Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Burada önemli açıklamalarda bulunan Bahçeli'nin gündeminde CHP'li belediyeler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları, HDP'ye kapatma davası, HDP İzmir il binasına düzenlenen saldırı ve o saldırıda hayatını kaybeden Deniz Poyraz vardı.
"Otu çekip köküne bakıldığında HDP’nin PKK’dan, PKK’nın HDP’den hiçbir farkı olmadığı gerçeği gün gibi ortaya çıkacaktır" sözlerini kaydeden Bahçeli, HDP'nin kapatılması gerektiği görüşünü yineledi.
HDP İzmir il binasına düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin konuşan Bahçeli, dikkat çeken ifadeler kullandı. Saldırıda hayatını kaybeden Deniz Poyraz'ın milis işbirlikçi olduğunu iddia eden Bahçeli şu sözleri kaydetti:
"Lütfen dikkat buyurunuz, öyle bir gün seçilmiştir ki, binada tek bir HDP’li yönetici yoktur, hatta planlı bir toplantı da iptal edilmiştir. Tıpkı Ankara Gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi, HDP’liler araziye uymuşlar, birden bire kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün, ne hikmetse, çay servisi yapan asıl şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir. Cinayete kurban giden Deniz Poyraz’ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin, kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir."
HDP İzmir il binasına düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden Deniz Poyraz
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin 18-20 Haziran 2021 tarihinde Gaziantep’te düzenlenen “Belediye Başkanları Çalıştayı”nın açılışında konuşan Kılıçdaroğlu geçmiş beyanlarıyla ters düşmüş, yine baltayı taşa vurmuştur. İbn-i Haldun’un, “insan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür” sözü adeta Kılıçdaroğlu için özel söylenmiş gibidir.
KILIÇDAROĞLU'NUN AĞZINDAKİ BAKLA ZEHİRLİDİR
Kılıçdaroğlu ülke nüfusunun yüzde 54’ünün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini dillendirmiştir. Bu belediyeler gökten zembille inmemiş veya Kılıçdaroğlu’nun terekesinden çıkmamıştır. Nüfusun yüzde 54’nün CHP’li belediyeler tarafından yönetildiğini muhataralı bir dille vurgulamak bize göre potansiyel bir ayrımcılığın, hatta devlet içinde başka bir devlet varmış gibi değerlendirme yapmanın diğer bir şeklidir. Kılıçdaroğlu’nun ağzındaki bakla zehirlidir.
HAZİNE BULMADI, FATURAYI DA CEBİNDEN ÖDEMEDİ
Kılıçdaroğlu, 11 Mart 2020’den 14 Haziran 2021’e kadar 4 milyon 550 bin haneye ayni yardım, 1 milyon 465 bin haneye nakdi yardım yaptıklarını, 1 milyon 200 bin hanenin borcu olmasına rağmen suyunu kesmediklerini, 150 milyondan fazla da maske ve dezenfektan dağıttıklarını duyurmuştur. Kılıçdaroğlu bildiğimiz kadarıyla hazine bulmadı, mirasa konmadı, kendi adına darphane kurmadı, ortaya çıkan faturayı da cebinden ödemedi.
HANGİ KILIÇDAROĞLU'NA İNANALIM?
Gerçekten de ortada övünecek veya övülecek bir şey yoktur, aksine her belediye başkanı görevinin gereğini yapmış, Kılıçdaroğlu’da böbürlene böbürlene istismara yakayı kaptırmıştır.
İşte bu ayıplı bir siyasettir. Biz hangi Kılıçdaroğlu’nun sözüne itibar edelim? Hangi Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına inanalım?
Kovid-19 salgını boyunca, bir yanda gece yatağa aç girenlerden şikâyet eden, yardımların yapılmadığından dertlenen, yoksulluğun ve işsizliğin artışından bahseden Kılıçdaroğlu’na mı kulak verelim; yoksa sayıları beş milyona yakın haneye ayni ve nakdi yardım yaptıklarını kasıla kasıla anlatan Kılıçdaroğlu’nu mu ciddiye alalım? Hangi Kılıçdaroğlu doğruyu söylüyor? Dahası bu Kılıçdaroğlu’nun kaç yüzü vardır?
BİZ DEMİYORUZ Kİ HİÇ SORUN YOKTUR
Biz demiyoruz ki, hiç sorun yoktur. Biz demiyoruz ki, her şey güllük gülistanlıktır. Biz demiyoruz ki, bir elimiz yağda diğeri baldadır. Fakat CHP yönetiminin anlattığı gibi kötümser bir Türkiye tablosu kesinlikle söz konusu değildir.
SANATÇI KİSVESİNE BÜRÜNMÜŞ BÖLÜCÜLER...
