‘DÜNYA VAHŞETE DUR DESİN’ ÇIĞLIĞINA DUVAR OLDULAR
Doğu Türkistan’da asimilasyonu sürdüren Pekin, tepkileri de diplomatik tehditlerle savuşturuyor. Eşlerini, çocuklarını, annelerini kaybeden Uygurlar ise seslerini duyurabilmek için çabalıyor. Urumçi’de çıkan yangında onlarca Türkün hayatını kaybetmesi sonrası Uygurlar Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu’nda zulme dikkat çekmek istedi. Ailelerinden haber alamadıklarını belirten protestocuların basın açıklamasına polis izin vermedi.
‘POLİS KENDİNİ AYNI ZAMANDA YARGIÇ YERİNE KOYUYOR’
Polis amiri olduğu ileri sürülen bir kişinin “Sizi zorla süpüreceğiz. Gözaltına alıp sınır dışı edeceğiz’’ sözleriyle tehdit savurması ise dikkat çekti. Cep telefonu kamerasına yansıyan görüntülere tepki yağdı. DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu “Zorbalık içselleştirilmiş. Emniyet personeli kendisini aynı zamanda yargıç zannediyor” dedi. Tepkilerin ardından İçişleri Bakanlığı özür açıklaması yaptı, skandala ilişkin tahkikat başlatıldığı bildirildi.
Doğu Türkistan’da sistematik soykırım politikasından geri adım atmayan Çin, salgın bahanesiyle Uygurları evlerinde açlığa mahkum ediyor. Urumçi’de yaşananlara dikkat çekmek için Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu’nda toplanan Uygurlara polis izin vermedi. Cep telefonları kameralarına yansıyan görüntülerde polis amirinin Uygurları “Sizi zorla süpüreceğiz. Sınır dışı edeceğiz’’ diye tehdit etmesine tepki yağdı.
2017 yılından beri Doğu Türkistan’da asimilasyon ve soykırım politikası başlatan Çin, dünyanın tepkisizliğini de fırsata çevrirerek zulmüne devam ediyor. Kurduğu onlarca toplama kampında Uygur Türkü Müslümanlara işkence yapan, cinauey işleyen ve asimilasyon uygulayan Çin, kaçannları da devasa diplomatik ve ekonomik gücünü kullanarak dünyanın her yerinde baskı altında tutmaya çalışıyor. Bu çabalarını en şiddetli şekilde BM çatısı altında gösteriyor. Bu nedenledir ki bu güne kadar BM çatısı altında Çin’e kaşı başta Müslüman ülkeleri olmak üzere kayda değer karşı bir ses çıkmadı. Pekin’in son zulüm yöntemi ise Kovid-19 salgınını bahane ederek Urumçi’de insanları evlerinde açlığa mahkum etmek oldu.
POLİS İZİN VERMEDİ
Ev hapishanelerinde dönüştürülen bir binada çıkan yangında onlarca Uygur hayatını kaybetti. Dünyanın pek çok başkentinde yaşayan Uygurlar yaşananları protesto etti. Gösterilerin sn mekanı ise İstanbul’du. Ancak burada Uygurların gördüğü muamele tepki çekti. İstanbul’da bulunan Çin Konsolosluğu önünde bir araya gelen Uygur Türkleri, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, Uygur Türkleri’ne karşı yaşanan zulümlere dikkat çekmek istedi. Çin’de yaşayan ailelerinden haber alamadıklarını belirten kitle, yaşanılan duruma protesto etmek için basın açıklaması yapmak istedi. Ellerindeki döviz ve pankartlar ile konsolosluk önünde bir araya gelen ve burada açıklama yapmak isteyen kitleye polis izin vermedi.
SİZİ BURADAN SÜPÜRECEĞİZ
Kitlenin dağılmasını isteyen polis, dağılmamaları halinde zor kullanacağını söyledi. Polis amiri olduğu belirtilen bir kişi ise, konsolosluk önünde toplanan Uygur Türklerini sınır dışı etmekle tehdit etmesi dikkat çekti. Polis amirinin ‘’Birazdan zorla süpüreceğiz sizi. Kalk lan kalk. Gözaltına alıp sınır dışı edeceğiz” demesi görüntülere yansıdı. Yaşananlara tepki gösteren bir Uygur’un “Annem ve kardeşlerim Çin’in yüzünden yanarak öldü. Sesimi bugün ve burada duyuramazsam, ben ne yapmam lazım, güzel abi... 7 yıldır göremediğim annemin yanmış cesedinin fotoğrafını gördüm abi...” paylaşımı ise yürek burktu.
GEÇ GELSEK YUKARI ÇIKAMYORLAR
“Zalim Çin hesap ver” pankartı ve “Yangında 10 değil 44 insan öldü” dövizi taşıyan kitle bir süre çevik kuvvet kalkanları önünde oturma eylemi gerçekleştirdikten sonra basın açıklaması yaptı. Açıklamada Çin’deki Uygurların karantina koşullarında aç kaldıkları ve dünya ile iletişimlerinin kısıtlandığı söylendi. Bir Uygur “Sabahın köründe, kimse kalkmamışken Çin Konsolosluğu önüne geldik. Niye? Biraz geç gelirsek aşağıdan yukarı çıkamayacağımızı bildiğimiz için kimse gelmeden gelelim dedik. ‘Boş Konsolosluk önünde niye duruyorsunuz’ diyorsunuz. Eminim ki bu kameralar Pekin’de, Şangay’da, Çin İstihbarat Büroları, Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından izleniyor” diye konuştu. -
‘POLİS KENDİNİ YARGIÇ YERİNE KOYUYOR’
Polisin tavrı ise büyük tepki çekti. Sosyal medyadan yapılan paylaşımlarda “Bir memur tehdit savuracak cüreti nereden buluyor” denildi. DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu “Zorbalık içselleştirilmiş” dedi. Yeneroğlu polisin tavrını gösteren görüntüleri paylaşarak “Amiri gibi memuru da içselleştirmiş zorbalığı. Türkiye’nin polisi değil de Çin devletinin memuru gibi hareket eden bu emniyet personeli kendisini aynı zamanda yargıç zannediyor. Sınırdışı edecekmiş. Zorla süpürecekmiş. İnsan onuru bilinci olmayınca her türlü kötülük sıradan” ifadesini kullandı.