MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. MHP lideri, konuşmasında; 11 ili vuran ve 41 binden fazla can kaybına sebep olan deprem felaketiyle ilgili siyasi çıkar uğruna yalan haber yapanların olduğunu söyledi. Meydana gelen yıkımlar hakkında konuşurken "insan kaynaklı" hataların sıfırlanmasının önemine değinen Bahçeli, gündeme gelen seçim tartışmalarına da dahil olarak altılı masaya yüklendi.
'TEK TEK NOT ALIYORUZ'
Bahçeli, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli, dün ise Hatay'da meydana gelen deprem felaketiyle ilgili "Böylesi afet dönemlerinde heyecan, hüzün ve duygusal taşkınlık, akıl ve şuurun önündedir. Hayata tutunma gayreti ve insanları kurtarma çabası olağanüstü bir haldir. İnsan olanın ruhu, canı, acısı, vicdanı vardır. Yalan haber yayan, dedikodu çıkaran siyasi yamyamlığa heves eden kim varsa insanlığı kuşkuludur. Bunlara insan demek, insan olana saygısızlıktır. Depremden menfaat devşirmenin arayışında olanlar ahlaksızlığın markalarıdır. Bunları tek tek not aldığımız da bilinmelidir" ifadelerini kullandı.
'GÖLCÜK DEPREMİ BİR MİLAT'
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İnsani ve fiziki kusurlar doğal afetin boyutunu artırmaktadır. Gölcük depremi bir milattır. Bu tarihten önce inşa edilen binalarda zemin etüdü zorunluluğu yoktu. Hazır beton yoktu. Binaların demirlerinin dayanıklılığı azalıyordu. Müteahhitler malzemeden çalmayı alışkanlık haline getirmişti.
'İNSAN KAYNAKLI HATALARI SIFIRLAMAK ZORUNDAYIZ'
Her yıl 300 bin binanın dönüştürülmesi planlanmıştır. Depremler ve diğer afetler yaşanacaktır. Bu yakıcı gerçekten kaçış yoktur. Depreme ve ilgili yönetmelere uygun dayanıklı binalar yapmaktan başka seçenek yoktur. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Felaketten çıkardığımız derslerle daha güvenli, daha huzurlu, daha sağlıklı geleceğin temelini atmalıyız. İnsan kaynaklı hataları sıfırlamak zorundayız.
'ZAMANIN YUMUŞATMADIĞI HİÇBİR ACI YOK'
İstanbul'da yapı stokunun yüzde 70'nin 1999 öncesi yapıldığı dikkate alındığında bir an önce harekete geçilmelidir. Muhtemel depremlere hazır olmalıyız. Kaybedecek zamanımız yoktur. Cumhur İttifakı olarak bu ağır yükü biz kaldırırız. Bedeli ne olursa olsun Türkiye'mize sahip çıkarız. Acımız büyüktür ancak zamanının yumuşatmadığı hiçbir acı yoktur.
'YARDIMLAŞMA BİZANS DEVŞİRMELERİNİ RAHATSIZ EDİYOR'
Yardımlaşma ve dayanışma kanallarının aktif olması ister istemez bazı çevreleri rahatsız etmektedir. Bunlar aramızdaki ayrık otlarıdır, Bizans devşirmeleridir. Alayı birden sınıfta kalmış, milletle ters düşmüşlerdir. Gözlerini siyasi ikbal hırsı bürümüştür. Zelzeleyi zilletle eşleştirmişlerdir. Bazı gazetelerin attıkları başlıklar: 'Milletin parasıyla millete bağış', 'Suçlu olay yerine döndü', '40 bin ölüm var, tek bir istifa yok'... Acımızı paylaşmayanlara nasıl bir arada yaşayacağız? İç muhalefetin utanç verici haline ne diyelim?
'DEVLETİ SUÇLAMAK TERBİYESİZLİK'
Yeri geldiğinde sorumluluğu olan kim varsa tespit edilir. Sorumlulardan elbet adalet önünde hesap sorulacaktır. Kaldı ki müteahhitleri kapsamına alan soruşturma da sürmektedir. Seçim tarihiyle ilgili spekülasyon üretmek vebaldir. Arama kurtarma faaliyetleri devam ederken devleti ve hükümeti sistematik olarak suçlamak terbiyesizliktir.
'ZİLLET İTTİFAKI PARANOYAKTIR'
Altılı masa muhalefeti kontrolsüz aç gözlülük hastalığına tutulmuştur. Siyasetlerinde tutarlılık yoktur. 18 Şubat'ta zillet ittifakının paylaştığı ortak açıklamanın her satırına devlet ve millet karşıtlığı nüfus etmiştir. Diyorlar ki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yüzünden acılar artmış, arama ve kurtarma çalışmalarında geç kalınmış. Asıl meramlarını da açıklamanın sonuna iliştirerek be hey gafiller, sizde hiç mi Allah korkusu kalmadı, hiç mi depremzede insanlarımızdan utanmıyorsunuz? 10 il yıkılmışken hala cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini karalamanız hangi siyasete sığmaktadır? Kahrolsun sizin siyasetiniz. Rahat olun, biraz sabredin. Türk milleti sizin boyun ölçünüzü yakında sandığa gömerek ilan edecektir. Ne sandıktan kaçarız ne demokrasiyi yok sayarız. Zillet ittifakı paranoyaktır, hayalperesttir. Yalan söylediler, algı operasyonlarına heveslendiler."