Kılıçdaroğlu, beş CHP’li belediyenin 13 bin 338 sanatçıya yardım yaptıklarını da söylemiş. Peki bu sanatçılar kimlerdir? Sanatçı kisvesine bürünmüş bölücülere, Türkiye muhaliflerine belediye imkânları peşkeş çekilmiş midir? Kılıçdaroğlu’nun dost kataloğunda isimleri yazılı mıdır? Bu dost edebiyatının da iyice suyu çıkmıştır. Kılıçdaroğlu’nun birlikte iktidar olmayı hedeflediği dostları arasında PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin, dış güçlerin, Türk düşmanlarının sıralamadaki yeri neresidir?
Acaba terörist Demirtaş Kılıçdaroğlu’nun dostu mudur? Terörist Karayılan Kılıçdaroğlu’nun dost kategorisinde midir? Mesela Muharrem İnce de hala dost mu görülmektedir? Eski çamlardan bardak olmayacağına göre, Kılıçdaroğlu’na tavsiyem akşamları video çekip paylaşmak yerine merhum Zeki Müren’in eski dostlar isimli şarkısını dinleyerek kendisini avutmasıdır.
HDP'YE KAPATMA DAVASI
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davanın ilkini reddedip ikincisini inceleyerek inceleyerek dün itibariyle kabul etmesi bize göre hayırlı bir gelişme, adaletin tecellisi açısından ümit verici bir tesellidir. Eğer hukuk varsa, eğer adalet hakimse, eğer Türkiye tarihi haklarından ve milli bekasını savunmaktan vazgeçmemişse terörizmin siyaset ayağı hiçbir ad altında açılmamak üzere kapatılmalıdır.
Bu meselenin arası-ortası, kıyısı-köşesi, şurası-burası yoktur. Artık seçenek kalmamıştır; ya ihanet kazanacak ya da millet iradesi ihaneti kazıya kazıya temelinden söküp atacaktır. Ve HDP kapatılmalıdır, bu örgütün bölücü yöneticileri hakkında hukuk ve adalet tesirini mutlak surette göstermelidir.
HDP İZMİR İL BİNASINA SALDIRI
HDP’nin hukuk konusu olduğu bir dönemde, şu tuhaf zamanlamaya bakınız ki, İzmir HDP il binasına yapılan hunhar saldırı ve suikast elbette şiddetli bir provokasyon, alçak bir komplo olarak değerlendirilmelidir. Saldırganın ifade tutanağı uyanık bir şuurla analiz edildiğinde, meczup olmadığı, tek başına hareket etmediği, bilinçli bir eylem içinde eyleme geçtiği hemen fark edilecektir.
ÖYLE BİR GÜN SEÇİLMİŞTİR Kİ...
Lütfen dikkat buyurunuz, öyle bir gün seçilmiştir ki, binada tek bir HDP’li yönetici yoktur, hatta planlı bir toplantı da iptal edilmiştir. Tıpkı Ankara Gar patlamasında, tıpkı Suruç katliamında olduğu gibi, HDP’liler araziye uymuşlar, birden bire kayıplara karışmışlardır. Olayın vuku bulduğu gün, ne hikmetse, çay servisi yapan asıl şahsın yerine yardım amacıyla kızı binaya gelmiştir.
BU KATİL GERÇEKTE KİMDİR?
Cinayete kurban giden Deniz Poyraz’ın masada yarım bıraktığı kağıt bardaktan içtiği çay ile yediği domates ve zeytin, kısa süre içinde Türkiye aleyhtarlarının propaganda görseli olarak kullanılmıştır. Katilin ise bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edilmiştir. Yani bir taşla daldaki birden fazla kuşun vurulması hedeflenmiştir.
Altını kalın bir şekilde çizerek soruyorum; bu katil gerçekte kimdir? HTS kayıtları çıkarılmış mıdır? Bağ ve bağlantıları kimleri ve nereleri işaret etmektedir? Provokasyonun içinde derin PKK’nın, yabancı istihbarat örgütlerinin, kiralık taşeronların parmağı var mıdır? HDP’yi masumlaştırıp partimizi, Cumhur İttifakı’nı ve Türk devletini suçlamak üzerine bina edilen bu cinayetin önü arkası, sağı solu, altı üstü sonuna kadar araştırılmalıdır. Kim ne biliyorsa, kimin elinde ne belge, ne bilgi varsa emniyet güçlerine ve adli makamlara teslim etmek durumundadır.
BİZ BU CİNAYETİ REDDEDİYORUZ
Biz bu cinayeti reddediyoruz. Katilin ve işbirlikçilerinin en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz. Kılıçdaroğlu, “Deniz’i öldürdüler, istiyorlar ki, bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın” sözlerini neye dayanarak, hangi delile güvenerek söyleyebilmiştir?
DENİZ POYRAZ MİLİS İŞBİRLİKÇİDİR
Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim, PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçidir. Milis işbirlikçi, köy, kasaba ve şehirlerde yalnız ve sahipsiz görülen kişileri terör örgütüne devşirmek için çalışan, örgütün hain eylemlerine yardım ve yataklık yapan terörist demektir."