İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimler için başlattığı il gezileri kapsamında geldiği Kırıkkale'deki Teşkilat Buluşması'nda önemli açıklamalarda bulundu. Akşener Yavuz Kuzucu'yu Kırıkkale belediye başkan adayı, Ahmet Ergin'i ise Yahşihan belediye başkanı adayı olarak resmen açıkladı. Akşener, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki krize ilişkin, "Anayasa Mahkemesi'nin kararını beğenmeyebiliriz, paylaşmayabiliriz, doğru bulmayabiliriz ama uygulanmaması mümkün değil. Beğenmediğiniz maddeleri değiştirinceye kadar uymak zorundasınız. Aksi takdirde Anayasa'yı askıya almış olursunuz ki bunun adı da kim yaparsa yapsın darbedir" dedi.
Müstakil bir şekilde seçime gireceklerini Kırıkkale'de tekrar tescil ettiklerini söyleyen Akşener, "Bu adımlar bizim hakkımızdır, hukukumuzdur. Belli grupların böyle bir hakkımızın olmasını ilginç bir şekilde kabul etmediğini görüyoruz. İYİ Parti olarak böyle bir psikolojik bir harple karşı karşıyayız. Ama çok ilginç; tam tersine bizi kavileştiriyor. Çünkü biz ülkemize faydalı olmak üzere kurulmuş ve iki yumruk arasında sıkıştırılmış oculuk buculuk sisteminden Türkiye'yi çıkarmak üzere yola çıktık. Bugün de hür irademizle seçime girme kararımızın bir karşılığı olarak Sayın Yavuz Kuzucu'yu bugün itibarıyla Kırıkkale Belediye Başkanı olarak ilan edeceğiz" dedi.
"NUMAN KURTULMUŞ'A KATILIYORUM"
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Akşener, bir gazetecinin, Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay ile ilgili TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, 'TBMM kendi gündemine hakimdir, kendi gündemi içerisinde ve kendi öncelikleri içerisinde bu konuda gereğini yapacaktır' ifadelerini hatırlatarak, 'Sizce bunun gereği nedir?' sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
"Numan Kurtulmuş'un gereğini yapma eylemi, o fezlekeyi Meclis'e göndermeme, Genel Kurul'a göndermeme ise katılıyorum. Kendisine yüzde 100 katıldığım yer, herhangi bir kurumun kalkıp Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sopa göstermesi, parmak sallaması; kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü milletvekillerini siz seçiyorsunuz; seçmen seçiyor, milletimiz seçiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin iradesinin ve demokrasinin var olduğu bir yerdir. Ona uygun davranmak herkesin görevidir. Eğer 'Ben talimatla iş yapmam, onun için de göndermiyorum' diyorsa öyle bir hakkı var çünkü, ona da katılıyorum."
"OGÜN SAMAST SONUNA KADAR CEZASINI ÇEKMELİYDİ"
Akşener, Hrant Dink cinayetinin hükümlüsü Ogün Samast'ın tahliyesiyle ilgili de, "Ben hukukçu değilim ama büyük bir vicdani itiraz söz konusu olunca baktım. Şöyle bir durum var; yaşı küçük olduğu için 21 yıl ceza verilmiş, sonra bazı problemler nedeniyle 24 yıl ceza almış. Fakat Türkiye'de Hrant Dink gibi hangi yönden olursa olsun yani farklı görüşlerdeki pek çok kanaat önderinin saygı duyduğu bir ismin katledilmesi iğrenç bir şeydir, o başka bir şey. Ama pek çok vicdanı orta noktada toplayan katletme eylemi bu. Dolayısıyla caydırıcılığın muhafaza edilmesi lazımdı. Hakikaten vicdanları yaralamıştır. Dolayısıyla da doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Yani sonuna kadar cezasını çekmeliydi" diye konuştu.
"KURUMLAR ARASINDA 'SENİ BEĞENMİYORUM, MAHKEMEYE VERİYORUM, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM', DENMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Akşener, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki krize ilişkin de, "Anayasa Mahkemesi'nin kararını beğenmeyebiliriz, paylaşmayabiliriz, doğru bulmayabiliriz ama uygulanmaması mümkün değil. Anayasa varken bazı hükümlerini beğenmeyebilirsiniz. Geçen de onu söyledim ama çarptırıldı. Beğenmediğiniz maddeleri değiştirinceye kadar uymak zorundasınız. Aksi takdirde anayasayı askıya almış olursunuz ki bunun adı da kim yaparsa yapsın darbedir. Söylemeye çalıştığım o. İşte anayasa, hukuk bu. Kurumlar arasında 'Ben seni beğenmiyorum, mahkemeye veriyorum, suç duyurusunda bulunuyorum', böyle bir şey mümkün değil. Bu bir ciddiyetsizliktir" ifadelerini kullandı.
Akşener, daha sonra basına kapalı gerçekleşen il ve ilçe teşkilatları toplantısına katıldı.