DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 50+1 tartışmalarından, asgari ücrete, kaldırılması istenen mülakatlardan, dönülmesi istenen İstanbul Sözleşmesi'ne kadar her konuda açıklamalar yaptı.
50+1 tartışmalarıyla ilgili, Erdoğan'a tepki gösteren Babacan " '3 dönem kuralı var. 50+1'i kurmakta zorlanıyorum. 40+1 ile seçilebileyim' diyor. Demokraside Anayasa bir kişi için hazırlanmaz." vurgusu yaptı.
Her gün artan kadına cinayetleri konusunda da iktidara çağrıda bulunan Babacan "İstanbul sözleşmesinden çıkmak kadına şiddete karşı durmayı zayıflatmıştır. İstanbul Sözleşmesi'ne dönün. Yasal düzenlemelerini tamamlayın. Bu ülkenin kadınlarına yaşama hakkını verin." diye seslendi.
Babacan'ın açıklamalarından diğer önemli başlıklar şöyle
-Ülkemizin her bir kilometresini gülen çocukların yuvası yapmadıkça tam demokrasiye ulaştığımızı söyleyemeyiz. Refaha ulaşamayız.
-Bu yıl sadece ilk 10 ayda 253 kadın eşi tarafından öldürüldü. Partimiz kuruldu kurulalı söylüyoruz. İstanbul sözleşmesine geri dönülmelidir. Erdoğan tek imzayla bu ülkeye verilebilecek en büyük zararı vermiştir. Vermeye devam edecektir. Siz ülkenin en başında kadına şiddete karşı sağlam durmazsanız bu gevşeklik her kuruma sıçrar.
-İstanbul sözleşmesinden çıkmak kadına şiddete karşı durmayı zayıflatmıştır. Uluslararası sözleşmeler bizim kanunlardan üstündür. İç sözleşmelerimiz bunlara uyumlu hale getirilmelidir. En üstteki kişi Erdoğan'dır. Erdoğan bu ülkede kadına şiddete sağlam durmazsa bu ülkede daha çok kadın şiddete uğrayacaktır.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜN'
-Buradan Erdoğan'a tekrar çağrıda bulunuyorum. İstanbul Sözleşmesi'ne dönün. Yasal düzenlemelerini tamamlayın. Bu ülkenin kadınlarına yaşama hakkını verin.
50+1 TARTIŞMALARI
-İktidar ortaklarının son dönemdeki kavgalarını görüyorsunuz. Bu sayın Erdoğan ile Bahçeli arasında bir mesele. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kazanan kişiye olağanüstü yetkiler veriyor. Cumhurbaşkanının bilgisi, yeteneklerinin ötekisinde bir hükmetme gücü veriyor. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret gören bir krizden bahsediyorum.
-Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim. Güçlü yasama, güçlü yürütme, güçlü yargıdan bahsediyoruz. Gücün tek bir kişiden değil, birbirini denetleyen kurumların dengesinden bahsediyoruz. Uzmanların uyarılarına aldırmadan getirilen bu sistem ülkemizi yokuş aşağı yuvarlamakta
-Bizzat Erdoğan kendi başına yönetsin diye yapılan bir sistem bu. Yeni Anayasa dediği de yine kendi işine yarıyor. 'Hala bana engel olanlar var. Şöyle bir önüm açılsın' diyor. '3 dönem kuralı var. 50+1'i kurmakta zorlanıyorum. 40+1 ile seçilebileyim' diyor. Demokraside Anayasa bir kişi için hazırlanmaz.
-Erdoğan ülkeye hizmet etmek istiyorsa bunun yolu hukukla sınırlı bir görevdir. Erdoğan artık onurlu bir ayrılışın yolunu yapmalıdır.
-Erdoğan "oylarım düşse de ülkeyi kafama estiği gibi yöneteyim" düşüncesinde...
'ERDOĞAN İNADI BIRAKSIN'
-Bahçeli ülkenin başında kayyum gibi. Hesap vermek yok ama kara ortak. Yaşanan tüm krizler, yargıdaki gruplaşmalar hepsinin çaresi için size çözümü sunuyorum. Sistemi değiştirelim. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir demokrasi yok. Bu mesele memleket meselesi. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim. Erdoğan inadını bıraksın.
-Her hafta bir anayasa diyorlar. Mevcut anayasaya uyun ondan sonra yeni anayasayla ilgili çalışmaları konuşalım.
-Ülkemizde hayat sürekli pahalılaşıyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı eskiden beri aynı nakaratı söylüyor. Bu ülkede enflasyon patladıysa Erdoğan'ın kendi hatası, döviz kuru 28'i geçtiyse bunu oluşturan da kendisi. Ekonomide sıkıntı yok diyor.
-"Temmuzda ara zamma ihtiyaç yok" diyorlar. Yaptığınız enflasyon tahminlerinden hangisini tutturdunuz? Açıklananlar TÜİK'in uydurma rakamları.
-"Biz Anayasa kanunlarını tanımıyoruz" diyerek TL'nin değerini artıramazsınız. Asgari ücretteki artışlar açlık sınırını aşamıyor. Sürekli refah kaybı yaşıyoruz. Makas sürekli açılıyor.
-Emekli maaşını enflasyon yoluyla eşitmişsin. Şimdi 5 bin TL veriyoruz diyorlar. Onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Çiftçiyi unuttular arada. Hükümet toplumdan koptu. Doğru kararlar alması artık mümkün değil.
-Yargıda krize sebep olanları ve kurumları unutmayacağız. Üzerinin örtülmesine müsaade etmeyeceğiz. Sadece bağımsız değil tarafsız çalışması gereken bir yargıdan bahsediyoruz. İktidar bu adımları atmalı.
'MÜLAKATI KALDIRIN'
-Bunlar mülakatları kaldıracağız demediler mi? "Referansı var mı? Partiye yakın mıdır?" diyerek işe aldıklarını isimdir "mülakat". İktidara tekrar sesleniyorum mülakatı kaldırın.