Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz'da evden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu'na ulaşılamayınca Adana'dan gelen babası Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp başvurusu yaptı. Sosyal medyadan da Azra'nın bulunması için çağrılar yapıldı. Arama çalışmaları sonucunda genç kızın öldürüldüğü ortaya çıktı. En son emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan ile görüştüğünü ortaya çıkan Azra Gülendam'ın katili Murat Ayhan çıktı. Ağırlaştırılmış hapis cezasıyla yargılanan Ayhan, hakim karşısında çıktı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİYLE YARGILANIYOR
Tutuklu sanık Mustafa Murat Ayhan'ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis talebiyle yargılandığı davanın görülmesine, 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşma öncesinde, Azra Gülendam Haytaoğlu'nun okul arkadaşları, yağmur altında yürüdü. Eğitim gördüğü Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi önünden yürüyüşe geçen yaklaşık 300 kişilik grup 'Azra için adalet' yazılı pankart açtı.
"GÖZLERİMİN İÇİNE BAK"
Duruşmada söz alan Mustafa Haytaoğlu, kızının değişik okullar kazandığını ama Akdeniz Üniversitesi'ni tercih ettiğini belirterek, "Kızım kadın hakları savunucusu olmak istedi. Kızımın aç susuz olduğu söyleniyor. Ben kızıma her ay 2 bin lira para gönderdim. Kızım için, kadınlar için ölürüm" dedi. Ardından SEGBİS ekranına dönerek, sanığa bakan Haytaoğlu, "Gözlerimin içine bak lan, bakamıyorsun değil mi? Şikayetçiyim" dedi.
"KIZIMIN ÇORABINI KOKLAYARAK UYUYORUM"
Daha sonra söz alan Müzide Haytaoğlu, kızının acısıyla yaşadığını belirterek, çantasından kızına ait olduğunu belirttiği çorabını çıkartarak, “Ben 4,5 aydır kızımın çorabını koklayarak uyuyorum” dedikten sonra bayıldı. Bunun üzerine sağlık ekibi istendi ve duruşmaya 10 dakika ara verildi.
''İŞ TEKLİFİNDE BULUNDUM''
Savunmasına başlayan Ayhan ise, "İş görüşmesi vasıtasıyla kendisiyle görüştüm. Cinsel temas geçmedi. Benim çocuğum yaşındadır. Telefonunu hırsızlık amacı ile almadım. Azra ile çalıştığı kafeteryada servis elemanı olarak çalışırken tanıştım. İş yerimden bahsettim. Yanımda arkadaşım Süleyman S. de vardı. Azra, bana gece 02.00’ye kadar çalıştığını söyledi. Üniversite camiasındaki kişilere gayrimenkul satabileceğini ve öğrencilere ev kiralayabileceğini söyleyerek, Azra'ya iş teklifinde bulundum. Benim ve arkadaşımın telefonunu aldı. Kendisi ile toplamda 2 kere yüz yüze görüştük. Bir de bayramda mesajlaştık" dedi.
''EVE GİTMEK İSTEMEDİĞİNİ SÖYLEDİ''
Bayram sonunda iş görüşmesi için kendisine mesaj attığını aktaran Ayhan, "Azra’yı işe almak için arayacaktım. Ama arkadaşım Süleyman S., Azra’nın Covid- 19 olduğunu söyledi. Ben de Azra'yı arayarak bir ihtiyacı olup olmadığını sordum. Bana '5 gündür hastayım. Çok ağrılarım var. Ölmek istiyorum' diyerek sesli mesaj attı. Ben de kendisine mesaj attım. İlaçlarını alıp, evine bırakabileceğimi söyledim. Azra, bana konum attı. Süleyman’ın yanından ayrılarak akaryakıt istasyonuna gittim. Azra'nın yanında arkadaşı vardı. Onunla vedalaşıp, arabama bindi. Çorba içmek istedi, gittik. Bulaşıcı hastalığı vardı. İkimizde de maske vardı. Yolda arabada kahve içtik. Reçetesinin olduğunu söyleyince nöbetçi eczaneye gittik. Reçetenin fotoğrafını da bana attı. Gece 00.30 sıralarında ilaçları ile birlikte vitamin aldım, teşekkür etti. Bana yorgun olduğunu söyleyince onu bırakabileceğimi söyledim. Sonra kendisini aldığım yere geri götürdüm. Evde kalmak istemediğini, arkadaşında kalmak istediğini söyledi. Kübra adındaki arkadaşının evde olmadığını söyledi ve eve gitmek istemediğini söyleyince ben de 'bende kalabilirsin' dedim" diye konuştu.