İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde yıkımı derinden yaşayan illerden olan Adıyaman'da sahra hastanesinde izlenimlerini paylaştı. Akşener, gıda ve su krizinin büyük oranda çözüldüğünü söyleyip barınma ve ısınma sorununa dikkat çekti.
Akşener ayrıca 1999'da Gölcük depreminde yaşananlardan çıkarımlarda bulunarak, ailesini felakette yitirmiş çocuklara özellikle dikkat edilmesinin altını çizdi. Akşener konuya ilişkin şu ifadeleri kaydetti:
Bir de Gölcük depreminde çok sonra fark ettiğimiz çok önemli bir konu da çocuklardır. Acınızı unutmak zor ama mutlaka annesini babasını kaybetmiş çocuklarla ilgileneceksiniz. Sizden rica ediyorum. Bu konuya dikkat etmenizi istiyorum. Bu dönemlerde çocuk çalınır. Ailesini kaybetmiş çocukları devlet kurumlarına teslim edin. Bizi arayın biz teslim edelim.
'SALGIN HASTALIK ÇIKACAK KORKUMUZ VAR'
İYİ Parti liderinin konuşmalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Milletimize sabır diliyorum. Depremi duyar duymaz, beşe çeyrek kala uyandım ben. Saat dokuzdan itibaren 10 şehre gittik. Bilgi almaya başladık. O bilgiler ışığında bir canın kurtarılması için her kapıyı çalmaya devam ettik, edeceğiz. O bir sayı değil, bir can. Şimdi de sizler aracılığınızla güzel yapılan her şeye teşekkür etmek, eksiklikleri de bildirmek kaydıyla bir görev edindik kendimize.
Bugün yaptığım incelemelerde gördüğüm şey gıdaya erişim kolaylaştı, suya erişimde de sorun yok. İki derin problem var barınma ve ısınma. Cumhurbaşkanının ifade ettiği tüpler üzerinde hem ısınma ve aydınlanma çalışması var. Sahadan aldığımız bilgiler ışığında ona ben iletmiştim.
Diğer önemli bir sorun ilaç. Salgın hastalık çıkacak korkumuz var. 1999'la bugün arasında bir fark var o yazdı bu kış. Barınma ve ısınmaya dair eksiklik var. Tuvalet ihtiyacı var. Kadınlar açısından bu ihtiyaç çok önemli.
'KÜÇÜK ÇOCUKLARIN PEŞİNDE OLACAKSINIZ'
Bir de Gölcük depreminde çok sonra fark ettiğimiz çok önemli bir konu da çocuklardır. Acınızı unutmak zor ama mutlaka annesini babasını kaybetmiş çocuklarla ilgileneceksiniz. Sizden rica ediyorum. Bu konuya dikkat etmenizi istiyorum. Bu dönemlerde çocuk çalınır. Yani organ için, satılmak için, küçük çocuklar başka şeyler için çalınır. Ailesini kaybetmiş çocukları devlet kurumlarına teslim edin. Bizi arayın biz teslim edelim. Küçük çocukların peşinde olacaksınız. En önemli konulardan bir tanesi bu.
Öte yandan Akşener'in dikkat çektiği konuya ilişkin kurtarılan çocukların kaybolduğuna dair ilanların bulunduğu ve deprem bölgesinde kaybolan bazı çocukların akıbetlerinin bilinmediği konusunda çok sayıda bilgi gelmişti.
BAKAN YANIK 'TEDBİRLER ALINDI' DEDİ
Yaşananların ardından Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık açıklamalarda bulunarak "Refakatsiz çocuklar söz konusu olursa onları da yerleştireceğimiz kuruluşlarımızı, mekanlarımızı hazırladık, personelimize ilgili görevlendirmeyi yaptık. Şu anda bakanlık olarak hem kurum bakımımızda olan sakinlerimiz hem göçük altından çıkacak barınma ihtiyacı olan çocuklarımız ve diğer bireylerle ilgili her türlü tedbiri almış vaziyetteyiz. Bu anlamda herhangi bir endişenin oluşmamasını özellikle istirham ediyorum. Vatandaşlarımızın hassasiyetinden dolayı son derece biz de etkileniyoruz, bundan dolayı mutluyuz. Ancak endişeye mahal yok, gerekli tedbirleri alıyoruz. Bunun yanında refakatsiz çocuklarımızla alakalı, olabilir ki hastanededir, tedavi görüyordur. Refakatsiz çocuklarımızın herhangi bir şekilde 'ailesiyim, yakınıyım, akrabasıyım' hiç kimseye teslim edilmemesi noktasında Sağlık Bakanlığımızla da doğrudan koordinasyonumuz var." ifadelerini kaydetti.
'YANGIN SÖNDÜRMEYE GELİYORUZ, MAL KAÇIRMAYA DEĞİL'
Akşener konuşmasının devamında şu ifadeleri kaydetti:
Ben aynı esnaf gezer gibi geziyorum. Biz yangın söndürmeye geliyoruz, yangından mal kaçırmaya gelmedik.
Bu tek adam sistemi kurumlarımızın içini boşaltmış, kurum diye bir kavram kalmamış, devlet aklı diye bir kavram kalmamış buna bağlı olarak liyakat diye bir kavram kalmamış. Günü geldiğinde bunlara dair açıklamalar yapacağız ama bugün özne sizsiniz.
Tekrar söylüyorum, Yangından mal kaçırmıyoruz, yangını söndürmek için buradayız.