‘Asrın felaketi’ olarak nitelendirilen ve merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan olan 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerle ilgili konuşan ABD’li bir bilim insanı, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
‘ÇOK YAYGIN GÖRÜLEN BİR DURUM DEĞİL’
ABD'li deprem uzmanı Doç. Dr. Judith Hubbard, Türkiye'de art arda yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin, meydana geldiği fay sistemi üzerinde daha önce tespit edilenlerden daha büyük olması açısından ‘olağan dışı’ olduğunu söyledi.
New York'taki Cornell Üniversitesi Jeoloji bölümünde araştırmalarda bulunan Hubbard, ülkesindeki ölçümlere göre "7.8'in ardından 7.5'lik depremin takip etmesi şaşırtıcıydı. Bu, bir tür tetikleme olabilir. Çok yaygın görülen bir durum değil ve eminim ki çok daha zarar vericiydi" dedi.
‘KARMAŞIK DEPREM’
Uzun yıllardır dünyanın dört bir yanında meydana gelen depremleri ve fay hatlarını incelediğini söyleyen Hubbard, Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin, "meydana gelen birçok depremden daha karmaşık" olduğunu belirterek "Pek çok farklı fay kopmuş gibi görünüyor ve sonra herkesin dikkatini çektiğini düşündüğüm şey, mutlak yıkım" dedi.
ABD'li akademisyen, "Binaların yıkılışının görüntüleri o kadar trajik ki... Ve bu, eski depremlere göre çok benzersiz kalıyor. Dolayısıyla yıkımın boyutu ile yıkımın görünürlüğünün birleşimi gerçekten ama gerçekten şoke edici" diye konuştu.
‘SARSINTI NE KADAR UZUN SÜRERSE…’
Kahramanmaraş genelinde 10 ili etkileyen son iki büyük depremi çok derinde olmadığı için ‘sığ bir deprem’ olarak nitelendiren Doç. Dr. Hubbard, "Sığ depremler daha kötüdür. Çünkü burada insanlar kaymaya ve sallanmaya daha yakındır. Depremin kendisi yaklaşık 75 saniye sürdü. Sarsıntı muhtemelen çok daha uzun sürdü. Çünkü zemin hala ilk kırılmaya tepki veriyor. Sarsıntı ne kadar uzun sürerse o kadar fazla hasar görürsünüz" ifadelerinde bulundu.
‘YER BİLİMCİLERİN DERS KİTABI TÜRKİYE’
Yer bilimcilerin, deprem araştırmaları yaparken Türkiye'yi bir ders kitabı gibi gördüklerini söyleyen ABD'li akademisyen Hubbard, "Çünkü gerçekten büyüleyici bir tektonik ortam. Arap levhası kuzeye, Avrasya'ya çarpıyor ve Türkiye'de, Himalaya'da, İran'da ya da Alpler'de gördüğümüz gibi dev dağlar inşa etmek yerine, ekstrüzyon tektoniği denen bir şey var; bu da bu iki fay sisteminin Kuzey Anadolu'da birbirlerine göre bir açı geliştirdiği anlamına geliyor. Türkiye'nin doğusu, batısı sıkışıp gidiyor" dedi.
‘DEPREMLER ARTMADI NÜFUS ARTTI’
Son olarak depremlerdeki can ve mal kayıplarının artmasına değinen Hubbard, dünyada eskisinden daha fazla insan olduğu için, kıyı şeritleri ve fay hatları gibi tehlikeye açık bölgelerde yoğunlaşan toplulukların, doğal afet durumunda eskiye nazaran daha büyük zarar uğradığını söylerken, dünyadaki tektonik hareketlerin eskisinden farklı olmadığını ekledi.