MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Türkiye'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım münasebetiyle, Atatürk ve beraberindekilerin milli mücadelesine övgülerle konuşmasına başladı ve milliyetçilik vurgusu yaptı. Ardından Türkiye'nin bugününde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde, sağlam bir diplomasi ile ilerlendiğini ifade etti. Konuşmasının devamında, başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefete yüklenen Bahçeli, kendisinin görüşü de merak edilen AK Parti-HDP görüşmesine ilişkin de yorum yaptı.
'ATATÜRK YETİM BÜYÜDÜ AMA MİLLETİNİ YETİM BIRAKMADI'
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Gazi Mustafa Kemal, 57 yıllık yaşamına nice yaşama sığmayacak şeyler sığdırmıştır. Ömrü boyunca emperyalizmle vuruşa vuruşa yaşamıştır. Düşmanı kovalayarak vatanına namusuna gölge düşürmedi. Yetim büyüdü ama milletini yetim bırakmadı. Atatürk demek, inanmış bir vicdan demektir. Atatürk demek milli mücadelenin başı demektir. O bir insandır, kuşkusuz fanidir. Bizzat kendisi, 'Bana insanüstü bir yakıştırma yapmayınız, benim doğuşumdaki tek üstünlük Türk olarak doğmamdır' demiştir. Atatürk Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve lideridir. Diğer Türk devletlerini kuran atalarımız ne ise, Atatürk de odur.
'ATATÜRK'ÜN EMANETLERİNİ MHP TAŞIYOR'
Gazi Mustafa Kemal, Türkiye'nin asıl payesi, ortak değerimizdir. Türk devletinin ana ilkesi de milliyetçiliktir. Atatürk ve beraberindeki kahramanlar, Türk milletinin iradesini milliyetçilikle perçinlemiştir. Kim ne derse desin, Atatürk'e çok şey borçluyuz. Vatan borcumuz sorgulanamaz. Atatürk'ün kurduğu partinin başındaki zatın, emperyalizme boyun eğmesi kurucu ilkelerimize aykırıdır. Gazi Mustafa Kemal, milletine sevdalı bir devlet adamıdır. Onun emanetlerini MHP taşıyor, ve taşımaya devam edecektir. Cumhuriyete 'yıkım projesi' diyenler eminim ki hesap verecekler, çünkü Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacak ve yaşatılacaktır.
'BUGÜN EDİLGEN BİR DİPLOMASİDEN ATIL BİR DİPLOMASİYE GEÇİLDİ'
Geçmişe hasret duymak, halden memnuniyetsizlik veya gelecekten umutsuzluk karinesi değildir. Ama unutulmamalıdır; bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak parçası vatandır ve öyle kalacaktır. Edilgen bir diplomasinden atıl bir diplomasiye geçilmiştir. Bunun tek muhatabı Türk milleti ve beraberindeki Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir.
Türkiye'nin yapıcı arabuluculuğu ve Rusya'nın anlayışlı tutumuyla tahıl anlaşması yeniden devreye girmiş, şimdiye 10 milyon tondan fazla tahıl taşınmıştır. Dünyada enflasyon artıp sosyal ve ekonomik alaboralar giderek artmıştır. Türkiye bu süreçte hep yardıma koşmuştur. Türkiye vicdan seferberliğiyle yardım yolu gözleyenlere koşmuştur. Bu mesele bir iman meselesidir. Biz kalp gözünden, Batı çıkar gözünden bakıyor. Battıkça batıyor. Mazlumların çığlığını duymayanlar, duysa da yardım etmeyenler kaybetmeye mahkumdur.
Türkiye barışçıl ve milli politikalarıyla güven veren, sağlam adımlarıyla her şeyi aşma becerisini gösterecektir. Türkiye ile gurur duyuyoruz, milletimizle övünüyoruz. Cumhuriyetin geri kalanında yaşanan kötü olaylardan arınıp yeni yüzyılda tertemiz bir başlangıç yapacağına inanıyoruz. Elbette yapacağız, hep birlikte yapacağız!
'ABD'DE KAOS OLMASI DİĞER ÜLKELERE DE SIÇRAR'
Bugün ABD'de ara seçimler yapılacaktır. ABD, sosyal, ekonomik ve siyasi anlamda zordadır. Başkan Biden, bugünkü ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin senatör çoğunluğunu yakaladıkları durumda kendisi için azil sürecinin başlayacağını açıklamıştır. Seçimlerin demokrasi getirmesini diliyoruz. Kaos içindeki bir ABD'nin dünyanın diğer ülkelerine de sıçratacağını düşünüyoruz.
