SİVİLLERE DÖNÜK VAHŞET İLK KEZ RESMİ OLARAK KAYIT ALTINDA
İsrail saldırılarında can kaybı 4 bini aşarken hastane, okul ve camilere bomba atılması vicdanları ayağa kaldırdı. Batılı hükümetler Netanyahu’ya tam destek verip, İslam dünyası cılız kınamalarla yetinirken BM, 471 kişinin öldüğü el-Ehli hastanesine saldırı sonrası rapor hazırladı. Vahşet ilk kez uluslararası bir kuruluşun kaydına girdi. BM raportörleri Gazze’de hastane ve okulları bombalamasını insanlığa karşı suç olarak nitelendirdi.
‘GAZZE’DE TARİF EDİLEMEZ DERECEDE BİR ZALİMLİK YAŞANIYOR’
El-Ehli hastanesine yapılan saldırıyla aynı gün, yerinden edilen 4 bin kişiyi barındıran okulun da vurulmasının ‘zulüm’ olduğu vurgulandı. ‘İnsani yardıma erişimin engellenmesi ve sivillerin yaşamsal ihtiyaçlardan mahrum bırakılması uluslararası insani hukukun ihlalidir. Tarif edilemez derecede zalimcedir’ denildi. İsrailli siyasilerin açıklamalarıyla birlikte Gazze’deki askeri harekatın Filistinlilere dönük soykırım riskini büyüttüğü belirtildi.
BU BIR SOYKIRIM
İslam dünyası iki haftadır Gazze’de süren vahşeti durdurmak için somut bir hamle yapamazken BM ‘soykırım’ uyarısını kayda geçirdi. BM raportörleri, İsrail’in Filistin’deki hastane ve okulları bombalamasını insanlığa karşı suç olarak nitelendirirken, Filistinlilere yönelik “soykırımın önlenmesi” çağrısında bulundu. İsrail’in cevabı ise ‘20 hastaneyi daha boşaltın’ oldu.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın 7 Ekim sabahı “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmasının ardından İsrail’in Gazze’deki masum sivillere ‘misilleme’ adı altında uyguladığı sınırsız vahşet sürüyor. İslam ülkelerinden Tel Aviv’i caydıracak bir siyasi hamle halen beklenirken, bugüne kadarki en net tepki Birleşmiş Milletler’den geldi. BM raportörleri, İsrail’in Filistin’deki hastane ve okulları bombalamasını insanlığa karşı suç olarak nitelendirirken Filistinlilere yönelik “soykırımın önlenmesi” çağrısında bulundu. İsrail’in Gazze saldırılarında ölenlerin sayısı dün itibariyle 1756’sı çocuk olmak üzere 4 bin 385’e yükseldi.
Vahşet ilk kez uluslararası bir kuruluşun kaydına girdi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Saldırının, İsrail’in, içerideki insanlar tahliye edilmediği takdirde hastaneye saldırının yakın olduğu yönünde yaptığı iki uyarının ardından geldiği bildiriliyor. El-Ehli Baptist Hastanesi’ne yapılan saldırı bir zulümdür. Aynı gün yaklaşık 4 bin yerinden edilmiş insanı barındıran el-Magazi Mülteci Kampı’nda bulunan bir BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) bağlı okulun yanı sıra yoğun nüfuslu iki mülteci kampına düzenlenen ölümcül saldırıdan da aynı derecede öfkeliyiz.”
İsrail’in bölgeye yönelik 16 yıllık ablukasını sıkılaştırması ve uzun süredir devam eden işgaliyle 2,2 milyon insanı temel gıda, yakıt, su, elektrik ve ilaçtan mahrum bırakmasıyla ilgili ciddi insani ve hukuki endişelerin dile getirildiği açıklamada, Gazze’de yaklaşık 50 bin hamile kadının doğum öncesi ve doğum sonrası bakıma ihtiyacı olduğu vurgulandı. Açıklamada, “İnsani yardıma erişimin hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi ve sivillerin hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan nesnelerden mahrum bırakılması da uluslararası insani hukukun ihlalidir. Uygulanması mümkün olmayan tahliye talepleri ve zorla nüfusun yerinden edilmesiyle Gazze’nin tamamen kuşatılması, uluslararası insani ve ceza hukukunun ihlalidir. Aynı zamanda tarif edilemez derecede zalimcedir.” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “İsrailli siyasi liderlerin ve müttefiklerinin Gazze’deki askeri harekat ve Batı Şeria’da artan tutuklama ile öldürmelerle birlikte yaptığı açıklamalar göz önüne alındığında Filistin halkına karşı soykırım riski bulunuyor. Bu tür suçların hiçbir gerekçesi veya istisnası yoktur.” ifadesi kullanıldı.
İSRAİL’İ YALANLAYAN ANALİZ
17 Ekim’de İsrail’in Gazze’nin El Ehli Hastanesi’ne yaptığı saldırı sonucunda 471 kişi hayatını kaybetmişti. Bombardımanın ardından İsrail, saldırıyı üstlenmezken, İngiltere’nin Londra Üniversitesi merkezli bağımsız araştırma kurumu Forensic Architecture, 17 Ekim’deki büyük saldırı ile ilgili ön analizinin sonuçlarını paylaştı. Filistin merkezli “Al-Haq” hak örgütü ile “earshot.ngo” isimli ses inceleme platformuyla birlikte gerçekleştirilen ön analizin, İsrail ordusunun ‘Filistin tarafından batıdan doğuya doğru ateşlenen bir roket olduğu iddiasına ciddi şüphe düşürdüğü’ kaydedildi. Forensic Architecture’ın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “3 boyutlu analiz, etki kraterinin güneybatı tarafında radyal parçalanma şekillerini ve kuzeydoğudan kratere doğru giden sığ bir kanalı gösteriyor. Bu tip şekiller, fırlatılan nesnenin kuzeydoğu kaynaklı hareketine işaret ediyor. Analizimizi inceleyen araştırmacı ve patlayıcı silah uzmanı Chris SG Cobb-Smith, parçalanma şekillerinin atılan cismin İsrail’in iddia ettiği gibi batıdan değil, Gazze çeperinin İsrail tarafından kontrol edilen yönden geldiğini gösteriyor olabileceği konusunda hemfikir.”
20 HASTANEYE ‘BOŞALT’ EMRİ
İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki 20 hastaneyi boşaltılması için uyardığı, bunlardan 6’sının boşaltıldığı ifade edildi. Hastanelerden 4’ünün bu uyarıyı reddederek boşaltmama kararı aldığı, geri kalanların ise boşaltma aşamasında olduğu aktarıldı. Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası kuruluşlar, İsrail’in iki haftadır uyguladığı bombardıman ve devam eden abluka nedeniyle Gazze Şeridi’nde yaşanan insani kriz korusunda uyarılarda bulunuyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, Gazze’de13 günde yaşanan can kaybının 2014’teki 50 gün çatışmalarından yüzde 84 daha fazla olduğunu bildirdi. Hastanelerdeki korkunç durum ise doktorların haykırışlarına yansıyor. Gazze Şifa Hastanesi’nde görev yapan Kadın Doğum Uzmanı Fadia Malhis “Yenidoğan bebekler için gerekli ilaçlar bitti. Temiz su yok. Elektrikler de gidince bu bebekler soğuktan ölecek” dedi.