Dünyanın dört bir yanından siyasetçilerin, iş insanlarının, sanatçıların ve sivil toplum temsilcilerinin buluştuğu 53. Dünya Ekonomik Forumu sona erdi. Davos Zirvesi’ne bu yıl Türkiye’den katılan tek siyasetçi DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu. Katıldığı toplantılarda küresel gelişmelere ilişkin fikirlerini sunan Babacan, zirvede bir dizi temaslarda bulundu.
Babacan’ın yeni jeopolitik döneme ilişkin katıldığı toplantı basına kapalı gerçekleşti. Toplantıda çeşitli ülkelerin cumhurbaşkanları ve dış işleri bakanlarının yanı sıra NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de yer aldı.
'GÜNDEMDE AĞIRLIKLI OLARAK EKONOMİK KONULAR VAR'
Babacan, burada yaptığı konuşmada G20'nni jeopolitik meselelerin de ele alınabileceği bir platform olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkelerin birbirinden uzaklaştığı, sorunların büyüdüğü bir dönemde jeopolitik meselelerin açıkça konuşulup müzakere edilebileceği bir platform var, G20. G20 yapısı şu anda potansiyelinin altında kullanılıyor. Gündemde ağırlıklı olarak ekonomik konular var. Oysa G20 jeopolitik meselelerin de ele alınabileceği bir platform. Birleşmiş Milletler, çok sayıda üyesiyle interaktif bir şekilde çalışmakta güçlük çekiyor. G20, istişare ve müzakere için daha ideal bir sayıya sahip. Üstelik G20’nin temsil gücü de çok yüksek. G20’de konsensüsle alınan kararlar, tüm dünyada destek görüyor. G20’nin görev alanını genişletmek ve jeopolitik konuları da gündeme almak çok önemli olacak."
Babacan’ın katıldığı bir diğer toplantının gündemi ise Batı Balkanlar’daki gelişmelerdi. “Batı Balkanlar’da diplomasi diyaloğu” başlıklı toplantıya Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Børge Brende’nin yanı sıra Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Başkanı Borjana Krišto, Hırvatistan Başbakanı Andrej Plenkovi, Karadağ Başbakanı Dritan Abazovi, Kuzey Makedonya Başbakanı Stevo Pendarovski, Kosova Başbakanı Albin Kurti ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vui de katıldı.
BABACAN, BALKAN ÜLKELERİNİN LİDERLERİYLE DE GÖRÜŞTÜ
Babacan, Batı Balkan ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarına entegrasyonunu önemsediklerini ve bu ülkeleri desteklediklerini ifade etti. Babacan, “Bölgesel sahiplenme ve kapsayıcılık temel ilkelerdir. Bölgedeki tüm ülkelerin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz” diye konuştu.
'YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN MB DEVREYE GİRMELİ'
Babacan ayrıca enerji, iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınmanın tartışıldığı bir toplantıda da görüşlerini paylaştı. “Yeni Enerji Gerçekliği’nde gezinmek” başlığını taşıyan toplantıda OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) Genel Sekreteri Haitham Al-Ghais de katılımcılar arasındaydı. Babacan burada Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Belçika Başbakanı Alexander De Croo, Gürcistan Başbakanı Irakli Garibashvili, Enerjiden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Kadri Simson, Ekonomiden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Paolo Gentiloni, Suudi Arabistan Ekonomi Bakanı Faysal El İbrahim, Norveç İklim ve Çevre Bakanı Espen Barth Eide gibi isimlerle bir araya geldi.
Babacan toplantıda yenilenebilir enerjiye geçiş ve karbon salınımlarının düşürülmesiyle ilgili BM 2050 hedeflerine ulaşılması için rezerv para üreten merkez bankalarının devreye girmesinin şart olduğunu savundu.
'MÜDAHALE EDEBİLECEK BİR DÜNYA KALMAYACAK'
Babacan, çevre ve iklim değişikliği için büyük bütçelerin olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Yoksa müdahale edebilecek bir dünya kalmayacak ortada Bu büyük paraları hiçbir hükûmet hiçbir zaman bulamayacak. Amerika, İngiltere, Japonya, İsviçre, yani rezerv para üreten merkez bankalarının bunun finansmanı konusunda mutlaka devrede olması lazım. Merkez bankası başkanları bunu duyunca zıplarlar, onu da biliyorum ama az çok bu işleri bilen, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin oturduğu G20’nin zamanında dönem başkanlığını yapmış bir kişi olarak başka çare görmüyorum” dedi.