'NATO GENEL SEKRETERİ'NİN YAPTIĞI EDEPSİZLİK'
İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik sürecinde terör konusunda hangi somut adımları attığı iyice sorgulanmalıdır. PKK ile aralarına mesafe koyacakları açıklaması sadece vaattir. Henüz ikna edici bir adım atılmamıştır. Anlaşıldığı kadarıyla İsveç iç muhalefeti PKK'nın kontrolündedir. NATO Genel Sekreteri de İsveç ve Finlandiya'nın vaatlerini yerine getirdiğini söylemiş ve Türkiye'nin de artık üyelikleri onaylamasını söylemiştir. NATO Genel Sekreteri'nin bu dili yanlıştır ve Türkiye'ye ne yapacağını söylemek edepsizliktir. Biz kararlarımızı alırken yalnızca çıkarlarımıza bakarız ve milletimize kulak veririz. Eğer terör konusunda verilen vaatler yerine getirilirse onay vermede bir engel yoktur, ama Türkiye oyalanıyorsa buna müsaade etmeyiz.
'ZİLLET İTTİFAKI DEMOKRASİNİN CELLAT BAŞIDIR'
Mezkur muhalefet tantanası iç dünyasını hepten kaybetmiş, ülkesine yabancı başkentlerin prizmasından bakmayı alışkanlık haline getirmiştir. Gayri milli çoraklığın kaynağı da burada aranmalıdır. Adına zillet dediğimiz muhalefet partileri buhrandan buhrana sürüklendikçe milletine ve ülkesine iftiralarla saldırmayı geçim kapısı görecek kadar aşağılık bir seviyeye kapılanmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada sayıları altı mı, yedi mi, yoksa sekiz mi olduğu bile muamma hale gelen zillet ittifakı değerler anarşisine kapılmış, dedikodunun anaforuna düşmüştür.
Manevi değerleri hiçe sayan bir muhalefetin ülkeyi yozlaştıracağı bellidir. Zillet ittifakı demokrasinin cellat başıdır. Arsıza laf anlatılmayacağını bilsek de bu tespitleri söylemek boynumuzun borcudur. Almanya'nın muhalefet başkanı gelip burada İstiklal Caddesi'nden video çekse ve bunu ülkesine saldırmak için kullansa ne derdiniz? Ankara'da Kızılay'da video çekip paylaşsa ne düşünürdünüz? Bunların hepsini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yapmıştır.
'KILIÇDAROĞLU TEFECİLERE 'ALIN BENİ KULLANIN' DEDİ'
Kılıçdaroğlu, partisinin başına paraşütle inmiş bir taşeron siyasetçidir. Bu görev, Atatürk'ü itibarsızlaştırma ve Dersim isyanının rövanşını alma isteğidir. ABD'den sonra Birleşik Krallık'ta soluğu alan Kılıçdaroğlu o 8 saatin ve hambugerli gezinin ardından kendisini ve partisini rezil etmiştir. Tefecilere laf söyleyen Kılıçdaroğlu, oraya gidip onlara avuç açmıştır. Türkiye'nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu, Birleşik Krallık'ın gri listede olduğunu söylememiştir. Kılıçdaroğlı, bizim için yalan fabrikasıdır. Gençler için para bulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye aleyhine kurulan sahnede figüranlık yapmıştır. Tefeci deyip mangalda kül bırakmayan çevrelere 'alın beni kullanın' deyip boyun eğdiği anlaşılmaktadır.
'KILIÇDAROĞLU BU DEVRİN ALİ KEMAL'İDİR'
Kılıçdaroğlu dipsiz bir kuyuya merdivensiz inmiştir. O, bizim gözümüzde bu devrin Ali Kemal'i, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Yazıklar olsun diyorum! Hiç mi etrafında sevenin kalmadı? Kimlere hizmet ediyorsun, ne yapıyorsun diyenin yok mu? Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanıyorsun? Bu ülkenin askerine çirkin ithamlarda bulunanlar, uyuşturucu kaçakçılığı suçlaması yapanlar bizim için vatan hainidir. Kılıçdaroğlu kara para görmek istiyorsa HDP'yi incelesin. Sayın Kılıçdaroğlu, sandık Londra'da Brüksel'de kurulmayacak. Burada yapılacak. Ama sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nde sana ekmek yoktur, sana çıkış yolu yoktur.
'HDP'YE NASIL BAKTIĞIMIZ ORTADA'
MHP, başörtüsü konusundaki yasa düzenlemesine onay verecektir. Bu meseleyi isterseniz TBMM'de detayla ele alalım, isterseniz halk oylamasına gidelim. Her türlü destekleyeceğiz.
AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis'te grubu bulunan her partiyle görüşmesi son derece doğal ve doğru bir adımdır. Biz HDP görüşmesine ne diyecekmişiz? HDP'ye nasıl baktığımız ortadadır. AK Parti ve CHP temasına ses çıkarmayanların bize sorması ilginçtir, bizim için HDP ne ise CHP de odur. Biz öze bakıyoruz. Bunlar üzerinden Cumhur İttifakı'na laf söyleyenlere söylüyorum; hadi başka kapıya! MHP ile uğraşacağınıza gidin liderinizin peşinden burger yiyin!"