç tabloyu gözler önüne serdi.
Marmaris’te çıkan yangın, 800 hektardan daha büyük bir ormanlık alanda etkili oldu. Yangın, çam balı ormanlarını da yok etti. Geçimini çam balı ile sağlayan Osmaniye, Bayır, Çiftlik, Taşlıca ve Söğüt köylerinde büyük tahribata yol açan yangın, arı üreticilerini önemli ölçüde etkiledi.
Bölgede, 700’e yakın kayıtlı arıcı ve yaklaşık 165 bin kovanla yılda ortalama 3 bin ton çam balı üretiliyordu. Marmaris çam balı, Marmaris Ticaret Odası’nın girişimleri ile 6 Kasım 2019 tarihinde coğrafi işaret almıştı.
“BALIMIZI ALEVLERE KURBAN ETTİK”
Marmaris Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Mehmet Ayyıldız, dünyanın en büyük çam balı üretim merkezlerinden olan Marmaris’in yangın nedeniyle büyük darbe aldığını söyledi. Ayyıldız, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çam ağaçlarıyla, yeşillikleriyle, çam balıyla ünlü güzel Marmaris’imizde yaklaşık 8 gündür devam etmekte olan, farklı noktalarda çıkan yangınlar sonucunda maalesef ama maalesef çağ ağaçlarımız, doğamız ve yeşilliklerimiz yandı, bitti ve kül oldu. Çam balı, güzel Marmaris’imizin marka değeriydi. Bizler marka değerimizi dünyaya daha fazla duyurmak isterken, maalesef ama maalesef yangına kurban verdik. Marmaris yaşayanları olarak Marmaris çam balının marka değerinin düşmesinden çok ama çok üzüntü duymaktayız.”
“ÇAM BALI ÜRETİMİ BİTTİ”
Osmaniye köyünün bal ormanlarının tamamen yandığını ve bal üretim yeri kalmadığını belirten Osmaniye Mahallesi Tarımsal Kooperatifi Başkanı Hasan Hüseyin Aydın ise şöyle konuştu:
“Bu köyün yüzde 98’i çam balı üreticiliği yapıyor. Ağustos ayında buraya geliyor, çam balı ağustos ayından sonra çıkmaya başlar. O zaman üretilirdi. Eğer şu yangın 20 gün sonra olsaydı, buradaki arı kaybı, kovan kaybı yüz binlerle ifade edilirdi. İşte Turgut köyü, Osmaniye, Bayır köyü buralarda sanırım iki üç bin civarında arı yandı. Ama 20 gün sonra olsaydı, yüz binlerle ifade edilirdi bu. Tamam benim arım İç Anadolu’da, yanmadı. Ama nereye gideceğim? Balı nerede üreteceğim? Devlet yetiştirmiş mi öyle bir orman? Korumuş mu? Şurada 6 saat, köylüye hiçbir şey vermeyen köylüyü koruma altına alınırken yılın 9 ayı bal veya çam koruma altına alınmış mı?
Dünya çam balı üretiminin yüzde 85’i bize ait, diye böbürleniyoruz. Koltuklarımızı kabartıyoruz. Peki o çamı korumayı bildiniz mi? Dünya çam balı üretiminin yüzde 85’i Türkiye’ye ait. Türkiye üretiminin yüzde 70’i Muğla’ya ait. Muğla üretiminde de bu köy çok önemli bir yere sahipti. Bu köy bal pınarıydı. Çam balının başkentiydi. Burası bitti. Hem de yüzde 100’ü bitti. Marmaris’in yüzde 60’ı biterken buranın yüzde 100’ bitti. Bayır köyünün yüzde 100’ü bitti. Biz ne yapacağız, nereye gideceğiz? Şu anda benim devletten beklentim; Bize burada havacıların olduğu bölge var. Aksaz’da askerin olduğu bölge var. Burada bize bir saha açmalarını istiyorum. Nereye gidecek bu arıcı? İlk sene oraya gitti. Sonra nereye gidecek? Bu bölgenin fabrikası yandı. 2007 yılında bu köyde manganez madeni ruhsatı vermişlerdi. Çok uğraşmıştık o madeni durdurmak için. Çok mücadele vermiştik. Artık rahatça gelip madeni çıkarttırabilirler. Söyleyeceklerim bu kadar.”