40 MADDEDEN 14’ÜNE ONAY
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 2005’te 98’inci olan Türkiye 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada. Basın ve ifade özgürlüğündeki geriye gidişi hızlandıracak 40 maddelik düzenleme ise ekonomik ve siyasi tartışmaların gölgesinde Meclis’ten geçiriliyor. İktidarın hazırladığı ‘dezenformasyonla mücadele’ düzenlemesinin ilk 14 maddesi kabul edildi. Yarın 3 yıla kadar hapis cezasını öngören kritik 29. maddenin de içinde bulunduğu ikinci bölümün görüşülmesine başlanacak.
'MEVCUT YASALAR YETERLİ'
Haber alma hakkı ve ifade özgürlüğünü kökten etkileyecek yasayla ‘yanıltıcı bilgiyi yayma suçu’nun nasıl belirleneceği muğlaklığını sürdürüyor. Sosyal medyadaki etiket kampanyaların katılanların örgütlü suç işlemiş sayılabileceği, bir haberi beğenenlerin dahi yargılanabileceği belirtiliyor. Öte yandan muhalefet ve meslek örgütlerinin yanı sıra teklife Avrupa’dan da eleştiriler geldi. Venedik Komisyonu, mevcut düzenlemelerin yeterli olduğuna, yasanın ‘ifade özgürlüğü üzerinde keyfi kısıtlamalar’ getirebileceğine dikkat çekti.
TARTIŞILAN YASANIN GÖRÜŞMELERİNE YARIN DEVAM EDİLECEK: SANSÜRDE KRİTİK VİRAJ
Cumhur İttifakı’nın hazırladığı ‘dezenformasyonla mücadele’ teklifi görüşmelerinin ikinci bölümü başlıyor. Genel Kurul, bu hafta en tartışmalı madde olan 29. maddeyi ele alacak. Muhalefet ve meslek kuruluşlarının tepkileri ise sürüyor. Son olarak Avrupa’dan da eleştiriler geldi. Venedik Komisyonu ifade özgürlüğüne dönük keyfi kısıtlamalara dikkat çekti.
Meclis bu hafta Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki görüşmelerini sürdürecek. Geçtiğimiz günlerde Meclis’te görüşülen torba yasa kapsamında ilk iki madde kabul edilmişti. Ardından 40 maddelik ‘sansür yasası’nın 14. maddesi de kabul edildi. Genel Kurul, yarın toplanarak ‘dezenformasyonla mücadele’ teklifinin görüşmelerine 15. maddeden itibaren devam edecek.
Teklifle, internet haber siteleri süreli yayın kapsamına alınacak. Basın kartı başvurusu İletişim Başkanlığı’na yapılacak, resmi nitelikte kimlik belgesi olarak kabul edilecek. Basın kartı talep edenlerde, 18 yaşını bitirmesi, en az lise veya dengi bir eğitim kurumundan mezun olması, kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması şartı aranacak. Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın faaliyetleri ve personeline yönelik suç teşkil eden içerikler katalog suçlar kapsamına alınacak.
Muğlak ifadeler ve ağır cezalar öngören yasa, basın özgürlüğü karnesi son yıllarda olumsuz seyreden Türkiye’de kapsamlı bir sansür dalgası yaratacağı endişesi doğurdu. Muhalefet ve basın meslek örgütlerinin yanı sıra Avrupa’dan da teklife eleştiriler geldi. Son olarak Avrupa Konseyi ‘dezenformasyon yasasının’ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğüne engel teşkil ettiğini açıkladı. Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerinin anayasa ve yasalarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Konsey’in ilkelerine uygun olup olmadığını denetlemekle yükümlü Venedik Komisyonu, ‘acil bir görüş’ metni yayınladı. 40 sayfalık içerikte 2023 seçimleri öncesi yapılan düzenlemenin potansiyel sonuçları nedeniyle duyulan endişe belirtildi. ‘Oto sansür’ endişesinin vurgulandığı açıklamada, Türkiye’deki yasaların dezenformasyonla mücadele için yeterli olduğu savunuldu. ‘İfade özgürlüğü üzerinde olası keyfi kısıtlamalar’ içeren bir tasarının kabul edilmesi için ‘acil bir toplumsal ihtiyaç’ bulunmadığı belirtilen metinde, düzenlemenin AİHS’in ifade özgürlüğü maddesine aykırı olduğu kaydedildi. Dezenformasyon yasasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine yönelik görüşün, 21 ve 22 Ekim’de Venedik Komisyonu’nun bir sonraki genel oturumuna sunulacağı belirtildi.
‘SOSYAL MEDYADA GEREĞİNİ YAPAN YOK’
CHP Gençlik Kolları da basına ve sosyal medyaya yönelik yeni yaptırımlar içeren kanun teklifini İstanbul’da protesto etti. Eylemde temsilen okunan haber bülteninde, haberler eksik bırakıldı. CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik “AK Parti, giderayak geçirmeye çalıştığı bu yasayla Türkiye’deki özgürlüklerin önüne geçmeye çalışıyor. Ama tarihteki hiçbir baskıcı yönetim özgürlüklerin önüne geçmemiştir, AK Parti hükümeti de geçmeyecektir” görüşünü savundu. Killik “Rahatsız oldukları en büyük konu, bütün kamu kaynaklarını akıtmalarına rağmen onların yandaş medyalarını kimsenin izlememesi; herkesin gerçeği, doğruları sosyal medyada aramak zorunda kalması. Bundan çok rahatsızlar. Sosyal medyada, hazır soruların cevaplandığı prompter’ların olduğu sohbet odaları yok, televizyon yayınları yok. Gazetecilere ‘Gereğini yapın’ diye talimat verecekleri köşe yazarları yok. Sosyal medyada, insanların düşüncelerini özgürce ifade ettiği bir ortam var. İşte AK Parti’nin korktuğu bu özgürlükler” ifadelerini kullandı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticisi Banu Tuna ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) yöneticisi Avukat Veysel Ok da Diken’den Anıl Tuncer’e tartışmalı yasayı değerlendirdi. Yasanın en çok konuşulan 29. maddesindeki “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu belirleyecek olan kim?” sorusuna yanıt veren Ok “Bu madde geçerse soruşturmalar davaya dönüşecek” derken Tuna da bu maddeyi tehlikeli yapanın muğlaklık olduğuna dikkati çekti. Ok “Halkı yanıltıcı bilgi yayan derken bunu ‘RT’ edeni, paylaşanı, hatta beğenenin yargılandığı günleri göreceğiz” görüşünü bildirdi. “Örgütlü işlenmesi ve failin gizli olması halinde ceza yarı oranında artırılır” ifadesi de sosyal medyada etiket çalışmalarına katılanların bu kapsama alınması endişesine yol açtı. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise yasanın sadece gazetecileri değil tüm vatandaşları yakından ilgilendirdiğini vurguladı. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de açıklama yapan 10 basın örgütü de teklife ilişkin “İfade özgürlüğünün önünde tarihimizin en büyük engeli” ifadelerine yer vermişti.